(yazar)
karanlık İstanbul gecelerin de ara sokaklar küçük yıllardaki 7 yaşında bir çocuktu İnci dizilerdeki gibi kimsesiz değildi belki ama hayat ona kimsesiz olmayı dilettirdi.
daha o yaşında , ailesinin bağırışlarını duymak zorunda olan bir kız çocuğuydu. ailesi onun adını temiz, parlak ve masum olduğu için koydu, ama şimdi bu anlamını yitirmişti küçük kız onlar bozmuşlardı anlamını isminin.
ailesini ablasını döverken sadece karşıdan izleyip ağlamak dışında hiç bir şey yapamıyordu küçük kız çocuğu, bir kadın vardı hayatını cehenneme dönüştürmüş, biricik bir kızı vardı, ama hani derler ya aşkın gözü kör diye öyleydi o kadın. Kendi hayatını da biricik küçük kızının hayatını da mahvetti.
küçük kız bir yandan dövülürken kabullendi üvey ablasını ve ona
'Abla yardım et!!'dedi kırmızı ,mavi ışıklar ve sirenlerin arasında
ama nafile ablası kendi derdindeydi o ışıklardan da sirenden de kaçtı...
kaçtı...
gitti...
bir daha gelmemek üzere gitti...
oysaki ne kadar kabullenemese de en sevdiğiydi ablası ama ne kabul zaman ablasını kabul ettiğinde ablası gitti, çok inanmıştı ablasına, güvenmişti ama o da bir daha gelmemek üzere gitti...
küçük kız çocuğu bir daha güvenmedi, güvenemedi...
korktu çünkü gitmesinler diye
küçük kız çocuğu bir daha sevmedi, sevemedi...
kortu çünkü gitmesinler diye
küçük çocuk hayatı boyunca ne inandı ne de sevdi ruhsuz, kalpsiz biri oldu
ablası gibi...
ruhsuz ve nefret dolu...
'sadece yıkılanlar intikam alırdı ama o küçük kız çocuğu asla yıkılmadı ve yıkılmayacaktı...'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZLAR
Romance'bir kelebeğin doğuş ve ölüş günü' Ada Baray Berilay İnci Meriç ve Umut'la her şey yeniden bizim sınırımız yok her yapabiliriz. Yapamayacağımız hiç bir şey yok, biz 'sınırsızlar'ız