-36-

1.9K 216 69
                                    

Minho sabah kalktığında hızlıca banyoya yöneldi. Aynaya baktı. Ağlamaktan şişmiş gözlerine bakıp tekrar ağlamak istedi. Ama şuan sırası değildi. Okula gitmediği bir gün içinde karar vermişti. Aslında güçlü kalmaktan bile yorulmuştu. Sadece ağlamak istiyordu. Ama bunun zamanı olmadığını düşündü. Hiç istemiyor olsa da güçlü gibi gözükecekti. Ama öyle miydi? Hayır. Sürekli kendine ne kadar aptal olduğunu söylüyordu. Ne kadar söylese az geliyordu sanki. Bu kadar şeye rağmen nasıl ona inanmış ve güvenmişti. Hem de her seferinde. Her zaman tekrar yapacağını düşünmüştü. Son sefer hariç. Gerçekten fazlasıyla güven vermişti. Ama yine aynı şeyi yapmıştı. Üstelik başkasından hoşlandığını söyleyerek ayrılmıştı. Daha doğrusu Minhonun bildiği buydu.

Aynada kendine bakarak derin bir nefes aldı. Yüzünü yıkadı. Gözlerinde ki şişliğin gitmeyeceğini biliyordu o yüzden uğraşmadı. Hızlıca duş alıp banyodan çıktı. Günlerce sadece yatmış olmasına rağmen çok yorgun hissediyordu. Giyindi ve evden çıktı. Daha derse yarım saat olduğu için yakınlarda ki bir parkta oturdu. Her boş kaldığında düşünüyordu. Her şeyi en baştan düşünüyordu. Bu onu daha fazla yorsa bile engel olamıyordu. Dersin başlamasına 20 dakika kaldığını fark ettiğinde okula yaklaştı. Yaklaştıkça daha fazla geriliyordu. Neler olacaktı tahmin bile edemiyordu. Şuan tek istediği şey günün hızlıca bitmesi ve eve dönmekti. Bu yüzden sakinliğini sonuna kadar korumakta kararlıydı.

"Minho dur!" Minho arkasından gelen sesle hızla arkasına döndü. Ryujini görmesiyle rahatladı. Ryujin hızla Minhonun yanına geldi.

"İyi gözüküyorsun" Ryujin gülümseyerek söylemişti. İyi olmadığı belliydi. Sadece bunu demenin belki güven vereceğini düşünmüştü. Ama öyle olmamıştı.

"Öyle gözükmeye çalışıyorum. Pek iyi olduğum söylenemez" Minho gülümsemeye bile çalışmadan yanıtladı. Sonuçta şuan iyiymiş gibi davranması gereken biri yoktu karşısında. Ryujin Minhonun bu hallerini gördükçe anlatmak istiyordu. Ama Minginin yaptıklarını tam anlamıyla öğrendiğinden beri o da korkuyordu.

Samimi bir şekilde gülümseyerek Minhonun koluna girdi ve sınıfa ilerledi. Sınıfın kapısında gördüğü Yunayla durdu ve daha çok gülümsedi.

"Günaydın" Yuna kocaman bir gülümsemeyle konuştuğunda Minhoya döndü.

"Nasılsın Minho" Yuna gülümsemesini hiç bozmadan sordu.

"İyiyim mi demek gerekli. Diyemeyeceğim sanırım bu çok yorucu" Minho konuştuğunda Yuna anlamışcasına kafa sallamıştı. Minho oflayarak etrafa bakarken Yuna gözlerini Ryujine dikti. Gözlerini kısarak baktı. Ryujin anlamış olucak ki olumsuz anlamda kafa salladı. Evet, Jisungun bir sevgili vardı. En azından Minho böyle bilecekti. Öğrenmesine de oldukça az kalmıştı. Yunada olacaklardan korkuyordu.

Beraber sınıfa girdiklerinde Felix Minhoyu görmesiyle hızla yanlarına geldi. Minhoya dikkatlice baktı. Minho bu bakışlardan rahatsız olmuş gibiydi. Sanki ağır bir hastalıktan çıkmış gibi bakışları vardı. Ah gerçi evet. Jisung yüzünden bu da mümkündü artık değil mi?!

"Neden böyle bakıyorsunuz amk?!" Minho en sonunda sinirle konuşmuştu. Ortam gergindi. Herkes Jisung ve Minginin sınıfa girdikleri anda ne olacağını merak ediyordu. Minhonun tepkisinden oldukça korkuyorlardı. Jisunga rahatça dayak atan biri tekrar neden yapmasın?

"Jisungun yeni sevgilisi gerçekten çok yakışıklı" Minho sınıfa giren iki kızın aralarında konuştukları şeyi duyduğunda şaşkına dönmüştü. 'Jisungun yeni sevgilisi?' diye mırıldandı. Ryujin dişlerini sıktı. Şuan bir bomba patlayacakmış gibi bekliyordu herkes. Ama öyle olmadı. Minho gayet sakin bir şekilde arka sıralardan birine ilerledi ve oturdu. Arkasından birbirine şaşkınlıkla bakan üç kişi bırakmıstı. Felix ve Ryujin omuzlarında hissettikleri ağırlıkla aynı anda arkalarını döndüler.

"Öğrendi mi?!" Kai merakla sordu. Ellerini Ryujin ve Felixin omzundan çekip önünde birleştirdi.

"Nasıl bu kadar sakin. Ah hayır kesin Jisungu öldürme planları yapıyor! Yoksa bu kadar sakin olması imkansız lan!" Kai gergince konuştu.

"Kes sesini Kai bir dur ya!" Ryujin dikkatlice Minhoya bakarken konuştu. Minho çoktan umursamaz tavrıyla kafasını sıraya koymuştu bile.

"Olabilir mi ki?" Yunada aynı şekilde Minhoya bakarken Kainin söylediğine katıldı.

"Oh, sanırım bugün Minhoyla tanışacağım öyle değil mi? Baksana herkes toplanmış" Arkalarında duydukları sesle hepsi derin bir nefes almıştı. Bekledikleri an gelmişti.

Ryujin Minginin bu haline oldukça sinir oluyordu. Minginin üzerine atlayıp onu dövmemek için kendini zor tutuyordu. Ama bir kişiyi daha döverse okulda zor durumda kalacaktı. Arkadaşlarını korumayı çok seviyordu evet.

Ryujin derin bir nefes aldı kollarını önünde birleştirdi ve Mingiye döndü. Hemen yanında olan Jisunga baktı. Ters bir bakış attığında karşılığında Jisungdan masum bir bakış almasıyla göz devirdi.

"Bu kadar çok mu tanışmak istiyorsun" Ryujin alayla sordu. Mingi ilk başta Ryujinin bu tavrına sinir olsa da bozuntuya vermeden cevapladı.

"Aynen öyle. Doğrusu çok merak ediyorum"

"Aptal mısın sen?! Bir insan neden yanında zorla tuttuğu kişinin aşık olduğu insanı merak eder ruh hastası!" Ryujin sesini biraz yükseltmiş olacak ki Minho kafasını koyduğu sıradan kaldırmış ve herkesin olduğu o noktaya bakmıştı. Minginin bu duruma fazlasıyla sinirlendiği elini sıkmasından bile belliydi. Jisung Ryujine sus işaretleri yaparken Ryujin sadece göz devirmişti.

"Hiç değişmemişsin hep böyle kabaydın!" Mingide aynı ses tonuyla Ryujine cevap verdiğinde Ryujin daha fazla sinirlenmiş olacak ki Mingiyi deşicek gibi bakışlar atmaya başlamıştı.

"Bana kaba diyene bak! Biliyor musun Mingi sen çok değişmişsin. Tam bir orospu çocuğu olmuşsun. Ya da bir dakika acaba hep böyle miydin? Biz mi fark etmedik ha!" Ryujin alaycı gülüşüyle tekrar konuşmuştu.

"Nerden geliyor bu malın sürekli olan bu cesaretini amk. Şimdi kendini de merdivenden yuvarlanırken bulacak!" Kai Yunanın kulağına doğru yaklaşıp kısık sesle konuştu. Yuna derin bir nefes alıp kafa salladı. Bir adım atarak Ryujinin yanına geldi ve kolundan tuttu.

"Gidelim lütfen!" Yuna kısık sesle Ryujine doğru konuştu ve çekiştirmeye başladı. Ryujin göz devirdi ve Minhonun oturduğu sıraya doğru ilerlediler.

"İyi misin?" Yuna Minhonun yanına oturduğunda merakla sordu. Minho bıkmış bir şekilde ofladı.

"Yakışıklı olan sevgili bu demek" Minho gözlerini kısıp Mingiye doğru baktı.

"Benimle tanışmak istediğini söyledi değil mi? Yanlış duymadım. Hadi tanışalım" Minho konuşup hızla ayağa kalktı ve hala sınıfın kapısının önünde duran ikilinin yanına gitti. Minginin karşısında durdu ve gülümsedi.

"Ah evet bugün Minhoyla tanışacaksın!" Minho Minginin sınıfa girdiğinde söylediği şeyi taklit edermiş gibi konuştu. Mingi alayla sırıttı.

"Memnun oldum Minho ben de-" Mingi konuşacağı sırada Minho lafını böldü. Ve evet, bunlar olurken etrafta bulunanlar dikkatlice olanları izliyordu. Minginin yanında bulunan Jisung bile sadece Minhoya odaklanmıştı.

"Sormadım ve memnun olduğumu sanmıyorum" Minho sahte bir gülüşle konuştu.

"Sanırım beni sevmedin Minho?"

"Sevmedim"  Minho kısaca yanıtladı.

"Baya dürüstsün. Herkes senin gibi değil" Mingi son cümlesini Jisunga bakarak söylemişti.

"Sen?" Minho kısaca konuştuğunda Mingi kaşını kaldırıp anlamış bir şekilde baktı.

"Sen dürüst biri misin Mingi?"

-bu bolumde bir şey eksikti? biraz tahmin yürütün bakalım ilerleyen bölümlerde neler olacak sizcw

şimdi iki seçenek var
ya burdan düz yazı şeklinde devam edeceğim bir bolum daha

ya da direkt mesajlaşmaya geçip her şeyi atlayacağım ve olanları siz anlamaya calisacaksiniz

sürekli size soruyorum çünkü karar veremiyorum ve fikirler önemli tabki

flight of love | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin