Korkuyla büzülen dudakları titrerken yaratığın bolca dokungaç bulunan parmakları Jeonggukun maskesinden yana uzandığında; Jeonggukun yüreğinin hoplamasına sebep olacak bir hızla Taehyungun neresinden çıkardığını bilmediği bir bıçakla, yaratığın elini tam ortasından masaya sabitleyişine tanık olmuştu.Jeonggukun nefesi kesilirken yaratık acı dolu hırıltılar çıkarmış, içerdeki herkesin ayaklanarak kendileri etrafında yarım daire biçimde ellerindeki silahlarını üzerlerine doğrultarak tehdit eder bir pozisyona bürünmelerine sebep olmuştu.
Taehyung "Seni uyarmıştım." Dediğinde ise yaratık tüm acısına rağmen yarım ağız sırıtmış ve dişleri arasından tıslarcasına " Üzüleceksin Taehyung." Demişti."Neden bir insana aşık olmaman gerektiğini hatırlayıncaya dek üzüleceksin."
__Taehyung söylenilenleri görmezden gelirken suratı sinir ve Jeonggukun anlamlandıramadığı türden bir hırsla şekillenmiş, Jeongguksa konuşulanların üzerine kafa yorarak Taehyungun geçmişine dair daha çok merak duymasına sebep olacak şeyleri duymazdan gelmeye çalışmıştı ki zaten etrafını sarmış altı, tezgah arkasındaki diğerlerinden çok daha iri ve gözleri uzayan pullu herifi de sayacak olursak yedi balıktan bozma şey dikilirken aklını bunlarla meşgul etmesi uygun olmazdı.
Telaşlı adımlarla Taehyungtan yana sığınırken Taehyung gözlerini her an üzerlerine atlayabilme potansiyeline sahip yaratıklardan çekmek istemediğinden Jeongguka attığı saliselik bakışla ona anlatabileceği kadar çok şey anlatmış, Jeongguksa bunları anlayarak mimikleriyle onaylar bir ifade takınmıştı ancak hala suratını örten maske bunu görmesine engel olmuştu.
Ardından her şey olabildiğine hızlı gelişmişti.
Jeongguk tıpkı tanıştıkları andaki gibi tekrar gizlenmek adına kendisini masalardan birinin altına atarken, bakışları ondan yana çevrilen yaratıklardan birinin gözleri, Taehyung iç ceplerinden çıkararak fırlattığı shiruken benzeri oyma sivriltilmiş taşlarla düz bir çizgi şeklinde kesilmiş, acı dolu bir yakarış koparırken arkadaşının çığlığıyla birlikte Taehyungtan yana atılarak ona bıçağını savuran bir başka pullu varlığın boynunu başka bir oyma taş atarak yarılmasına ve boğazı içerisindekilerin ortalığa saçılmasına neden olmuştu.
Şimdiden ikisi yerde diye düşünen Jeongguk bu işin Taehyung için çocuk oyuncağı olacağını ve hemencecik halledeceğini düşünmüştü.
Tanıklık ettiği en kalp çarpıcı şeylerden birisiydi. Taehyungun ne kadar imkansız gibi görünürse görünsün ıskalamadığı atışları ve dev yaratıklar yanında ufacık kalan bedenine rağmen bir sürü fiziksel avantajı olan yaratıklar üzerine atlarken bile çevik ve kıvrak hareketlerle vücudunun farklı yerlerine savrulan bıçak darbelerinden ustaca sıyrılırken öyle göz alıcı duruyordu ki terle parıldayan suratı ona koca bir sim yuvasi gibi görünmüştü.
Daha 2.günü olmasına rağmen-ki içerisinde burada epey bir süre cebelleşmesi gerekecekmiş gibi bir his vardı- birgün onun gibi olmak istediğine karar verdiği ilk andı ki son da olmayacaktı çünkü Taehyung, yalnızca yaşayıp gitmekten ziyade bu diyarı her şeyiyle anlayıp çözmeye ve sürekli olarak farklı konularda kendisini geliştirmeye çalışan nadir rastlanılan kişilerden biriydi ve Jeongguk bu konuda fazlasıyla şanslı sayılırdı.
Bir masanın ardında gizlenmekten ziyade varlığını unutturmaya çalışırken Taehyunga bir şey olacak korkusuyla beklemektense kendisine yol gösterebilecek tek kişiye yardımcı olmak istiyordu.
Normalde günlerinin çoğunu uçurduğu balıkların kafalarını bir fıçının içerisine atarak geçiren Taehyung avuç içlerini tezgaha yaslayarak aldığı güçle bedenini havalandırmış, bacaklarının yerde olmasını planladığından dolayı çivili silahını yerdeki bacaklarına savuran yaratığın hamlesinden sıyrılarak çirkin suratına ayakkabısının izinin çıkacağı sert bir tekme koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
realm of the past
AcakAkunun mutlak hakimi olduğu gelecekte Henüz tek bir insana dahi rastlamadığı bu kabus bozması sokaklar, saatlerdir koşuşturması ardından anladığı kadarıyla epey işlek bir bölgeye aitti ve canını dişinden fazlasına takmış biçimde alayına koşan gencin...