1.1

155 19 13
                                    

Hoş geldin! İyi okumalar dilerim 🖤

~
~

Görünen o ki Sinan rahat duramamıştı.

Hilal, onu ve diğer herkesi ikna ettiğini düşünüyordu. Kendisi onunla konuşacaktı ve Serdar mevzusu sonsuza dek kapanacaktı.

Ancak Sinan rahat duramamıştı işte. Hilal'i geçiştirmişti.

İçi soğumuyordu ve oldum olası sevmezdi o Serdar denilen çocuğu. Dövecekti. Kesinlikle o çocuğu dövecekti. Aklına koymuştu bir kere.

Bunu gidip diğer iki arkadaşına anlattı. Onunla geleceklerine emindi. Çünkü hep böyle olurdu. Her zaman, her yolu birlikte adımlarlardı. Neredeyse çocukluklarından beri.

Ancak ilk kez, durum farklıydı. Çağlar, Batu ve Sinan'la aynı fikirde değildi.

"Tekrar söylüyorum Sinan, Hilal açıkça karışma dedi. Duydun. Gidip o çocuğu dövmeyeceksin, dövmeyeceğiz." Biraz bekledi. Sinan'dan bir cevap, Batu'dan bir onay bekledi. Ama hiç renk vermiyorlardı. "Tamam mı Sinan?" Ters ters baktılar Çağlar'a. "Tamam mı diyorum oğlum?"

Sinan bıkkın bir nefes vererek "Tamam Çağlar,
tamam." dedi. Çağlar bir süre yüzlerini izledi. İkna olduğuna kanaat getirince yanlarından ayrıldı. Yine de temkinliydi. Çünkü biliyordu, Sinan'dı o.

~

Çağlar gider gitmez Batu, Sinan'a döndü. "Ağızımızın tadıyla adam da dövemiyoruz ulan." Biraz durdu ve devam etti. "Ne oluyor bu Çağlar'a?"

"Ne bileyim abi ya."

"Babaannem olmuş resmen." dedi Batu. "Bi 'dövüşmen guzum' dediği kaldı." Sonra bu söylediğine gülmeden edemedi.

Sinan'ın sessizliğine karşılık, "Eee, ne yapıyoruz şimdi?" dedi.

"Çıkışta kıstırıyoruz Batu. Ne yapacağız başka?"

~

Dedikleri gibi olmuş, tüm gün iyi aile çocuğu rolü kesip bu konudan kesinlikle bahsetmemişlerdi.

Doğrusu Hilal'in içini rahatlatmıştı bu durum.

Hayır, her ikisi de kavgacı çocuklar falan değillerdi. Hele Batu, Esra'nın korktuğu gibi olaylara bulaşmaz, kavgaya girmez ya da kavga çıkarmazdı.

Çağlar da uzlaşmacı taraf olur, daima kavgaya hazır tiplerin kesinlikle boş çocuklar olduğunu düşünürdü.

Sinan diğer iki arkadaşına göre daha kolay köpürürdü ancak büyük kavga işlerine girmemişti hiç.

Ancak mevzu bahis Çağlar, Sinan veya Batu olunca işler değişiyordu.

O zaman kimse gözünü kırpmadan birbirlerini kollayıp, birbirlerine destek çıkıyorlardı. Bazen üçü bir olup karşıyı pataklıyor, bazen yalnızca göz dağı veriyor, bazen de sağlam dayaklar yiyorlardı.

Evet bunlar sık olan şeyler değillerdi. Saysanız 2 elin parmaklarını geçmezdi belki ama durum bundan ibaretti. Bu 3 çocuk her daim birbirlerine arka çıkıyorlardı. 1 kez bile düşünmeden.

Ancak bu kez, ortada ciddi bir fikir ayrılığı vardı. Sinan bu çocuğu cidden pataklamak istiyor, Batu düşünmeden arkadaşını destekliyordu. Çağlar ise bütün bunların gereksiz olduğunu, hallolacak bir mesele olduğunu ve Hilal'in Sinan'a özellikle kavga yok ricasını göz önünde bulunduruyordu.

Çünkü Serdar'ın derdinin Hilal'le olduğunu biliyordu. Bu, Hilal'in meselesiydi ve kendisi çözüme kavuşturmak istiyordu.

Serdar, Sinan'ı yalnızca kışkırtmak, ona amaçsızca saldırmak istemişti. Bu çok basit ve komik bir hareketti doğrusu. Bu yüzden kesinlikle kâle dahi alınmamalı ve sanki yokmuş gibi davranmanın en sağlıklısı olduğu konusunda kızlarla hem fikirdi.

BIRAKMA KENDİNİ' || •yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin