Conrad dedenin karşısında oturmuş, bitkileri kasede nasıl ezip karıştırdığını izliyordum. Birkaç tozu kaseye katıp tutuşturduğu çaputu kaseye attığında kaseden büyük mavi bir alev yükselmişti. Ben hayranlıkla yanan mavi ateşe bakarken Conrad dede bana bakmadan ''Ayağa kalkıp kartı eline al şimdi.'' demesiyle onaylayarak ayaklandım ve kartı cebimden çıkartıp elime aldım. Bana bakmadan ''Kartın yüzünü kendine çevir ve gözlerini kapatarak evini düşün. Sadece bunu yap. Gerisini kart yapacak.'' dediğinde gözlerimle Dorian'a bakarak ''İşe yarayacak mı?'' diye sordum.
Dorian'ın bakışları Conrad dedeye kaydığında Conrad bir açıklama yapmadan anlamadığım bir şekilde konuşmaya başlamıştı. Gözlerimi aceleyle kapayıp evimi, evimin yolunu, ailemi düşünmek için kendimi zorlarken zihnimin bir köşesinde, ister istemez mesafeli ve inceleyen bakışlarla beni izleyen Dorian'ı hayal ediyordum.
Dudağımı ısırıp ''Dorian, teşekkürler.'' diyerek gözlerimi açıp ona döndüğümde ani baş dönmesi ile ileri sendelemiştim. Midemde oluşan krampı yok saymaya çalışırken başımı Dorian'ı görmek için kaldırdığımda onu orada görememiştim.
Kendimi tanıdık sokaklarda bulduğumda etrafa bakınmayı sürdürüyordum. Güneş çoktan batmış, sokaklarda çok az insan vardı. Heyecanla ''Başardım!'' diyerek ayaklanıp ellerimi cebime götürdüğümde sonunda telefonumun çektiğini fark etmiştim. Telefonun ekranında bir anda belirmeye başlayan çok sayıda cevapsız çağrılar ile beraber kimlerden geldiğini görmeye çalıştım.
Polis, annem, babam ve ev telefonundan gelen çok sayıda çağrıyla beraber elimi cebime geri soktum ve kartı yokladım. Kart hala oradaydı. Üstüme bir süre bakıp değiştirmeyi düşünsem de bu kartla beraber üstümdeki kıyafetler onlara daha inandırıcı gelebilirdi.
Eve gitmek için hızlı adımlarla ilerlemeye başlasam da aklım hala Dorian'daydı. Acaba ona teşekkür ettiğimi duymuş muydu? Sonuçta beni o ormanda tek bırakabilirdi ama o bana yardım edip geri dönmemi sağlamıştı. İnanmayabilirdi bile! Gerçi bana inanması ve geri dönmemi sağlamış olmaları... Onların Dünya'sında belki de büyülü şeyler olabilirdi. Bu düşünce ile kalbim daha da hızlanmıştı. Benim Dünya'mda böyle büyülü şeyler yoktu ve ailemi onlara inandırmak çok zor olacaktı.
İnanmayacakları ve kartın sanki aniden yok olacakmış düşüncesi beni daha da korkuttuğunda artık eve koşuyordum. Tüm sokak boyunca koşmayı sürdürüp sonunda evin kapısına kendimi attığımda artık kapıyı yumrukluyordum. Birkaç yumruğun ardından kapı açıldığında içeri dalıp heyecanla ''Anne! Baba! Size bir şey göstereceğim!'' diye bağırıp içeri girdim. Her ikisi de benim bu şekilde konuşmaya başlamamla beraber beni izliyordu. Her ikisinin bakışlarından ne kadar gergin olduğu belliydi. Tüm bir gün boyunca ortada yoktum ve bana hiç biri ulaşamamıştı. Muhtemelen başıma bir şey geldiğini düşünerek uykusuz kalmışlardı.
Annem yavaşça bana birkaç adım atarak ''Lexi nerelerdeydin? Telefonuna ulaşamadık ve senin için çok endişelendik.'' dediğinde heyecanla ''Size her şeyi anlatacağım! Cinayeti çözdüm. Yani kısmen. Size göstereceğim.'' deyip elimi karta götürdüm. Babam ise bana yaklaşarak ''Bu üstündekiler ne Lexi? Tüm gün boyunca neredeydin? Bize neden haber vermedin? Dedektif Max tüm gün sen aradı.'' demesiyle ona bakarak ''Beni dinleyin. Bu kart beni başka bir yere götürdü.'' dedim. Daha konuşmanın başında annem itiraz ederek ''Yine aynı hikaye Lexi. Yeter bu kadar.'' demesiyle ona bakarak ''Beni dinlemeniz lazım.'' diyerek kartı havaya kaldırdım. Annem ve babam itirazlarını sürdürürken onların seslerini bastıracak şekilde ''Bu kat beni başka bir Dünya'ya götürdü! Orada Dorian ve Conrad dede diye iki adamla tanıştım. Onlar benim buraya dönmeme yardım ettiler. Ve bu kartın onların ve bizim Dünya'mız arasında seyahat etmemizi sağladığını açıkladı. Bu kart büyülü. Bakın! Ona baktığınızda sembollerin bile size fısıldadığını, etkisi altına aldığını göreceksiniz.'' diye konuştum. Fakat benim bu konuşmam babamın beni susturmaya çalışması yüzünden kesilmişti. Onun kollarından kurtulmaya çalışırken ''Bırak baba, bitirmeme izin ver.' dediğimde annem ''İlaçlarını almayı mı bıraktın sen Lexi?'' demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözcü: İki Dünya'nın Kaderi
Ciencia FicciónAnlık görüler giderek kontrol edilemez bir hal aldığında son noktayı, ona destek olan tek kişinin gizemli cinayeti koydu. Artık o işlemediği bir cinayetin aranan suçlusu ve elinde tüm bunların açıklamasını yapmak için kullanabileceği tek şey bir ade...