Sevgili papatyalarım, eyer taciz gibi şeylerden etkileniyorsanız bu bölümü atlayın. ⚠️
ᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚᰔᩚ
Genç kız gözlerini açtı. Olduğu yer hakkında en ufak bir fikri yoktu, ancak burasının eski bir krala ait olan küçük bir kale olduğunu düşündü. Sonra bayılmadan önceki şu sözler aklına geldi "iyi uykular prenses..." bunun tek bir anlamı olabilirdi. kaçırılmıştı...
Neden kaçırıldığını düşündü. Cevap bulmak istedi ama bulamadı. Para için kaçılılıp kaçırılmayacağını düşündü. bu sefer de fazla bir maaş almadığını düşündü. Ancak genç kadın zekiydi başka sebepler aramayı düşündü. Ya kadın tüccarlarıysa diye geçirdi içinden. Taciz edilmekten se ölmeyi tercih ederdi. Sonra tekrar düşündü peki neden onu bayıltırken iyi uykular prenses demişti? Bunu dediyse ya onu kaçıran kişi genç kadını tanıyordu, yada uzun süredir genç kadını takip ediyordu.
Ama içinden bir ses bu işte başka şeylerin olduğunu söylüyordu.
Tekrardan geçirdi içinden 'umarım kadır tüccarları değildir' diye dua etti.
Psikolojisi güçsüzdü, kadının. Her an yıkılmaya hazır bir bina gibiydi. Bir kolona ihtiyacı olduğunu kendiside çok iyi biliyordu, genç kadın. Ancak bunun Aıto olup olmadığına emin değildi. Kendine defalarca ettiği gibi lanet etti genç kadın. Yaptığı ve yapacağı her hata için.
Ardından bu düşüncelerinden çıkaran yılışık bir ses duydu. Bu sefer bakmak istemedi korktu kadın. Her zaman korkardı İsabel ve bakmazdı bu suratlara. Ama sakladı korkusunu ve kafasını dikti adamın yüzüne. Adamın yüzünde oldukça yılışık bir gülümseme vardı. Ve buda ısabeli germeye yetiyordu. Ama dik durmalıydı, bu kadın ne badireler atlatmış, ne ölümler görmüştü.
"Nasılsın prenses" dedi. Adam. İsabel tiksintiyle baktı adama. Burnundan soludu ve gürledi İsabel. "Niye kaçırdınız beni? Kadın tüccarı felan mısınız?! " adam sırıttı. "Hayır tatlım değilim. Beni bir hayranın olarak gör seninle tanıştığım için çok mutluyum aylardır seni izliyordum. Silah bahanesi ile seni kaçırdığımız iyi oldu. " dedi kadının yüzüne eğilerek. İsabella da o an yapa bileceği şeyi yapıp. Yüzüne tükürdü adamın. Adam geriledi ve elinin tersiyle yüzünü sildi. Adam gerilmişti sinirlerine hakim olmaya çalışıyor gibiydi.
Başından beri kullandığı garip gülümsemesini tekrardan yüzüne takındı.
"Ama sen böyle yaparsan biz hiç anlaşamayız prenses " dedi adam. Sonra tekrar ekledi. " bu arada ben Alex memnun oldum. " sonra İsabel öldürücü bakışlarını daha fazlası mümkünmüş gibi sertleştirip adama döndü. "Adın umrumda değil bırakın benide gideyim. " dedi. Eyer bakışlar öldürenler bilseydi, değil adamın cesedi kemiği bile kalmazdı. "Neyse bukadar yılışıklık yeter. Askeriyenin silah deposunun yerini söyle ki o güzel yüzüne zara vermiyeyim" İsabella başta şaşırdı çünki beklediği şey bu değildi. Kaçırılmayacağını sebebi bilmediği silahların yerimiydi?
"Bilmiyorum. Ayrıca beni kaçırma sebebiniz de çok saçma ben sadece on başıyım, bana söylemezler öyle şeyleri"dedi. Alayla. " merak etme tatlım kaçırılma sebebin bir tek bu değil." Dedi İsabel e yaklaşarak. İsabel sadece sertçe yutkuna bildi. Titriyor du korkudan. Levi ve diğer birliğin kendisinin yokluğunu fark edip en erken zamanda gelmelerini diledi. Ancak buna olan inancı her saniye azalıyordu. Adam Isabel'in beline ellerini koydu ve yüzüne yaklaştı. Dik durması gerektiğini biliyordu ama o bunu kaldıramazdı. Tacize uğramayı kaldıramazdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Velet ve Yüzbaşı Levi
Fanfictionöyle bir düşman ol ki sonradan dost olmak sana zor gelmesin öyle bir dost ol ki sonradan sana düşman olmak zor gelmesin