Cansın ve Dawson son birkaç hafta kanka gibi takılıyordu ve bu genç adamın canını çok sıkıyordu. Bir kafede oturmuş karşılıklı konuşurlarken kızın elini tutmak istiyordu, yanına oturmak, öpmek koklamak istiyordu.
Ofladı. Cansın smoothiesini içip,"Bir şey mi oldu?"diye sordu.
Dawson dudak bükerek kafasını iki yana salladı. "Pek bir şey olmadı, sadece böyle sessiz mekanlar sıkıcı geliyor. Benim mekânlardan birine geçelim mi?"
Cansın düşündü. "Gidelim ama ben orada korkuyorum. Geçen yaşadığım şeyi biliyorsun."
Dawson iç çekti. "Evet biliyorum, o günden sonra bazı kurallar koydum. Korkacağın hiçbir şey yok."
Cansın kafasını salladı. Eşyalarını toplayarak,"Ben hesabı ödeyip geliyorum,"demişti ki Dawson göz devirdi. "Aptala yatmak nasıl hoşuna gidiyor senin böyle." Cüzdanını cebinden çıkarıp yüklü bir miktar parayı masaya fırlattı ve ayağa kalkıp elini kıza uzattı.
Cansın kafasını kaldırıp adama baktı. Dawson elini tutması için salladı.
Ve sonunda tutup ayağa kalkan Cansın kuru bir şekilde teşekkür etti.
Beraber arabaya bindiklerinde çıkan şarkıyı dışarıdan bağıra bağıra söyledi Dawson.
Sonra sevdiği kıza dönüp,"Senin sesin güzel mi?"diye sordu.Cansın omuz silkti."Bilmem, sanırım değil. Güzel olsaydı insanlar kulaklarını tıkamazdı."
Dawson kısa bir an gözünü yoldan ayırıp kıza baktı. "Bu şarkıyı biliyor musun?"diye sordu radyoyu işaret ederek.
Cansın güldü. "Evet tabii, Jlo'yu dinlemeyen var mıdır ki?"
Dawson birden arabasının üstünü açan o tuşa basıp gazı köklemeden kıza döndü. "O zaman benimle birlikte söyle!"
Sonra da öyle bir gaza bastı ki tekerleklerin asfaltta iz bıraktığına yemin edebilirdim.Ben de arada hikayelere giresim geliyor böyle yazar olarak ama neys.
Cansın çığlık çığlığa kahkahalarla sevgilisi ile beraber şarkıyı söylemeye başladı.
"Dance the night away
Live your life and stay young on the floor
Dance the night away
Grab somebody, drink a little more
Lalalalalalalalalalalalalala Lalalalalalalalalalalalalala
Tonight we gon' be it on the floor!"Dawson bağırdı,"Bu gece pistte olalım mı Cansın!!"
Cansın kahkahalarla,"Olalım!"dedi. "Hatta,"diye ekledi. "Bu gece sahnede olup sana şov bile yapbilirim!!"
**
Cansın sahnede yutkunurken kendisine küfür ediyordu.
"Hay dilimi eşek arıları soksaydı!"Dawson deri ceketi ve serseri dövmeleriyle karşısında durmuş, elleri siyah yırtık kot pantolonunun cebinde gülümseyerek kızın halini izledi.
Bir elini kaldırıp öne uzatarak,'Hadi,' imajı verdi. "Sahne senin."dedi.
Cansın gitariste doğru ilerleyerek elindeki viskiyi aldı ve"Buna benim daha çok ihtiyacım var."diyerek kafaya dikti.
Giydiği askılı çiçekli elbisesiyle bile oraya ait olmadığını bağırıyordu.
Bardağı sertçe adama geri verip,"Bana seri tekila getirin."diye emir verdi.
Nasıl olsa mekanın sahibiyle çıkıyordu, böyle şeyler yapmaya hakkı olduğunu düşündü.
Dawson gülerek kızı izlemeye devam etti.
Önüne gelen küçük bardaklarda ki tekilaları kafaya dikip yüzünü buruşturan ve en sonuncusundan sonra hafif bir öksürük krizine giren Cansın kafasını havaya kaldırdı ve,"Tamam hazırım."dedi. "Safari, şarkı bu. Biliyorsunuzdur zaten böyle kuduruk bir mekanda Beethoven çalmıyor. başlıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Hep Ya Hiç
Teen FictionDawson ve Cansın'in hikâyesi. *Dikkat yetişkin sahneler içermektedir #1 kumar #1 cinseliçerik