| 13. Bölüm | En Güzel Pişmanlığım!(+18)

1.5K 188 54
                                    

Gülistan: Nerede o kız çabuk söyleyin bana hemen!
Gülin: D-daha gelmedi geç içeri otur ben sana bir çay getireyim
Gülistan:(bağırarak) İstemem! Nazlıyı burada bekleyeceğim dedi an Selvi ve Tanju da gelmişlerdi
Selvi: Noluyor burada hanımefendi hayrola neden bağırıyorsunuz?
Tanju: Selvi hanımefendi Alinin annesi. Gülistan teyze hoş geldin dedi gülümseyerek Selvi susmuştu
Gülistan: Hiç hoş gelmedim! Siz bunu nasıl saklarsınız ha bizden! 1 yıldan fazla ne dolaplar dönüyor ve biz bunu yeni öğreniyoruz!
Tanju: Ali istemedi Gülistan teyze kimse bir şey bilmiyordu yeni öğrendik zaten hepimiz
Gülistan: Nerede o Nazlı çabuk gelsin!
Selvi:(Tanjuya) Bu Nazlıyı yer bu öfkeyle sakinleştirmek gerek dediğinde Tanju başıyla onayladı
Tanju: Hadi içeride konuşalım böyle ayak üstü olmaz
Selvi: Evet teyzecim ben Selvi ver elini öpeyim öncelikle (dedi elini öptü) Güneş çay getir oğlum içeriye dediğinde GülSelTan içeriye geçtiler
Güneş: Hadi çayları alıp gelelim yoksa ortalık fena yanacak dediğinde Gülinle gittiler.
.
Ali hızla bakanlığa kısa sürede gelmişti. İçeriye girdiğinde annesi Selvi ve Tanjuyu gördü oturmuş konuşuyorlardı.
Ali: Anacım hoş geldin de neden eve gelmedin buraya geldin!
Gülistan: Sus sen eşşek sıpası! Sana haber mi edicem bir de nereye gittiğimi!
Ali: Yok öyle demek istemedi-
Gülistan: Bunlar her şeyi anlattı bana neden ha neden böyle bir şeyi yaptın! Şerefsiz bir adam için yuvanı bu hale getirmeye değer miydi?
Ali: Anacım boşver hadi gel evimizde konuşalım?
Gülistan: Hayır o Nazlı buraya gelmeyene kadar şuradan şuraya gitmem! Gerçekleri biliyorken seni hala neden süründürüyor ha? Diyip sinirle nefes alıp vermeye başladı. Selvi Aliye kaş göz yaparak susmasını istedi Ali de oturunca sessizlik başladı
.
Nazlı da hiçbir şeyden habersiz yavaşça merdivenleri çıktı. Tam ofise gireceği anda kapının önünde Gülistan'ı görünce korkuyla kapıya yaslanıp hızla dışarı çıktı. Gülin'in masasının önüne ileri geri yürümeye başladı
Nazlı: Eyvah Gülistan teyze dedi ne yapacağını bilemez haldeydi gidip Gülin'in masasının tarafına geçti. O sırada beklemekten küplere binen Gülistan bağıra bağıra ofisten çıkınca Nazlı direk masanın altına girip saklandı. Tırnaklarını dişlemeye başladı. Tanju ve Selvi kapıda dururken GülGün de çay tepsisiyle kalmıştı oldukları yerde
Gülistan: ANAYI ATAYI UNUTMUŞSUN İNSAN BİR DANIŞIR HABER EDER BİZE DEĞİL Mİ?
Ali: Anacım yapma böyle bak-
X: Hanımefendi bağırmayın böyle burası bakanlık dediğinde Gülistan sinirle merdivenlerden aşağı indi. Ali de peşinden koşturdu
Ali: Dur anne ya nereye gidiyorsun...
Selvi: Vay Alican vay meşhur anası buymuş demek ha?
Tanju: Tam Nazlılık kaynana dedi gülerek
O sırada Nazlı kafasını çıkardı herkesin sırtı ona dönüktü. Nazlı da Gülistan gitti mi diye bakıyordu
Selvi: Valla aldığı gelini mum eder mum dedi gülerek
Nazlı: ş-ş diye seslenince Gülin korkudan elindeki tepsiyi düşürdü. Diğerleri de arkalarına döndüğünde Nazlıyı masanın altında gördüler
Güneş: Aman Gülin yandın mı?
