-oha amk 40. bolume ne zaman geldik lan
yorum yapilmiyomus sorun vardi kaldirdim yine yayinladim duzelir umarim
Minho oflayarak telefonu bir kenara bıraktı. Kesinlikle olanları anlatması gereken son kişi bile olmayan Hyunjine çoğu şeyi anlatmıştı. Her şeyi anlatmadığı için rahattı yine de. Zaten üzerinden atamadığı o sürekli yorgunluğun üstüne bir de hazırlanmakla uğraşmak istemedi. Hızla evden çıkıp Hyunjinin evine doğru ilerledi. Bahçeye girdiğinde koşar adımlarla Hyunjinin kapısına ilerledi. Ryujin veya Kai'nin buraya geldiğini bilmesini istemiyordu.
Evet istemiyordu ama bu mümkün müydü. Hayır.
Zile bastığında kapıyı açan Ryujinle gözlerini sonuna kadar açtı. İçinden küfürleri sıralarken Ryujin gözlerini kısmış bir şekilde Minhoya bakıyordu.
"Geç bakalım bay gizemli" Ryujin alayla konuştuğunda Minho ofladı.
"Ne gizemlisi ne oluyor Ryujin!" Minho içeri geçerken konuştu.
"Ne oluyor senden öğreneceğiz şimdi"
Beraber içeri girdikleri anda Minho sinirli bakışlarla gözlerini Hyunjine dikti. Yan koltukta oturan Kai'yi bile fark etmemişti.
"Bitireceğim seni!" Minho eliyle Hyunjini göstererek konuştu. Ryujin Minhoyu omuzlarından tuttu ve koltuğa oturmasını sağladı.
"Anlat bakalım Minho"
"Neyi?" Minho bilmiyormuş gibi yaptıkça Ryujin sinirleniyordu. Boş olan bir koltuğa oturdu.
"Bak Minho ilk olarak mesajlastığın kişinin Hyunjin olmadığını anlamayacak kadar çok salaksın ama neyse. Ben artık neye şaşırayım neye üzüleyim bilmiyorum. Tam şuanda herkes ne biliyorsa söylesin yoksa hiçbiriniz bir daha konuşamayacak!" Ryujin son kelimelerini söylerken sesini yükseltmişti. Sinirli bakışları salondaki herkesin korkmasına fazlasıyla yetmişti. Kapının çalmasıyla Ryujin gülümsedi ve kapıya ilerledi. Felixle beraber salona döndüler.
"E yuh ama Hyunjin sen ne kadar şerefsiz bir insansın!" Minho salondaki herkese bakıp bakışlarını Hyunjinde durdurdu ve konuştu.
"Ne oluyorsa anlatın artık" Kai uykulu gözlerle merakla sormuştu. Felix şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu sadece.
"Hadi Minho seni dinliyoruz" Ryujin az öncekinin tam aksine sakin bir ses tonuyla konuştu.
"Bak Minho soru sormayacağım sen her şeyi eksiksiz anlatacaksın!" Ryujinin zor sakin kaldığı belliydi. Son defa konuştu ve Minhonun anlatmaya başlaması için sustu. Minho derin bir nefes alıp arkasına yaslandı.
"Tamam. Zaten artık bende bunlardan yoruldum iyi dinleyin soru sormayın!" Minhonun konuşmasıyla salondakiler kafa salladı. Herkes Minhoya odaklanmıştı.
"Sizin bildiğiniz kısmıyla- Gerçi Felix bilmiyor ama-" Minho konuşmaya başlayacağı sırada Kai sözünü kesti.
"Abi rahat ol bildiğimiz her şeyi Felix biliyor" Kai'nin konuşmasıyla Minho anlamaz bir şekilde baktı.
"Siz kendinizi çok akıllı sanıyorsunuz tabi ama öyle değil işte. Biz zaten bir şeyler olduğunu biliyorduk. Felixe anlattık her şeyi. Ön açıklama gibi düşün" Ryujin gülümseyerek konuştu.
"İnanılmazsınız" Minho asık suratıyla cevap verdi.
"Çok boş yapma anlat artık" Ryujin sakince söyledi.
"Tamam anlatıyorum. Mingi ailesi yüzünden yurt dışına çıktığında tanıştık. Ben birkaç ay kuzenlerimle kalmak için gitmiştim oraya. Mingi aslında sizden bahsetti ama isminizi söylemediği için anlattığı kişilerin siz olduğunu sonradan öğrendim. Mingi sürekli çok mutsuz olduğundan bahsediyordu. Onu orda bırakıp gelmek istemedim ama mecburdum. Geri döndüğümde okula devam ettim işte. O zaman Jisungun sevgilisi Seungmindi" Minho Seungmin derken yutkunamamıştı.
"Sonra Mingi geldi. Ne olduğunu bile anlayamadım. Orda yaşadığını sanıyordum aslında. Onu okulda ilk gördüğümde yanına gitmek istedim. Ama bana çok soğuktu. Nefretle bakıyordu resmen. Yanına bile yaklaşmama izin vermedi. Ama ne olursa olsun kendimi Mingiye affettirmek istiyordum. Bazen Mingiden hoşlandığımı düşünüyordum. Ona çok değer veriyordum. Sadece birkaç aylık bir arkadaşlığımız olmasına rağmen. Her şey çok karışıktı" Minho derin bir nefes aldı. Kendisini dikkatle dinleyen arkadaşlarına baktı ve devam etti.
"Mingi döndükten birkaç ay sonra okul kursu kapandığında. Mingi bir şartla beni affedeceğini söyledi. Seungmine kursun iptal olmadığını söyleyecektim. Basit bir şey gibi gelmişti. Jisunga hiç fark ettirmeden Seungminle bir yakınlık kurmuştum. Bana güveniyordu bu yüzden sorgulamadan kursa gitmişti. Mingi'nin bir şey yapmayacağından emindim aslında ama bende gittim. Mingiye yaptığımı söyledim. Okulun arkasında tartıştık. O sırada Seungmin ve Jisung geldi. Onların gelişini gördüğünde yanımdan koşar gibi gitti. Hemen arkalarından o da okula girdi. Arkasından gittim ne yapıcağını merak ediyordum. Kavga çıkarttı. Seungmine sürekli ağır laflar söylemeye başladığında Jisung sinirlendi. O kargaşanın içinden Jisung yere düştü. Dayanamadım yanlarına gittim. Jisung yerden kalkamadı" Minhonun gözleri dolmaya başlamıştı. Çok zor konuşuyordu.
"Ben Seungmini gerçekten yanlışlıkla-" Minho sözünü bitiremeden ağlamaya başlamıştı.
"Anlamıyorum nasıl?" Ryujin şok içinde konuştu. Resmen nefes almadan dinlemişti olanları. Salonda büyük bir sessizlik oluştu.
"Jisung Minginin yaptığını söyledi?" Ryujin anlamadığını belirterek sordu.
"Jisung yere düştüğünde gittim yanlarına. Seungmin düştüğünde Mingi kaçmamız gerektiğini söylemişti. O an korkudan hiçbir şey düşünemiyordum sadece Mingiye uydum. Jisungda beni görmedi" Minho açıkladı.
"Anlamıyorum. Soru sormayacağım dedim ama... Nasıl ya? Gerçekten inanmıyorum" Ryujin kelimeleri toparlayamıyordu.
"Jisung Minginin yaptığını düşünüyordu tabi ki. Mingi kimseye bir şey söylememem gerektiğini söyledi. Kendi üstüne aldı. Bu olaylardan 5 ay sonra Jisungla tanıştık. Yani o benimle tanıştı aslında" Minho ağlarken zor konuşuyordu.
"Ah sanırım bu defa gerçekten delirdim!" Ryujin boş duvara bakarken konuştu. Salondaki diğer hiç kimseden ses çıkmıyordu. Hepsi yaşadıkları şokun etkisiyle boş boş bakıyorlardı.
"En başta Minginin okuldan atılmasında Jisungu suçluyordum. Evet asıl suçlu bendim ama onu düşünemiyordum. O olaylardan sonra bir daha Mingiyle konuşmamıştım. Jisungda benimle konuşmaya çalışınca onunla sevgili olmaya çalıştım. Ah gerçekten yaptığım her şey rezillik!" Salondaki kimse hiçbir tepki vermiyordu.
"En başta öyle olmasa da Jisungu gerçekten sevdim. Bilmiyorum her şey çok karışıktı. Şuan bile ne hissettiğimi bilmiyorum sanırım"
"Bunları Jisung öğrendiğinde ne olacak? Ben gerçekten artık yok bu bunu öğrendiğinde ne olacak yok şimdi ne bok yiyeceğiz. Bunları düşünmekten yoruldum! Neler oluyormuş gerçekten. Şu olanlara bakın normal mi sizce?! Tam diyorum evet bitti şimdi her şey düzelecek bilmediğimiz bir şey kalmadı. Amk olanlara bak. Hiçbir şeyden haberimiz yokmuş resmen!" Ryujin sinirle konuştu.
Herkes fazlasıyla gergindi. Kimse üzerinde ki şoku atmamıştı. Boş boş birbirlerine bakıyorlardı.
"Abi şimdi ben annemle babam mıyım?"
-bu ortamda bunu kim soyler sizce?
bu fic aldi basini gidiyor durduramiyorum. resmen kaostan besleniyoruz bu ne.
ABI BEN MİNSUNGU NASIL BIRLESTIRICEM SUAN IMDAT AQ BSKABSMABMSNAMANAMAKA😸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
flight of love | minsung
Fanfiction"durduramıyoruz artık düşman gibiyiz." "beni öperken gayet iyi anlaşıyorduk?"