12-

1.6K 95 84
                                    

Her ne kadar yorgun olsada Hürkan araçla karakola geldi. İndiği aracın kapısını örtüp bahçeye girdi. Bahçedeki banklardan birine ilerleyip oturdu ve her ne kadar rahat edemeyecek olsada sırtını masaya yasladı.

Eline ön cebinden çıkardığı telefonunu aldı. Şifresini yazarak açtı ve Mert'i aradı.

"Alo, Mert."

"Hürkan iyi misin? Sorun var mı şuan?"

"İyiyim iyiyim, ve hayır bişey olduğu yok."

"Dosya bulundu mu?"

"Hayır. Ama bulacağız yani umarım buluruz."

"Gelmemi ister misin?"

"Hayır gerek yok da sen şuan neredesin?"

"Senin evindeyim."

"Tamam bir cinayet olayı var halledip geleceğim gitme."

"Peki görüşürüz."

"Görüşürüz."

Hürkan konuşmayı sonlandırıp ayağa kalktı. Elindeki telefonunu cebine koyup son kez temiz havayı soluyarak büyük binaya ilerledi.

İçeri girerken kapıdaki görevli selam verdi ve Hürkan sadece kafa salladı. Merdivenleri çıkıp odasına ilerledi. Odasının önüne geldiğinde içeri girip kapıyı kapattı. Kapının karşısındaki masasına doğru ilerleyip koltuğa yerleşti.

Cebinde katlayarak koyduğu kağıdı çıkarıp masanın üzerine koydu.

Harflerin yazılış tarzlarını incelemeye başladı. Harflerin bağzıları yamuk yazılmış, bağzıları diğer harflerden büyük yazılmıştı. Yazı kötü yazılmıştı ama okunuluyordu. Yazan kişinin bilerek böyle yazdığı kesindi eğer şüpheli olarak yakalanırsa yazısını daha güzel yazacaktı. Hürkan katilin zeki olduğunu düşündü. Hemde baya zeki.

Masasının üzerindeki kendisi gelmeden önce bırakılmış olan dosyayı aldı ve kadının nasıl öldürüldüğü ile ilgili bilgileri okudu.

İşkence edilerek öldürülmüştü. Vücudunda bir ısıtılmış şişle oluşturulmuş yanıklar, bıçak ile kesildiği düşünülen çizikler vardı.
Alt gövdesinde binlerce batırılmış iğne vardı ve cinsel istismar yapılmamıştı.

Cesedin kime ait olduğu bilinmiyordu. Bu nedenle cesede bazı testler yapılacaktı. Kim olduğu ortaya çıkıncada gömülecekti.

Hürkan dosyayı kapatıp derin bir nefes aldı ve arkasına yaslandı. Tıklatılan kapı ile gel komutunu verdi içeriye bir polis arkadaşı girdi ve önüne A4 kağıdı üzerine doldurulmuş bilgileri bıraktı.

Hürkan'a başıyla selam verdi ve odadan çıktı.

Hürkan eline kağıdı aldı, okumaya başladı.

Bilgiler: 28 yaşında, kadın, esmer, isim Derya, boy 1.62, kan grubu AB, ailesi tarafından yetimhaneye bırakıldı.

Bu tip bir sürü bilgi vardı ve onun altındaki başka bir kağıtta ise katilin bulunduğu yazıyordu. Hürkan kağıdı eline aldı ve onu okumaya başladı.

Kağıtta öldüren kişinin parmak izine rastlandığını ve bir test ile bu kişinin Ömer olduğunun bulunduğu yazıyordu. Onun altında ise Ömer yakalanır ise ne kadar suç alacağı yazıyordu. Gerçi çokta uzun birşey yazmıyordu sadece idam yazıyordu.

Hürkan kesinlikle Ömer'in öldürmesini beklemiyordu. Öldürülen kişi Ömer'in sevgilisi miydi? Yoksa o kağıt başkasınamı yazılmıştı bilmiyordu. Tek bildiği Ömer'e olan nefretinin bu bilgiyle biraz daha büyüdüğüydü. Gerçi ne bekliyorduki onlarca kişiyi öldürmüş olan birisinin sevgilisinin canına kıymasıda gayet normal birşeydi.

Hürkan gereğinden fazla sinirlendiğini hissetti ve kendine sadece şunu söyledi 'Beni ilgilendirmez benim tek görevim o şerefsizi yakalamak'.

Hürkan kendine de sinirliydi birazcıkda olsa idam edileceği için üzülmüştü ama ona üzülmeye bile değmezdi. Zaten Hürkan hep iyi kalbi yüzünden kayıp etmişti bu dünya da.

Eline masasının üzerindeki telsizi aldı ve arama için şehire polis araçları gönderilmesini istedi.

Ormandaki cinayetten sonra bir kulübede yaşadığını da düşünmeye başladı bu yüzden ormanlarda da arama yapılmasını istedi. Bu saatten sonra her şey yeni başlıyordu. Dosyayı bulmasına gerek yoktu Ömer'i yakalarsa dosyanında bir önemi yok değil mi?

Onu yakalayacak ve bizzat kendi elleri ile ölümünü sağlayacaktı.

Hürkan iyi ve saf birisiydi ama sinirlendimi tuttuğunu koparan birisine dönüşüyordu. Ömer onunla uğraşarak bunu göze almıştı.

Prisoner Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin