Birbirlerine aşklarını itiraf eden ve uzun süre gülüşerek sohbet eden ikili evlerine doğru ilerlemeye başladı. Dışarıya çıkınca birbirlerine değen ellerinden utanan ikili el ele tutuşarak gidiyordu eve. Yol boyunca Ömer, Hürkan'ı sürekli öpüyor ve arada sinir etmek için yanağını ısırıyordu. Hürkan ise yanağını ısıran Ömer'e sinirlenmiş gibi yapıyordu ama içten içe çok hoşuna gidiyordu. İkili kapının önüne geldiklerinde Hürkan, Ömer'in elini bıraktı. Ömer ise elini neden bıraktığına anlam veremeden Hürkan'a baktı.
"Amacın ne Hürkan?"
"Şeyy, ben söylemeye hazır değilim."
"Saçmalama ver şu elini."
Ömer, Hürkan'ın elini tekrar tuttu ve parmaklarını birbirine geçirdi daha sonra ise elini sıkı sıkı tuttu. Sanki her an gidecekmiş gibi sıkmıştı elini.
Hürkan gözlerini kapattı ve iki kızdan gelecek tepkiyi bekledi. Ömer ise hiç beklemeden kapıya iki kez tıklattı.
Kapıyı onlara dünyanın en güzel gülümsemesiyle Deniz açtı. Gördüğü birleşik eller ile gülüşü soldu ve donmuş bir şekilde ikiliye baktı. Uzun süre devam eden sessizlikten sonra Betül kimin geldiğini merak etti bu nedenle Deniz'e seslendi.
"Deniz kim gelmiş??"
"Gelde kendin gör."
Betül, Deniz'den aldığı cevap ile söylenerek yanlarına geldi.
"Hayır yani neden söylemiyorsun, beni yanına çağırmak yerine söylese-"
Betül'ün sesi el ele gördüğü ikili ile kesildi. Şimdi tek bir şaşkın yüz yetmiyormuş gibi ikincisi gelmişti. Ömer sıkılmış bir şekilde ikilinin kapı önünden çekilmesini bekliyordu. Ayağıyla ritim tutmuş ve yanaklarını şişirmişti. Hürkan ise ikiliden gelen tepkiyle daha çok utanmaya başladı.
Ömer daha fazla duramadı ve sinirle ikiliye seslendi.
"Şu kapının önünden çekilin artık da geçelim."
Ömer'in bastırarak söylediği cümle ile ikili şaşkınlıktan çıktı ve içeri girmeleri için kapının ağızından kenara çekildi. Ömer ile Hürkan içeriye girdiğinde Hürkan ellerini ayırdı ardından yukarı kata çıktı. Betül ise hemen arkasından gitti.
Ömer rahatını bozmadan koltuklardan birisine kendini attı ardından gözlerini kapattı. Deniz, Ömer'in rahat hareketlerine göz devirdi. Mutfağa doğru ilerledi.
Hürkan lavaboya girdi ve aynadan kendine baktı. Yanakları utançtan kızarmıştı. Yanaklarının yanması yüzünede yansımıştı. Şuan da aynada kendine bakan Hürkan hiç bu kadar utandığını hatırlamıyordu. Musluğu yukarı kaldırdı ve suyu açtı, hızla akan suya ellerini tuttu, soğuk suyu avuçlarına doldurdu sonrasında ise dört kez yüzüne vurdu.
Kapıyı birisi tıklatınca gelmesini söyledi ve havluyla yüzünü kuruladı. Kapıdan giren Betül ile utancı yerini buldu, yeri izlemeye başladı.
"Hürkan benden utanma. Sadece sizi el ele görünce şaşırdık."
"Evet anlıyorum."
"Öpüştünüzmü?"
"NE!!"
"Ne bağırıyorsun be soru sorduk."
"H-hayır yok öyle birşey. Öpüşmedik."
"Peki. Ben aşağı iniyorum."
"Tamam."
Betül açık olan kapıdan dışarı çıktı ve aekasından kapattı. Betül gidince Hürkan derin nefes alıp verdi. Lavaboda biraz beklemeye karar verdi ve olduğu yerden hareket etmedi.
Deniz yorgun olduğu için hemde tembelliği nedeniyle kolaya kaçmış ve makarna yapmıştı. Alt kata inen Betül ile koltukta uyuklayan Ömer'i mutfağa çağırdı. Üç arkadaş birlikte masaya oturdu ve yemeklerini yemeye başladı. Ömer yemeğini yer iken yanlarına gelmeyen Hürkan'ı merak etmeye başladı.
"Betül, Hürkan nerede?"
"Yukarıda lavaboda olması lazım."
Ömer ayağa kalkıp merdivenleri çıkarak yukarı kata ilerledi. Önünde durduğu lavabonun kapı kolunu indirecekken Hürkan daha hızlı davranarak kolu indirmiş ve dışarı çıkmıştı. Karşısında gördüğü Ömer'e tuhafca bakmaya başladığında Ömer ensesini kaşıdı sonrasında ise konuştu.
"Uzun süre gelmeyince merak ettim."
Hürkan kafasıyla onayladı ve tam Ömer'in yanından ayrılacakken Ömer kolundan tuttuğu Hürkan'ı tekrar kendine çevirdi.
"Hürkan bir sorun mu var? Yoksa sevgilim olmaktan memnun değil misin?"
"H-hayır sadece utanıyorum."
"Hiç gerek yok. Onlar benim çok uzun süredir arkadaşım. Kardeş gibiyiz ve inanki hiç utanmıyorum. Onların yerinde başkası olsa yine utanmam."
Hürkan, Ömer'den duyduğu sözler karşısında başını salladı ve gülümsedi. Ömer, Hürkan'ı belinden tutup çekti ince, şekilli dudağına küçük bir öpücük kondurdu daha sonrasında elini tutup aşağı kata adımladı. O gece iki sevgili olarak ilk akşam yemeklerini yediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner
RandomPorgola yazıyorum benden çok beklentiniz olmasın elimden geldiğince güzel yazmaya çalışıcam bu kitapta Hürkan uke haberiniz olsun Smut anlar veya başka şeylerde olabilir .