Gülin: Yok iyiyim de Nazlı Allah canını almasın ödüm koptu ya
Selvi: Anam senin ne işin var orada?
Nazlı: Gittiler mi?
Tanju: Gittiler de (güldü) Saklandın mı kız sen? Nazlı cevap vermedi saçını düzeltti hala çökmüş vaziyette oturuyordu.
.
Ali: Ya nereye gitcem gitcem İstanbul neresini biliyorsun sen?!
Gülistan: Sora sora Bağdat bulunmuş ben evimi bulamıycam. Hem nerede benim çantam yukarıda kaldı tabi diyerek geri döndü merdivenlerden çıkmaya başladı
Selvi: Çıksana şuradan
Nazlı: Çıkayım demi ya koskoca kadın halimle
Gülin:(gülerek) çık çık dedi Nazlı ayaklandı ki Gülistan ve Alinin sesi duyulunca
Nazlı: Eyvah diyerek bir daha girdi masa altına. SelTanGülGün direk masanın önüne dizildi
Ali: Ya dursana 2 dk anacım yorulmadın mı az otur şöyle!
Gülistan: Nerede o senin eski karın ha?! Yoksa burada çalışmıyor mu? Tabi ne de olsa bey kızı İsmet beyin kızı! (bağırarak) ŞURAYA GETİRSENİZ İKİ ÇİFT LAFIM VAR SÖYLEYECEĞİM! ARAYIN GELSİN!
Tanju: Tamam artık yeter bu kadar burası bir iş yeri böyle bağırmak olmaz Ali izinlisin al anneni eve gidin diyince Ali annesinin çantasını aldı koluna girerek zorla da olsa alıp götürdü
*
Gülistan: İşte böyle Emin bey bu eşek sıpası bunları yapmış. NEDEN HA NEDEN!
Ali: SEVİYORUM ÇÜNKÜ NAZLININ ÜZÜLMESİNİ İSTEMEDİM! YETER ARTIK YA ÜSTÜME GELMEYİN! ZATEN ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜM BİR DE SİZ GELMEYİN ÜSTÜME! Diyerek evden çıkıp gitti
Emin: ALİ!
Harika: Varmayın üstüne nolur zaten kötü durumda annecim babacım?
Gülistan: Hadi kalk Meral hanıma götür beni konuşacaklarım var?
Harika: Ne diyeceksin kadına anne? Zaten hasta kadın üzülmesin bu öfkeyle ona da mı patlayacaksın?
Gülistan: Yok ona sözüm yok onun da haberi yokmuş ben iki anne oturup konuşmak istiyom o kadar
Harika: Tamam ama bak bir şey yaparsan abim bizi keser diyip onayı aldıktan sonra kalkıp gittiler.
*
Akşama doğru GülGün işten çıkıp diğerleriyle kafede buluşacaklardı. Doruk AçDem FerBel de oradaydı
Gülin: Selam diyerek oturdu.
Demir: Hoş geldiniz
Güneş: Hoşbulduk abi
Açelya: Tamam hadi selamlaşma faslını boşverin şimdi neler oldu bomba haberlerim var dedin?
GülGün her şeyi anlatır.
Ferman: Aboo Nazlı yandı desenize
Açelya: Ayy kıyametin kopması yakın
Beliz: Ben napacağım peki dedi bir anda gözler ona döndü
Açelya: Üzgünüm ama işin zor Beliz çok ağır cümleler kullandın Ali seni hemen affetmez
Beliz:(ağlayarak) Biliyorum ama ben nereden bilebilirdim ki çok ağır bir durumdu Nazlı'nın halleri ağlaması ablayım ben öyle sandım
Gülin: Doğrular bilinmeden önce Nazlı ne derse desin hakkıydı çünkü gerçekleri bilmiyordu kocasının aldattığını sanıp acı çekti ama sen bunu yapmamalıydın Nazlıya üzülsen de konuşmazdın mesafe koyardın arana ama o sözler söylenebilecek sözler değildi
Demir: Ki Ali böyle bişey yapacak bir karakter de biri değil sen hariç hepimiz Aliye inandık ve sen ayrıca Fermanı da yanına alıp konuşmasını engelledin hatan büyük
Güneş: Ama yine de kaçısın yok bir an önce karşısına çıkmalısın eğer şimdi çıkamazsan sonradan çıkman çok bir şeyi değiştirmeyecek
Beliz: hıhı yarın Aliyle konuşmanın vakti geldi beni affetmese de özür dilemem gerekiyor
Doruk: Ya bilmiyordun ki işte çok da haksız sayılmazsın bende yaptığını düşündüm yani bu gayet normal bir şey dediğinde Açelya bir tane koluna geçirdi
Açelya:(sinirle) bilmediğin konularda bir daha ağzını açarsan gebertirim seni! Dedi
Doruk: ama şi-
Demir: Abicim kapa çeneni! Dedi sinirle Doruk sinirle kalkıp montunu aldı çıktı
*
Harika annesiyle Nazlı'nın evine geldiler. Nazlıya mesaj atmıştı eve gelecekse haberi olsun diye ama Nazlı cesaret edememiş gelmemişti. Meral ve Ege teklerdi evde
Meral:(mahcupça) Hoş geldiniz Gülistan hanım nasılsınız?
Gülistan:(gülümsedi) Hoş bulduk Meral hanım iyiyim siz nasılsın?
Harika: Nasılsın Meral teyze?
Meral: İyiyim kızım sağ olasın
Ege:(odadan geldi) Babaanneeeeeee diyerek koşup geldi sarıldı
Gülistan:(sarılıp öptü) Ohh canım torunum nasılsın?
Ege: İyiyim babaanne sen nasılsın?
Gülistan: Seni gördüm daha iyi oldum oh miss gibi kokuyorsun
Ege: Biyaz önce banyo yaptım mis gibi koktum dedi gülerek
Harika: Hadi gel seninle odaya geçelim anneanneyle babaanne konuşsunlar diyerek Egeyi kucaklayıp odaya geçtiler
.
Meral: Siz başlamadan önce ben bir şeyler söylemek istiyorum. Size karşı çok mahcubum Alinin yaptığı bu fedakarlık karşısında hiçbir diyemem kızımı beni düşünmüş ona ne kadar teşekkür etsem az. İnanın bunu ilk günden beri bilsem bunlara izin vermezdim ben
Gülistan: Biliyorum size hiçbir lafım yok benim. Hastaydınız geçmiş olsun öncelikle bilseydiniz bırakmazdınız hangi anne olursa olsun evlatlarının ayrılmalarını hiç ister mi? Ki Ali ve Nazlı'nın birbirlerini nasıl sevdiklerini biliyorum. Benim diyeceklerim bizden saklamaları ve gerçekler ortaya çıkmışken hala oğlumun oradan oraya savrulması. Boşanmamışlar da o zaman neyi bekliyorlar? Konuş Nazlıyla Meral hanım ya inadı öfkeyi bir kenara bırakıp bu aileyi toparlasınlar ya da
Meral: Ya da?
Gülistan: Oğlumu yerde bulmadım ben boşanırlar herkes kendi yoluna bakar. Oğluma başka birini bulur evlendiririm. Yuvasını kurar. Nazlıyı ömrünün sonuna kadar bekleyemez. Egeyi de alırım gerekirse ben bakarım benim diyeceklerim bu kadar diyerek Harikaya seslendi. Egeyle geldiler
Harika: Gidiyor muyuz?
Gülistan: Evet
Harika: Meral teyze ben Egenin eşyalarını hazırladım Nazlı ablanın haberi var bize gelecek
Meral: Tamam kızım diyerek onları yolcu edip geldi oturdu ağlamaya başladı
*
1 hafta sonra Nazlı Gülistan'ın dediklerini öğrenmiş ama Aliye söylememişti. Boşanma davası açacaktı Nazlı Gülistan'ın dediği gibi oğlunu artık bırakıyordu. Gülistanla da hala karşılaşmamışlardı. Harika işe gitmiş Ege de eve dönmüştü. Ali de yoktu. Gülistan ve Emin tekti evde
Gülistan: Bu işin tek bir oluru var artık oğlumuza kız bulacağız
Emin: Kız mı?
Gülistan: Hatçe nenenin torunu Deren var ya burada avukat
Emin: Eee?
Gülistan: Seninle oyun oynayacağız boşanmak istediğimizi söyleyeceğiz Ali avukatlığımızı yapmayacak biz bu kıza gideceğiz. Sonra Ali de bu kızla konuşmak için oraya gidecek sonrası gelir işte iki muhabbet etmiş olurlar hı ne diyorsun?
Emin: Ali bunu öğrenirse yakar bizi biliyorsun demi?
Gülistan: Hiçbir şey yapamaz! Onun iyiliği için her şey Nazlıyı bekleyip kurusun mu oğlum sürünsün mü orda burda yuvasını kurup yoluna baksın?
Emin: Kız ister mi Aliyi daha boşanmamışlar bile!
Gülistan: Kız küçüklükten beri yanık bizim oğlana iş olursa boşanma kolay olur beklerler sonra eveririz. Hadi kalk önce kıza gidiyoruz sonra ben Aliye sen Harikaya gideceksin. Önce gidip davayı açalım da diyerek kalkıp hazırlanıp çıktılar.
*
2 gün sonra
Boşanma olayını duyan Vefa kardeşler öfkeliydi. AlHar ve anne babaları Deren'in ofisine gelmişlerdi. Deren Aliyi görünce hemen ayağı kalktı gülen gözlerle ona bakıyordu herkes oturduktan sonra
Ali:(elini uzattı) Ali Vefa
Deren: Deren diyerek el sıkıştılar
Gülistan: Ben her şeyi avukat kızıma anlattım her şeyi o halledecek
Emin: Ne hallolacaksa olsun yeter artık seni çektiğim
Harika: Susun ya yine didişmeyin
Ali: Deren hanımı nereden buldun anne? Ya ben sizi daha önce gördüm bir yerde ama
Deren:(gülümseyerek) Mutlaka görmüşsündür
Gülistan: Sen yuttuğun tükürüğü unutmazdın bunu nasıl unuttun? Ya Deren Hatça nenenin torunu
Emin: Yav oğlum bizim Mevlüt abinin kızı işte
Ali:(şaşırdı sonra güldü) A-aa Deren tabi ya sende hukuk okumuştun dimi ya?
Deren: Evet
Emin: Boş sohbetiniz bittiyse de haydi ne olacaksa olsun gidelim artık bu kadını daha fazla görmek istemiyorum
Gülistan: Sana soracaklardı yani ne zaman konuşacaklarını
Ali: Kusura bakma Deren
Harika: Tartışıp durmayın rezill oluyoruz ama ne bu öfkeniz
Gülistan: Yılların birikmişliği. Gençken çekiyordum ama yaşlılıkta hiç çekilmiyor
Deren: Tamam tamam neyse biz konumuza dönelim diyerek boşanma davasını konuşmaya başladılar. Deren Aliden gözlerini alamayarak konuşuyordu. Onlar çıkıp gidince çekmeceden Ali'nin gençlik fotoğrafını çıkardı onu sevip gülümsemeye başladı.
*
Ali Selviden yardım istemiş hem Eminle hemde Gülistanla konuşması için ama ikisi de inat etmiş ama Gülistan daha dişli çıkıp bezdirmişti onu. Selvi ve Nazlı arabada giderken
Selvi: Oyy Nazlıcan senin bu eski kaynanan var ya adamı yir yir ya
Nazlı:(gülerek) Valla Selvi abla ben kendimi bildim bileli öyleydi Gülistan teyze ama Emin amcadan da ayrılacaklarını hiç aklıma getirmezdim doğrusu ya bu işin arkasında başka bir şey varmış gibi geliyor bana
Selvi: Bende senin gibi düşünüyordum ama yok bunlar bıkmış ya birbirlerinden aslında haklılar özellikle Emin amca çok haklı
Nazlı: Peki Ali neden işe gelmiyor?
Selvi: Annesi avukat tutmuş onunla görüşüyor boşamasın diye ama
Nazlı:(şüphelendi) Avukat mı tutmuş adı neymiş? Deren mi?
Selvi: He evet Deren ya Bursadan tanıdıkları mıymış neymiş?
Nazlı: Aslında sadece tanıdık değil abla biliyor musun?
*
Deren Ali gelecek diye güzelce giyinmiş nasıl konuşayım diye hazırlık yaparken Ali kapıyı çalıp içeri girdi. El sıkışıp selamlaştılar.
Ali: Merhaba sekreter müsait olduğunu söyledi ama
Deren: Merhaba Ali müsaidim geç otur dedi gülümseyerek salak aşık gibi bakıyordu Aliye
Ali: Iıı Deren Deren senden bir ricam olacak bir avukattan nasıl böyle bir şey isteniyor bilmiyorum ama
Deren: Ali biz seninle yeni tanışmıyoruz rahat ol nedir?
Ali: Yani evet açıkçası bende buna güveniyorum zaten ıı ben şey diyeceğim annemin davasını kabul ettin ama ben onların ayrılmalarını istemiyorum boşanmamaları lazım engel olmam lazım
Deren: Haklısın bende zaten istemiyorum aynı şeyi düşünüyorum
Ali: Ne? Gerçekten mi ya (güldü) ohhh valla inan çok rahatladım ya en son bu kadar üniversite sınavını kazandığımda rahatlamıştım
Deren:(gülerek) Biliyorum bağıra bağıra bütün köye ilan etmiştin saat sabahın dokuzuydu burada
Ali: hahaha zaman insanı değiştiriyor artık sessiz sakin adamım
Deren: Babam hala seni söylediğin de iyi çocuktur der
Ali: Ay sağ olsun onlar nasıl iyiler mi?
Deren: hı hı iyiler
Ali: Tamam o zaman annemle birlikte konuşalım bu konuyu üçümüz birlikte dediğinde Deren'in yüzü düşer sonra kendini toparlar
Deren: Ne zaman istersen
Ali: Bana kartını ver ben ararım seni
Deren:(telefonunu eline aldı) Seni çaldırayım ben
Ali: Numaram var mı sende diye sordu şaşırmıştı
Deren: Iıı şey Gülistan teyzeden almıştım lazım olur diye
Ali: Ha tamam o zaman haberleşiriz diyerek çıktı gitti
*
Selvi: Nasıl yani Nazlı?
Nazlı: Ben bizim nişanda görmüştüm onu
Selvi: Aliye nasıl baktığında gördün ha?
Nazlı: Ama Alinin bundan haberi var mı yok mu bilmiyorum hiç sormadım açıkçası
Selvi: O zaman bunların boşanma işi palavra mı diyorsun sen?
Nazlı: Orasını bilemem yani işi bu raddeye kadar getirmezler bu raddeye vardırmazlar diye düşünüyorum ama anneme açık açık söylemiş oğluma birini bulacağım diye diyip kafasını cama çevirdi gözleri doldu. Selvi ses etmedi bakanlığa gelmişlerdi arabayı park edip yukarı çıktılar
*
Selvi olayı çözmüş her şeyi Aliye söylemişti. EmGül da bakanlığa çağırmıştı. İtiraf gelmişti. Ali Tanjunun odasında anne ve babasına hesap sorarken diğerleri kapıdaydı
Ali: BUNUN YOLU BU MU YANİ! ALLAH AŞKINIZA SÖYLEYİN EVLAT BÖYLE Mİ EVLENDİRİLİR! NE HAKKINIZ VAR BUNA REZİL ETTİNİZ YA KIZIN SUÇU NE OYNUNUZA ALET ETTİNİZ! BANA YAZIK DEĞİL Mİ!
.
Nazlı: Selvi abla olayın ne kadarını anlattın sen Aliye
Selvi: Düğüm olan kısmına kadar
Nazlı: Peki Deren'in de bu işin içinde olduğunu bilmesi gerekmez mi?
Selvi: Bence gerekmez yani bu Alinin gönlüne kalmış bir iş çözmek isterse çözer
Nazlı: Hmm dedi ve sustular. Ali içeriden geldi
Ali: Tanju abi çıkmam gerek-
Tanju: İşine bak oğlum diyerek izin verdi. Ali Nazlıya baktı. Nazlı gözlerini kaçırdı. Ali gidince arkasından baktı
Selvi: Valla işin hiç kolay değil be Ali dedi arkasından Tanju ve Güneş giderken
Nazlı: Sizce bu durumun sorumlusu ben miyim?
Gülin: Neyin?
Nazlı: İşte annesiyle babasının böyle davranmasının sonuçta Ali evlensin istiyorlar yuva kursun istiyorlar yeniden
Gülin: Ali zaten evli ya kuzum evlisiniz hala siz
Nazlı: Benim yüzümden işte ama biz bittik gerçekten biz bittik oluru yok bizden
Selvi: Valla Ali hiç öyle düşünmüyor Nazlı
Nazlı: Ama öyle düşünmesi lazım (derin bir nefes aldı) benim ona son bir borcum kaldı onu da ödeyince o da öyle düşünecek deyip sustular
*
Ali Derenle buluşmak istediğini söylediğinde Deren onu kafenin konumunu atmıştı
Ali: Ben ofiste konuşuruz sanıyordum
Deren: Ha hemen kalkabiliriz istersen
Ali: Neyse siparişler de gelmiş geri göndermeyelim diyerek oturdu
Deren: Bi sorun mu var Ali sinirlisin?
Ali: Benim hayatımda sorun olmayan gün mü var be Deren. 2 gün beni tanısan ne demek istediğimi anlarsın (her şeyi zar zor anlatır) işte böyle beni seninle tanıştırmak için bir oyuna girmişler çok mahcubum sana karşı ve ben hala evliyim nasıl yaparlar hala aklım almıyor
Deren:(bilsede bilmemezlikten gelmişti üzgünce) Önemli değil Ali insan her şeyi her zaman bilemez değil mi? Mesela ben bu kolyeyi 13 senedir birkez çıkarmadım boynumdan bugün ifşa olup kendiliğinden çıkacağını nereden bilebilirdim ki (çıkarıp Alinin önüne bıraktı) al Ali belki kendini suçlamana yardımcı olur dedi gülümseyip kalkıp gitti. Ali merakla kolyeyi açıp bakınca bir tarafında kendi fotoğrafı vardı diğer tarafı boştu. Şaşırmıştı Ali kaşları çatıldı. Derenin arkasından bakakaldı. Ve şimdi anladı ki Deren de her şeyi biliyor ve ona boş değil...
*
Akşam olmuş Ali bakanlıktaydı tek başına balkona çıkmış elindeki kolyeye bakıyordu. O sırada artık yüzleşme zamanı demiş Gülinden Alinin yerini öğrenen Beliz ve Ferman bakanlığa gelmişti
Ferman: Ben seni burada bekliyorum
Beliz: Tamam diyerek içeriye girdi. Aile masası katına çıktı içeriye girdiğinde kimse yoktu ama balkon kapısı açıktı oraya adımladı
.
Beliz: Ali diye seslendi tüm cesaretini toplayıp Ali gelen sese dönünce Belizi gördü
Ali: Beliz (dedi şaşkınlıkla) Noldu?
Beliz:(üzgünce) Konuşmak istiyorum seninle?
Ali:(alayla güldü) Sen ve konuşmak öyle mi? Noldu o mahkeme salonunda bana kükreyen Belize! Noldu evde üzerime yürüyen Belize! Noldu hakaretleri art arda sıralayan Belize!
Beliz: Ben bilmi-
Ali: NE DEĞİŞİRDİ! O SÖZLERİ HAK ETMEDİM BEN! HİÇBİRİNİ HAK ETMEDİM! SUSTUM YİNEDE! BEN SEN OLAMADIM NAZLININ HATRI DİYE MAHKEMEYE VERMEDİM HAKARETTEN DOLAYI! ZORLAMA BENİ ŞİMDİ VERİRİM DİLEKÇEYİ MAHKEME MAHKEME SÜRÜNDÜRÜRÜM SENİ!
Beliz:(ağlamaya başladı) Ali lütfen dinle beni. Özür dilerim affet beni nolur bilemedim hata yaptım yanlış yaptım evet ama Nazlı kardeşimdi üzgündü acı çekiyordu
Ali: NAZLI NE DERSE DESİN HAKKIYDI AMA SENİN HAKKIN YOKTU! YA BENİ OĞLUMLA VURMAYA ÇALIŞTIN! ŞİMDİDE ANLATSANA OĞLUMA DEDEN ŞEREFSİZ DİYE! HADİ SÖYLEYEBİLİR MİSİN!? Dedi öfkeyle
BANA GELİNCE ETMEDİĞİN LAF KALMADI! ŞİMDİ ÇIK ANLAT! LEYLAYA EGEYE DEDENİZ ŞEREFSİZ HAYSİYETSİZ BİRİYMİŞ DİYE!
Beliz: Özür dilerim defalarca kez özür dilerim lütfen...
Ali: DİLEME ÖZÜR FALAN İSTEMİYORUM! KARŞIMA ÇIKMA BİR DAHA AYNI ORTAMDA AYNI YERDE OLMAYALIM YETER! SANA O KADAR DEĞER VERİYORKEN ŞİMDİ GÖZÜMDE 5 PARA ETMEZSİN! Diyerek çıkıp gitti. Beliz yere çöküp ağlamaya başladı. Ali sinirle bakanlıktan çıkınca Ferman koşarak yukarı çıktı. Belizi yerde gördü gidip sarıldı.
*
Nazlı Alinin 1 yıldır kira ödediği evdeydi. Annesi için yeniden bu evde yaşamışlardı ama gerçeklerden sonra Nazlı yine o tuttuğu eve geçmişti. Aliyi aradı
Ali: Alo Nazlı
Nazlı: Ali müsait misin?
Ali: Evet
Nazlı: Bizim eve gelebilir misin?
Ali: Noldu bir şey mi oldu?
Nazlı: Yo yo sadece konuşmak istiyorum
Ali: Tamam hemen geliyorum diyerek eve doğru yola çıktı.
.
Kısa süre sonra geldi. Kapıyı çaldı. Nazlı kapıyı açıp salona giderken Ali kapıyı kapatıp peşinden gitti
Ali: Konu ne konuşacağız?
Nazlı: Ev sahibiyle konuştum bu eşyaların boşaltılması gerek
Ali: Nazlı ne diyorsun ya ne eşyaları ne boşaltması
Nazlı: Öyle olması gerekiyordu
Ali: Ya Naz-
Nazlı: Ya Ali ben bu evde yaşayabilir miyim sanıyorsun bu eşyalarla hayatıma devam edebilir miyim? Bunun daha önce olması gerekiyordu ama olaylar falan olunca anca sıra geldi. Al (anahtarı uzattı) Eşyaları da sen halledersin artık
Ali: Ya Nazlı ne diyorsun sen eşyalar benim değil ki bizim eşyalarımız bunlar
Nazlı: Ali lütfen... ben bu eve dair hiçbir şeyi istemiyorum artık hayatımda neden anlamıyorsun! Bak yoluna artık sende annenler de öyle istiyor bende aradan çekiliyorum. Eşyaları naparsan yap satıyor musun birine mi veriyorsun sen bilirsin diyerek anahtarı Alinin eline sıkıştırdı gidecekken
Ali:(artık sabrı kalmamıştı) NAZLI! (Nazlı durdu) NE İSTİYORSUN YA ÖLEYİM Mİ?! GİDEYİM Mİ?! HER ŞEY SENİN İÇİNDİ! ANNEN İÇİNDİ! BUNU NEDEN YAPIYORSUN BANA BİZE! SEVİYORUM SENİ ÇOK SEVİYORUM HER ŞEYİ YAPARDIM SENİN İÇİN YAPTIM YİNE OLSA YİNE YAPARIM! AMA YORULDUM HER ŞEY APAÇIK ORTADAYKEN NEDEN YA NEDEN! HİÇ Mİ SEVMİYORSUN ARTIK BENİ!?
Nazlı:(ağlayarak) ÇOK SEVİYORUM ÇOK! AMA OLMUYOR AFFEDEMİYORUM! BİTİRDİN SEN BİZİ BİZ GERÇEKTEN BİT-TİK! ZORLAŞTIRMA ARTIK!
Ali: Ben bu eşyalara dokunamam Nazlı bunu yapamam!
Nazlı: İyi ben yaparım diyerek çıktı kapıyı kapatıp yaslandı kapıya ağlamaya başladı. Artık sabrının son damlasında öfkelenen Ali ayağını ortadaki sehpaya vurup ortadaki camı parçaladı. Televizyona da bir tekmeyi geçirip onu da devirdikten sonra koltuğa oturup ağlamaya başladı. İçeride sesleri duyan Nazlı kalkıp kapıya vurdu. Ali zar zor kalkıp kapıyı açtı
Ali:(ağlayarak) Nazlı dediğinde Nazlı direk Aliye sarıldı. İkisi de hüngür hüngür ağlamaya başladı
.

Böyle Bitmesin (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin