"Sen dürüst biri misin Mingi?"
"Ne saçmalıyorsun!" Mingi hızla çıkışmıştı. Jisung Minhoya şaşkınca bakarken Mingi Jisunga dönmüş ve ters bir bakış atmıştı. Ardından tekrar hızla Minhoya dönmüştü.
"Neden bu kadar yükseliyorsun sadece sordum? Yoksa yalancı mısın?" Minho kafasını sağ tarafa doğru eğmiş gözlerini kısarak Mingiye alaycı bir bakış atmıştı. Mingi az önce olan sinirini bir kenara bırakıp tekrar sakinleşmeye çalışmıştı. Sakin gözükmesi gerektiğini düşünüyordu.
"Yalancılardan nefret ederim Minho" Mingi sahte bir gülümsemeyle sorduğunda Minhoda aynı gülümsemeyi ona sunmuştu.
"Kendini sevmelisin Mingi" Minho son defa konuşup sırasına doğru ilerlemişti. Jisung gözlerini tamamen açmış bir şekilde olanları izlemişti. Mingi sinirle Jisunga dönmüş kolundan tutup hızla sınıftan çıkartmıştı.
"Abi yuh naptın!" Kai Minhonun omzuna kolunu koyarken gülerek konuştuğunda Minhoda küçük bir şekilde gülümsedi. Ryujin ve Yuna hala şaşkınlıkla birbirine 'az önce noldu amk' şeklinde bakıyorlardı.
"Bakın tam şuan da Jisung için kendimi üzmemeye karar verdim. Yani zor olacaktır tabi ama onlar bu kadar rahatsa ben neden olmayayım değil mi?" Minho kendinden emin bir şekilde konuştuğunda Ryujin gülmeye başladı.
"İşte bu ya! Süpersin amk" Ryujin heyecanla konuştu. Evet Jisungun neden böyle yaptığını biliyordu ama Minhonun da yanında olmalıydı. Zamanı geldiğinde Minhoya olanları anlatmakta kararlıydı. O zaman kadar Mingiyi rahatsız etmekten zarar gelmeyeceğini düşündü. Mingi oynuyorsa onlar da oynayacaktı. Aynen böyle düşünüyorlardı.
°
Mingi Jisungu sınıfın dışına çıkarana kadar kolunu bırakmamış sıkı sıkı tutmuştu. Sonunda sınıftan uzaklaştıklarında Jisung oflayarak kolunu Mingiden kurtardı.
"Zorba mısın amk napıyosun dizi mi çekiyoruz!" Jisung bıkmış bir ses tonuyla konuştuğunda Mingi alayla gülümsedi.
"Söyledin mi yoksa!" Mingi gülümsemesinden sonra tekrar sinirle konuşmuştu.
"Git şurdan ya mal mıdır nedir?!" Jisung sınıfa doğru ilerlemeye çalışırken Mingi onu durdurmuştu.
"Umarım söylememişsindir" Mingi konuşmasıyla Jisungu bırakmıştı. Jisung arkasını bile dönmeden sınıfa doğru ilerlemeye devam etmişti. Sınıfa girdiğinde Minhoya baktı. Gayet iyi görünüyordu. Buna şaşırdı ama aynı zamanda sevinmişti. Minhonun kötü olduğunu görmek her şeyi ikisi içinde daha zor yapardı. Derin bir iç çekip ön sıralardan birine oturdu. Ardından Mingi sınıfa girdi. Minhonun başında toplanmış kalabalığa baktı. Ryujinle göz göz gelmesiyle gülümsedi ve Jisungun yanına geçti. Ryujin sadece göz devirmiş ve önüne dönmüştü. Elinden bir kaza çıkmaması için çok bakmamaya karar verdi. Dayanamayacak ve bir olay çıkartacak diye korkuyordu. Bazen kendine hakim olmakta zorlanıyordu.
Gayet sakin geçen günün ardından hep beraber okul çıkışına doğru ilerliyorlardı. Ryujin fark ettiği şeyle şaşırdı ve arkadaşlarına döndü.
"Lan bugün Hyunjin gelmedi!" Ryujinin sözüyle Kai gülmeye başlamıştı. Minho bir şey demeden ilerlemeye devam etti.
"Yeni fark etmemiz komik oldu" Kai gülmesini arasında konuşmuştu.
"Arayın lan şunu niye gelmemiş" Ryujin konuşurken Felixe baktığında Felix göz devirmişti.
"Ben aramam" Felix net bir şekilde söyledi.
"Ararsın" Ryujin sırıtarak konuştu.
"Aramayacağım" Felix göz devirip onlardan önde ilerleyen Minhoya yetişti.
"Çok inatçı bu da ya!" Ryujin oflayarak konuştu ve Kai'ye döndü. Kai başını sallayıp telefonunu çıkardı. Hyunjini aradı ama bir yanıt alamadı. Sonrasında Hyunjinin ona geri döneceğini düşünerek daha fazla uğraşmamış ve telefonu cebine geri koyup arkadaşlarına yetişmişti.
-duz yazi sıkti dimi
daha yazmayacagim. konuyu mesajlarla ne kadar anlatabilirim bilmiyorum. bu yuzden fazla mantik aramayin lutfen. ama iste gerekmedikce duz yazi yazmamaya calisacagim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flight of love | minsung
Fanfiction"durduramıyoruz artık düşman gibiyiz." "beni öperken gayet iyi anlaşıyorduk?"