2.3

111 9 25
                                    

Hoş geldin! İyi okumalar dilerim 🖤

~
~

"Bir kahve içecek vaktin var mı?"

Olmaz mıydı!

Elbette vardı.

"Tabii." dedi genç adam ve ayakkabılarını çıkarmak için bağcıklarına uzandı.

Bu sırada genç kız bir adım geri çekilmiş, onu izlemeye başlamıştı.

Her ikisi de mutfağa geçtiği sırada Cemre kahve makinesine uzandı.

"Şekersiz içiyordun değil mi?" diye sordu Çağlar'a. Çağlar onu onaylarken içten içe mutlu hissetti çünkü bu küçük ayrıntıyı hatırlıyor olması onun için önemliydi.

Cemre kapsülleri makineye yerleştirdi ve ellerini tezgaha koyup Çağlar'a döndü.

Genç adam da aynı şekilde bar sandalyesine oturmuş ellerini önünde birleştirmişti.

Pekâlâ, pek gergin hissettiği söylenemezdi ama aralarındaki sessizlik her saniye büyürken, bir şey söyleme ihtiyacı hissetti. O söyleyecek bir şeyler ararken kahveler hazır olmuşlardı bile. 

Cemre, kupanın birini onun önüne koydu. "Teşekkür ederim."

Çağlar'ın teşekkürüne başıyla ufak bir onay verdi ve ikisi de kahvelerinden birer yudum aldılar.

"Dün için hem teşekkür ederim hem de özür dilerim Çağlar. Gece çok güzel geçti. Seninle harika vakit geçirdim, gerçekten." Çağlar da aynı şekilde gülümsedi genç kıza. "Ama daha sonrası için... Yani," Biraz bekledi genç kız ve devam etti. "Sen gittikten sonra yanıma gelen çocuğu biliyorsun. Boş boş konuşup durdu. Biraz gerildim haliyle."

İçinden biliyordum diye geçirdi genç adam. O herifin seni rahatsız ettiğini biliyordum.

"Sana yansıtmak istemezdim. Özür dilerim."

"Hayır hayır. Sorun değil." dedi Çağlar.

Ama bunun bir sorun olduğunu biliyordu genç kız. Kibarlık da bir yere kadardı sonuçta. "Daha sonra da, gece evde pek tatlı şeyler yaşanmadı doğrusu. Durum böyle olunca da," Derin bir nefes verdi. Şakayla karışık, "Mutsuzluk üzerime yağmur gibi yağdı anlayacağın." Sevimli olmaya çalışarak gülümsedi. Ama bilmiyordu ki bu hali, Çağlar'ı iyice endişeye sürüklemiş, panikletmişti.

Karşısındaki bu güzel kızın üzgün olduğunu düşünmek onun kalbini sıkıştırıyordu sanki.

"Hâl böyle olunca da, elime pek telefonumu almak istemedim." dedi son olarak.

Bu ufacık açıklama bile genç adamın kalbine su serpmiş gibiydi.

Ne diyeceğini bilemedi bir an. Onun yanında olduğunu söyleyip destek mi vermeliydi yoksa yine de endişe duyduğunu mu söylemeliydi? Gece neler olduğunu mu sormalıydı yoksa bambaşka şeyler mi söylemeliydi?

Aklı karmakarışıktı.

En sonunda, sanki söylenecek başka hiçbir şey yokmuş gibi dedi ki, "Kahve de harika olmuş. Teşekkür ederim. Ellerine sağlık."

Anında pişman oldu. Başka bir şeyler söyleyebilirdi!

Elleriyle yüzünü sıvazladı. Karşısındaki kızın kıkırtılarını duyunca rahatlamış hissetti. "Kusura bakma, ne diyeceğimi bilemedim de." dedi.

Sonra, birden nasıl oldu bilinmez, ikisi bu konuyu hiç açmamış, yorum yapmamış ve bambaşka şeylerden konuşmaya başlamışlardı.

Sohbet ilerlerken, Cemre dünden beri ilk kez malum konudan uzaklaştığını hissediyordu. Bu durum, onun ferahlamış hissetmesine sebebiyet verirdi. Dün geceden beri ilk kez tasasız hissediyordu.

BIRAKMA KENDİNİ' || •yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin