HM | 19

2.1K 154 5
                                    

İçimin hiç sinmediği afişe baygın bakışlar atarken, derin bir nefes verdim. Arda haklıydı. Bu slogan rezalet ötesiydi.

Ama ne yazık ki aklıma başka bir şey gelmiyordu.

Artık kafa yormaktan başım ağrımaya başlamıştı.

Beni dalgın düşüncelerimden alıkoyan ses ; Berkant'ın gür sesi olmuştu.

"Ceylin!" Sesi koridorda yankı yaparken meraklı bakışlarım ona çevrildi. Kerem ile birlikte bana doğru yürüyorlardı. "Arda'yı gördün mü bugün?"

"Hayır," dedim yanıma vardıklarında. "Görmedim, mümkünse görmek de istemiyorum."

"Hiç mi görmedin?" diye sordu Kerem.

Alaylı bakışlarımı ona çevirip, "Yok,çeyrek gördüm de sizden gizliyorum." dedim. Bozulmuş bir tavırla bana baktığında, sinir bozukluğuyla güldüm. "Te Allah'ım ya, ne cins cins sorular bunlar?"

"Ceylin, biliyorum bize kızgınsın." dedi Berkant, beni yatıştırmaya çalışarak. "Belki kızmakta haklısın ama biraz ciddiye al bizi lütfen. Arda'ya dünden beri ulaşamıyoruz, evine gittik ama evde de yok. Bir anda kayıplara karıştı."

"Ne güzel," dedim şirince gülümseyerek. "Kafamızı dinlemiş oluruz. Bırakın kaybolsun."

"Ceylin," dedi Kerem, sessizce. "Beni affetmen için daha kaç kere özür dilemem gerekiyor bilmiyorum ama şuanda gerçekten şakanın sırası değil."

"Bana yine oyun oynamadığınız ne malum?" diye sordum, kaş göz yaparak. "Allah bilir bu işin ucunda yine ne düzenbazlıklar var! Ben artık sizin tek kelimenize bile inanmıyorum."

"Kızım bunun altında ne gibi bir oyun olabilir?" diye sordu Berkant, çatık kaşlarla. "Sadece geldik insan gibi 'Arda'yı gördün mü?' diye sorduk.. Alt tarafı bir cevap vereceksin bize, bu kadar kuşkulu olmana gerek yok."

"Görmedim Berkant, oldu mu?" derken tahammülsüzce nefesimi dışarı verdim. "Banane Arda'dan? Kaybolmuşsa kendine kaybolmuş, bana mı sordu kaybolurken? Yine çıkar o bir yerlerden, kötüye bir şey olmaz."

Berkant sakinleşmek istercesine gözlerini yumarken Kerem girdi devreye. "Peki, en son ne zaman konuştun onunla?" diye sordu tekdüze bir sesle.

"Dün gece." dedim, kuru dudaklarımı ıslatarak. "En son dün gece konuştum."

"Ne konuştunuz?"

"Özel hayatın gizliliği diye bir şey var herhalde," dedim Berkant'a ters bir cevap vererek. "Niye söyleyeyim sana?"

"Kızım senin kafan mı güzel, herif kayboldu diyoruz sen burada özel hayatın gizliliği diyorsun!" dedi, bana doğru adımlayıp. "Alt tarafı bir cevap vereceksin, niye bu kadar uğraştırıyorsun insanı?"

"Bana bak, Allah yarattı demem kırarım o kafanı!" dedim, ateş püsküren gözlerimi gözlerine dikerek. "Geri bas!"

Araya Kerem girdi ve Berkant'ı bir tık geriye çekti. "Ceylin, lütfen cevap verir misin?" diye sordu, Berkant öküzünün aksine nazikçe. "Arda hiç böyle yapmazdı, ilk kez böyle bir şey yaşıyoruz."

Sessizce nefesimi dışarı verdim. "Benimle sloganım yüzünden dalga geçiyordu," dedim açıklama yaparak. "Ben de ona sinirlendim, gözüme gözükme falan dedim."

"Bunun için ortadan kaybolmuş olamaz, değil mi?" diye sordu Kerem, tereddütle.

"Beni iplediği mi var da bunu ciddiye alsın?" dedim alayla. "Maşallah beyefendiye ana avrat sövsek, 'Eyvallah' diyip geçecek. Öyle bir rahatlık var arkadaşınızda!"

"Şimdi sana burada uzun uzun arkadaşımın rahatlığından bahsederdim de neyse," dedi Berkant, homurdanarak. "Vaktimiz yok." Ona yüzümü buruşturduğumda, bakışlarını Kerem'e çevirdi. "Buradan bize bir şeyler çıkmayacak, yürü gidelim."

Kerem, Berkant'ı onayladı ve bana teşekkür etti. İkisi birden aceleci bir tavırla yanımdan ayrılırlarken içime düşen kuşkuya engel olamadım.

Acaba nereye kaybolmuştu?



°

Hodri Meydan | texting [tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin