★彡11ミ★

122 14 14
                                    

"Karanlık bir oda. Sonsuz bir karanlık. Penceresi yok. Karanlık ve karanlıkta bir şey..."

Monghao bunları derken gözünden bir damla yaş aktı. Bu bir damla gözyaşı parladı ve anında buza dönüştü.

"İçinde şeytani bir şey olan karanlık bir oda." diye bitirdi Minghao ve aynı anda Jeonghan'ın gözünden de yaşlar akmaya başladı.

Junhui saskinca bakabiliyor sadece. Onun için şu anda Jeonghan kendi kendine ağlıyordu.

"Jeonghan, ne oldu?" dedi Junhui.

Minghai hemen geri geldi ve Jeonghan ise acele ile odadan ayrıldı.

"Ne dedi?" dedi Junhui onun ardından gelirken.

"Seni uyarıyor." dedi Jeonghan hızlı bir şekilde merdivenlere ilerlerken.

"Ne hakkında?" dedi Junhui.

"Bu evden hemen gitmen hakkında. Buradan hemen gitmelisin." dedi Jeonghan merdivenlerin ilk beş basamağını inerken geri dönüp bakmadan.

"Neden gitmeliyim?" dedi Junhui ona garipçe bakarak.

"Bi oda var. Karanlık, penceresiz. Ve orada seytani bir şey var. En kısa zamanda gitmelisin," dedi Jeonghan gözünden akan yaşları silerek. "Sana zarar verecek."

Junhui çıldırmış gibi duran adama şaşkınca baktı.

Jeonghan evden çıkmadan önce son bir kez arkasına döndü ve sarkaçlı saatin tepesine oturmuş olan Minghao'ya baktı.

Minghao'da kendi buz gözyaşını sildi.

"Uyarısı dikkate al, Junhui. Hemen bu evden ayrıl. O şey güçlenmeden önce." dedi Jeonghan ve kapıyı kapatıp çıktı. Geriye hafif ışıklar giren giriş holünde yıkılmış gibi duran Junhui ve sarkaçlı saatin tepesindeki Minghao kalmıştı.

Junhui gergince eve baktı.

Minghao ise sol eliyle boğazındaki yaraya dokunduktan sonra saati gergince bir saat geriye aldı.

Avus Horologium || JunHaoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin