(inci)
Uçaktan ineli yarım saat oldu. Gelir gelmez hepimiz arabaya binip şehir merkezine doğru yol aldık herkes tek olarak arabalara bindi. Şehir merkezine vardığımızda ise herkes ilk önce benim odamda toplandık ve planın üstünden geçtik. ardından birkaç saat sonra herkes giyinmeye başladı.
ben düz kırmızı saten ve bağında derin bir yırtmacı olan uzun bir elbise birkaç mücevher takıp siyah topuklu ayakkabı giydim, Ada ise diz üstü kısa bebek mavisi hoş ve tütülü bir mini elbise giymişti ona her şey çok yakışıyordu.
Berilay da yerlere uzanan eteği olan yeşilin en açık ve en parlak rengi olan bir elbise seçmişti kolları kapalı hatta ellerini bile kapatıyordu, boynuna uzanan ince bir ipe bağlıydı elbise, omuzlarına uzana kabarık tüller altın buklelerini en iyi şekilde gösteriyordu
Meriç aslında düz bir smokin giymişti, her yeri mat siyahtı bir tek kravatı mat değildi. Hafif dalgalı kumral saçı ve o güzel kahverengi gözleri çok hoş ve karizmatik gözüküyordu tabi o güzel bronz tenini unutmamak lazımdı açıkçası gördüğüm en iyi erkekti sadece biraz sert ve zor biriydi.
Bazen aklıma geliyor o bize katılan en son kişiydi (aslında davet ettiğim 3. kişiydi tabi onun o inatçılığı sayesinde aylar sonra anca ikna olmuştu Meriç)ne kadar zor ikna etmiştik onu ,bazen tekrar o günlere ger dönmek istiyordum, yine o eski ve masum günlerime...kimseyi öldürmemiş olan o 7 yaşında ki İnci'yi istiyordum bazen.
Umut ise yine ne kadar siyah smokin alma konusunda uyarsak ta o yine kendince bir değişiklik yapıp beyaz ve bej rengi bir smokin takımı aldı, bej bir ceketi beyaz bir gömlek yine bej rengi bir pantolon, bej bir papyon ve ne olduğunu bile bilmediğim ama belini saran bej bir kumaş vardı.
herkes son defa silah çantasını kontrol ettikten sonra herkes hazırdı...
bizim sınırımız yok her yapabiliriz. Yapamayacağımız hiç bir şey yok, biz 'sınırsızlar'ız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINIRSIZLAR
Romance'bir kelebeğin doğuş ve ölüş günü' Ada Baray Berilay İnci Meriç ve Umut'la her şey yeniden bizim sınırımız yok her yapabiliriz. Yapamayacağımız hiç bir şey yok, biz 'sınırsızlar'ız