kabus bozması sokaklar¹

44 7 0
                                    

Yine aklımda canlanan birkaç sahnesini yazmazsam ölecekmişim gibi davrandığım ve kaç bölüm süreceğini bilmediğim o mini fic. Genellikle böyle şeyleri karakterlerin değişim sürecini seyredebilmek için yazıyorum. Samuray Jack sinematiğiyle okursanız çok daha keyifli olur. Bir de her şeyi yeteri kadar animatik hayal ediyorsak her bölümü anlamlarına bakılmaksızın temsili şarkıları olması gerekli gibi çünkü samuray jacki yapan ben olsaydım her bölüme ayrı şarkı besteletirdim ki sanki çizgi dilim yeterince karakteristik değilmiş gibi paçalarımdan özgünlük aksın, samuray jacke dair her şey dillere destan olsun ve seyredenleri hipnozuna alsın??

İlk bölümün şarkısı exordium- wax tailor. Bu her ne kadar carnavalvari bir tonlamada olsa bile bizim bu fic için ilahi bir anlatıcı sese ihtiyacımız var. Bilmiyorum belki Akunun veletlere okuduğu peri masallarından biridir belki

İyi okumalar

Henüz tek bir insana dahi rastlamadığı bu kabus bozması sokaklar, saatlerdir koşuşturması ardından anladığı kadarıyla epey işlek bir bölgeye aitti ve canını dişinden fazlasına takmış biçimde alayına koşan gencin şakaklarından çenesine dek süzülen ılık sıvıyı görmezden gelmek için kendisine yalvaran bacakları, dinlenmeye muhtaç oldukları konusunda dil döküyorlardı kendisine.

Bilmediği milyon sokağa sapmış olmasına rağmen peşinden ayrılmayan timsah çakması yaratıklardan kaçıp bir başka yaratığa sığınması hiç akıl kârı olmayacaktı elbet ancak yapabileceği başka bir şey kalmamıştı ve artık düşünmeye fırsatı yoktu. Saklanması gerekiyordu.

Daha fazla kendisini taşımayamayacak olan bacakları üzerlerine düşüp bedenini parçalayışlarını seyretmeye pek de hevesli değildi ne de olsa.

Köşeyi döndükten sonra gözlerine kestirdiği ilk şey, bir tezgah üzerinde elindeki koca satırla balık demeye bin şahit aranacak türden yaratıkların kafasını kesip bir kenara fırlatan herifin muhtemelen eline geçen ilk tahtaları birbirlerine çivileyerek yaptığı tezgahıydı ve bedenini tezgahtan aşağıya sarkan örtünün altına atıverirken bulmuştu bir anda.

Ölü balık kafalarını, masanın altındaki fıçının içerisine atan yaratığın eğilip ardında saklandığı örtüyü bir kenara toplayarak kendisine bulmasını ve sonra asla çözümleyemediği bir sebepten ötürü uyandığından beri her sokak başında peşine takılan yaratıklar gibi onun da kendisini paramparça etmek isteyişini suratındaki sırıtıştan anlamayı beklemişti.

Ancak öyle olmadı.

Timsah adamların onu kovalarken çıkardığı sesler azalarak kesildi ve çocuk da bunu fırsat bilerek en son neler hatırladığı üzerine kafa çalıştırdı.

Çok güzel bir rüya görüyordum. Yarın kasaba meydanında yapılacak şenlik için çok heyecanlıydım ve Jiminin yanına uğramadan önce dere kenarında gemi yüzdüren çocukları seyretmek istedim.Ya sonra?

Tam da düşünceleri ortasında altında saklanmayı sürdürdüğü tezgahın yüzeyine dilini yutturacak türden devasa bir satır saplandığında neredeyse çığlığı basıverecekti.

Korkusunun ve endişesinin üstesinden gelemediği ucu açık düşünceleri, yardım istemekten başka bir çözüm üretemediğine karar verdiğinde titreyen parmaklarını kirden rengini dahi anlayamadığı örtüye sararak başını hafifçe dışarıdan yana uzattı ki eş zamanlı olarak önüne hala gözlerini açıp kapayan bir balık kafasıyla atılıverdi.

Midesi ağzındayken sulanmış bakışlarını, kendisinden yana bir kez olsun indirmemiş tezgah arkasındaki bedene çıkardığında bacaklarına sarılmak istedi.

realm of the pastHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin