Güzel bir yemek keyifinden sonra Mert ve Hürkan oturma odasına geçti ve yatacakları koltuğa yerleşti. Mert ellerini önünde birleştirip arkasına yaslandı ve düşüncelere daldı. Hürkan ise kaçmak için bir yer aradı. Gözüne kapı takıldığında şansını yine denemek için ayağa fırladı ve kapıya yöneldi. Mutfakta iki sevgilinin gülüşerek sohbet etme sesi geliyordu. Mert'e kaş göz hareketleri yaparak gözetlemesini istedi. Mert kafa sallayarak ayağa kalktı ve mutfak kapısının yanında ki duvara gitti. Kendini gizleyerek izlemeye başladı. Hürkan ise kapıya gitti ve açmaya çalıştı. Kapı yine kilitliydi. Hürkan tam yumruk geçirecekken kapıdan gelen kilit sesiyle geriye çekildi. Kapının kilidi açıldı ve yüzü, kıyafetleri kanlar içinde olan Ömer geldi. Elinde ki suç aletini yere fırlattı anahtarı ise kapıyı kilitleyip cebine koydu.
Şok içinde kalan Hürkan ve Mert ağızı açık bir şekilde Ömer'i izliyordu. Ömer onu şaşkınlık içinde izleyen ikiliye ellerini iki yana açarak neden öyle baktıklarını sorar gibi yaptı. Şoktan çıkan Hürkan sinirle Ömer'e yürüdü ve yumruk attı. Öyle sinirliydiki bu yumruk çok sert gelmişti ve Ömer'in kafası yana düşmüştü. Ömer tekrar Hürkan'ın yüzüne baktı ve hiç yumruk atmamış gibi sırıttı. Bu sırıtma Hürkan'ı daha da sinir etti ve karnına tekmeyi geçirdi. Yere düşen Ömer'e tekme atmaya başladı. Ömer acıyla yüzüzü buruşturdu ama hiç bir laf etmedi.
"Seni öldüreceğim!!"
Mert, Hürkan'ı kolundan tutup çekiştirmeye başladı. Ama Hürkan geri çekilmedi. Mutfakta gülüşerek sohbet eden iki kız içeriden gelen sesler nedeniyle içeriye geldi. Arkadaşlarını döven Hürkan'ı gördüklerinde korktular ve ayırmak için araya girdiler.
"Bırak artık Hürkan!!"
"Seni bugün öldüreceğim şerefsiz!"
Hürkan araya kızlar girmeden son bir yumruk atmak istedi ama Ömer'e ilerlettiği eli Deniz'in suratına geldi. Deniz suratına gelen yumrukla yere yıkıldı. Betül ise sevgilisine gelen yumruk ile Hürkan'a sinirli bir ifadeyle baktı ve sevgilisinin yanına gitti.
Hürkan, Deniz'e attığı yumruk ile kendine geldi ve pişmanlıkla etrafına baktı. Yerde kanlar içinde yatan Ömer. Diğer tarafta çaresizce ağlayan Mert ve sevgilisinin yüzünü aldığı sert darbe nedeniyle inceleyen Betül. Hürkan ne ara bu kadar sinirlendiğini anlayamadı. Sadece tek bir kişi için üzülmemişti ve o da kesinlikle Ömer'di. Karnına aldığı teknelerden ağızından hafif bir kan gelmişti.
Deniz'e bir şey olmadığına karar kılan Betül, Ömer'in yanına ilerledi ve çömeldi. Üzerindeki tişörtü yukarı sıyırdı karnındaki morarıkları gördüğünde iyice sinirlendi ve ayağa kalktı.
"Orosbu çocuğu!!" diyerek Hürkan'ın yüzüne yumruğu geçirdi parmağında yüzük vardı ve attığı yumruk ile Hürkan'ın yüzünde çizik oluşmuş ve kanamıştı. Ama Hürkan umursamadı ve yere çöküp oturdu. Mert ise hemen Ömer'in yanına gidip Deniz ile beraber koluna girdi. Acıyla inleyen Ömer'i yukarı kata çıkardılar. Betül ise sinirle son kez Hürkan'a bakıp yukarı çıktı.
Yerde oturan Hürkan nefesini düzene sokamamıştı ve çok yorgundu. Üzerine çöken ağırlıkla kendini sırt üstü yere attı ve tavanı izlemeye başladı. Merdivenden sesler geldi ama umursamadı. Yan tarafında gördüğü Mert ile ağlamaya başladı. Mert ise gözyaşlarını sildi.
"Her şeyi berbat ediyorum."
"Hayır yok öyle bir şey haklı olan sensin sadece biraz abarttın."
Hürkan yeterince akmış olan gözyaşlarını tutmaya çalıştı ve yerinde dikelip Mert'e sarıldı. Mert'de aynı şekilde karşılık verdi. Hürkan'ın boyununa burnunu soktu ve derin derin soludu yakın arkadaşının kokusunu. Hürkan, Mert'den ayrıldı.
"O nasıl?"
"Karnında morluk dolu şuan kızlar duşa soktu. Hareket etmeye gücü yok."
"Haklıydım ama kendimi haksız duruma düşürdüm. Tam bir aptalım."
"Şş, sorun yok."
Mert, Hürkan'ın saçlarını elleriyle geriye taradı ve saçındaki terler eline bulaştı. Fakat bu umurunda bile değildi. Başka zaman olsa kokarca derdi ve Hürkan'ı itekleyerek duşa sokardı.
Mert ayağa kalktı, sonrada Hürkan'ı iki elinden tutup kaldırdı. Koltuğa getirdi ve yatırdı. Üzerini örtüp alnını öptü. Yanında biraz oturdu uyumasını bekledi.
Uykuya dalan Hürkan ile Mert ayağa kalktı, yukarı kata ilerledi. Kapıların arasından Ömer'in odasını seçti ve kapıyı tıklatıp içeri girdi. Ömer yatakta sırt üzeri yatıp uyumuştu. Ve az yer kalmış olan kısıma da Betül sokulmuştu. Deniz ise yatağın kenarındaki tekli koltukta telefon ile uğraşıyordu. Kapının tıklatılıp açılması ile gözü Mert'e gitmişti. Mert yerinde rahatsız bir şekilde kıpırdandı ve Ömer'in yanına ilerledi. Deniz'e döndü, soru sordu.
"O nasıl?"
"Kötü."
Deniz çok kısa, iki hece kelimeyi söylemiş ve susmuştu. Mert bu soğuk ortamdan rahatsız oldu. Tekrar konuştu.
"Hürkan adına özür dilerim."
"Hmm."
Mert odanın kapısına ilerledi. Kendini odadan dışarı attı. Böyle sinirli ve ciddi olmaları onu korkutuyordu. Ya bizi de öldürürlerse diye düşünüyordu. Aşağı kata indi uyuyan Hürkan'ı inceledi. Sonrada gözü kırmızının en güzel tonuyla kaplanmış yere takılmıştı. Mutfağa gitti eline geçen ilk bez ile tekrar salona girdi. Yere eğildi ve kanları temizlemeye başladı salonu kan kokusu kaplamıştı.
Yeri iyice temizledi. Bezi mutfağa götürüp bıraktı ve salona geçip pencereleri açtı. Pencereyi açarken gözüne korumalıklar takıldı, bu ev hapishaneydi kesinlikle. Açtığı pencereden sonra yavaş yavaş pis kokunun azaldığını hissetti koltuğa kendini attı ve derin bir nefes aldı. Yorulmuştu, uykusu gelmişti. Gözleri gidip geliyordu, uyukluyordu. Hürkan sırt üstü dönüp yattığında Mert koltuktan gelen hareketlilik ile gözlerini tekrar açıp Hürkan'a baktı. Yüzündeki yarayı gördü, kanamıştı ve kan kurumuştu. Mert ayağa tekrar kalktı lavaboda yara bandı olmasını dileyerek ilerledi. Kapıyı açtı içeriye girdi ve üst dolabın kapağını açtı. İçindeki tüm eşyaları karıştırdı. Eline gelen küçük kutuyu aldı ve içine baktı. İçerisinde gördüğü yara bandını aldı tekrar salona ilerledi. Koltukta yatan Hürkan'a yaklaştı ve yara bandını paketinden çıkarıp yüzüne yapıştırdı.
Odanın soğuduğunu hissettiğinde pencereye ilerledi. Kapattı ve perdeleri çekti. Uykusuna daha fazla karşı çıkamadan Hürkan'ın yanına ilerleyip üzerindeki örtüyü açtı ve yanına yerleşti. Hürkan'ın beline elini attı sonrada arkadaşının o çok sevdiği kokusunu solumak için burnunu boynuna yerleştirdi. Gözlerini kapattı ve kendini uykuya teslim etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prisoner
RandomPorgola yazıyorum benden çok beklentiniz olmasın elimden geldiğince güzel yazmaya çalışıcam bu kitapta Hürkan uke haberiniz olsun Smut anlar veya başka şeylerde olabilir .