Kabuslar durmadan devam etti. Bu musallat olmuş bir ruh için normaldi.
Minghao ona gözkulak olmaya başladı. Junhui her gece uykusunda deli gibi döndü.
"Lütfen," dedi Junhui tekrar uykusunda yarı uyanık bir şekilde. "Lütfen beni rahat bırak. Lütfen."
Minghao elini pencereden giren ay ışığına doğru tuttu. Işığın içinden geçiş şekline hayran oldu. Ve eğer böyle olmasaydı arkasında yatan acı içindeki insana yardım edebileceğini düşündü. Ama... yapabileceği bir şey yoktu.
Bir anda Junhui yatağında kocaman açılmış gözler ve terli bir şekilde oturdu. Sonra yüzündeki gözyaşı izlerini elinin tersiyle silip diğer tarafa dönerek yatmaya başladı.
"Keşke yardım edebilseydim."
Bu dilek Junhui'nin düzensiz nefesleri dışında sessiz olan odada yankılandı.
———
Junhui rahat uyuyamadı.
Minghao aynı huzursuzluğu çok daha güçlü bir şekilde hissetmeye devam etti.
Junhu'nin güzel, hayat dolu çiçekleri hafifçe solmaya başladı.
Junhui uykusuzluktan hastalıklı bir görünüm taşımaya başladı.
Evin ışık görmeyen köşelerinde olağan dışı bir karanlık büyümeye devam etti.
_______________
Yazar kitabın varlığını bile unutmuştur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avus Horologium || JunHao
Fanfiction[Tamamlandı] Her şey sadece bir evle sınırlıydı. Korku (Ne kadar etkili bilmiyorum.) Gerilim Platonik/Tek taraflı aşk LGBT Başlangıç: 03.03.2022 Bitiş: 01.09.2022