Öncelikle merhabalar herkese,
Yeni bir başlangıç yapıyorum. İlk defa kitap yazışım değil ama ilk defa yayımlayışım. Okuyan herkese şimdiden teşekkür ediyorum. Tanıtım sonuna baş üç karakterimin fotoğrafını ekleyeceğim. Geri kalan karakterler için henüz belirlediğim modeller yok bu yüzden ilerleyen zamanlarda güncelleyeceğim...Yaşadığımız her şey bir kötülüğün bedeli midir? Yoksa başımıza gelenler köleliğin bir kabullenişi midir? Doğuyoruz, ölüyoruz ve yeniden diriliyoruz. Bu kısır döngünün yalnızca bir defa tekerrür etmediğine şahit oldum. Doğdum, öldüm ve dirildim defalarca. Fakat bu son ölüşümün yeniden diriliş yolunu bulamadım. Âzat mı etti ruhum beni? Ölüme mi terk etti? Yoksa ölümü ben mi kendime tutsak ettim?
Bugün gözlerimde taşıdığım cesedimin cenazesini kaldırıyorum. Yeniden doğar mı? Bilmiyorum. Yeniden var olmak istiyor muyum? Cevapsız bırakılan binlerce sorudan biriydi bu da onu görene dek. Gözlerindeki çığlıkları gördüm. Ben onu gördüm ve yeniden doğdum. Bir insan ölümüne sebep olurken bile doğmana vesile olabiliyormuş.
Gücüm, kuvvetim, kudretim. İçimdeki feza. Beni sana geç kaldıran hayata küsüm. Sensiz geçen her günün lanetini hissediyor yüreğim.
Sensizlik...
Hayatımın kıyametinde tutunduğum dalım, güneşim, ışığım; çığlığım. Kalbime inen büyük şimşek.
Hayatımın kıyameti... en büyük acım, en büyük pişmanlığım ve geri dönülmez çıkmaz sokaklarım. Ben bir katildim, ben bir kahramandım. Ben bir düşman, bir intikamdım; ben seçilen kurban, harcanan o insandım.
Yaşam silsilesi içerisinde yaşadıklarımın ve yaşattıklarımın acısını çıkaracağım. Kazanan mı olacağım? Kaybeden mi? Cevapsız bin birinci soru.
Savaşacağım sonu ne olursa olsun... acının irinini akıtacağım.
***
- bilinmeyen gelecekten spoiler-İşlediğimiz her günahın bedelini kendimiz mi öderiz yoksa hayat bunun acısını hiç ummadığımız anda karşımıza mı çıkarır muammaydı. Yaptığı yanlışlarının sebebinin doğurduğu gerçekler kursağına dizilmişti bir bir. Olanların bu sonuçlarını doğuracağını iliklerinde hissetse de olacağını varsaymazdı. Etrafına çevirdi gözlerini, sorumlusu olduğu tabloyu seyretti bir süre. Omuzları çökmüş adama çevirdi bakışlarını. Boş bakan gözlerini önündeki duvara dikmiş saatlerdir boş duvar ile göz gözeydi. Elini oğlunun omzuna koyan adama kaydırdı bu defa gözlerini, aralarında olan baba-oğul ilişkisi bugün tersine dönmüş gibiydi. Kız kardeşine abi sıfatından daha fazlasını taşıyan genç adam ruhunu onunla beraber gömmüş gibiydi. Eli omuzlarında duran Ecevit Hancıoğlu oğlunun yanına oturup kollarını sardı ona. Karşısındaki iki adama bakıp gözlerini yumdu, yutkundu. Gözlerini açtı ve sebep olduğu tabloya baktı yeniden. Bu acıya, bu vicdan azabına katlanmak öncekinden daha zor olacaktı. Vicdan yükü onu asla bırakmayacaktı biliyordu.
Ne olursa olsun gerçekler er ya da geç su yüzüne çıkardı, hayatın zalim bir kuralıydı bu da. Bedeller ödenmeden gidilmezdi bu dünyadan. Gerçekler elbette çıkacağı günü beklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Bende Eksiksin
Teen FictionYaşadığımız her şey bir kötülüğün bedeli midir? Yoksa başımıza gelenler köleliğin bir kabullenişi midir? Doğuyoruz, ölüyoruz ve yeniden diriliyoruz. Bu kısır döngünün yalnızca bir defa tekerrür etmediğine şahit oldum.Ben onu gördüm ve yeniden doğdum...