8 yıl önce Barcelona İspanya.
Salvatore arkadaşına bakarak,"Dawson sarışın benim esmer senin."dedi. "Feci gece olacak."
Dawson önündeki tekilayı içerek,"Sen sarıyı dön sonra bana ver ikili devam edeyim."dedi. Tuzu yaladı ve limonu ısırdı.
Salvatore güldü. "O zaman sen izleyeceksin."Dawson kahkaha atarak,"Olur olur. Seni düzerken görmek beni onurlandırır (!)"
**
Salvatore kızın saçlarına yapışıp ter çevirdi ve kalçasına gerçekten sert bir tokat atarak arkadan girdi.
Dawson,"Ovv!!"dedi izlerken. Gizlice izliyordu kapı camından. "Pis vuruyor pezevenk."
Kadından gelen zevk ve acı dolu çığlıklar diğer kızı korkuttu. Dawson güldü,"Korkma güzelim seni onun eline vermeyeceğim."Salvatore güldü. Kızı aniden döndürerek tekrar yüzüne tokat attı. Kız inledi. Bir kere daha vurdu.
Beş parmak izi yüzünde çıkmıştı.
Yirmi dört yaşında bir genç adamdı. Haşindi.Sonunda işi bittiğinde kızın her yeri beş parmak iziydi.
Saçı adamın eline dolanmıştı ve genç adam tiksinerek itti. "Teşekkür ederim güzelim."diyerek gülümsedi ve ayağa kalkıp üstünü giyindi.Dawson adam çıkınca,"Seninle evlenecek kadına acıyorum."dedi. "Senin parçalara ayırdığın ruhu girip birleştireyip sihirli öpücüklerimle."
Salvatore küçümseyen bir bakış attı. "Siktir git. Ayrıca ne evliliği amına koyayım. Mal mıyım ben?"
Dawson kafasını salladı. "Kesinlikle malsın. Kızın ağzını siktin yavşak, burnundan geldi döllerin."
Salvatore göz devirdi. "Hadi git işini hallet bekliyorum seni."
**
GünümüzCansın onu kenara çeken yaşlı adamdan çok korkuyordu.
"D-din-" kekeleyince susup gözlerini yumdu. Boğazını temizledi ve tekrar denedi. "Dinliyorum efendim."Liam kızı süzdü. "Adın ne?"
"Cansın."
Anlamadı adam. Bu ismi ilk defa duymuştu. "Nerelisin sen?"
"Türküm efendim."
Kafasını salladı adam. "Dövmen falan mı bizim geri zekalı gibi?" Tiksinir gibi sormuştu. Cansın kafasını iki yana salladı. "Dövme yok bende."
Yaşlı adam bu cevabı beğendi. "Aferin."dedi sakalını kaşıyarak. Sonra derin bir nefes aldı ve gözlerini kızın gözlerine dikti. "Kızım bak,"dedi. "Dawson benim oğlum evet ama ben onun nasıl bir şerefsiz olduğunu biliyorum ve senin adına korkuyorum."
Cansın şaşırdı.
"Seninle evlenmek istiyor ama ben izin vermiyorum. Onu değil seni düşünüyorum." Hüzünle gülümsedi. "Bizim dünyamız sana göre değil. Çok masum öldü ve ben masumlara bir şey olsun istemiyorum."
Cansın daha çok şaşırdı.
Böyle bir adamın bir vicdanı olmasına şaşırdı.
Namı etrafta kötü biri olarak yayılmıştı."Dürüst olmam gerekirse ben eskiden böyle duygusuz biri değildim. Yediğim kazıklar benden çok şey aldı ve aldıktan sonra da bir şey verdi. Akıl. Akıllı seçimler. Karşımdaki kim olursa olsun. Dawson iyi biri değil. Pis biri. Hem bedeni pis hem ruhu. "
İçinden ekledi.
Annesine çekmiş.
Cansın,"Efendim yanılıyorsunuz Dawson pis biri değil." Gülümsedi. "İçinden o kadar sevgi dolu bir adam var ki şaşırsınız. Sadece bazı etik duyguları yok. Saygı gibi. Onu da yavaş yavaş öğreniyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Hep Ya Hiç
Novela JuvenilDawson ve Cansın'in hikâyesi. *Dikkat yetişkin sahneler içermektedir #1 kumar #1 cinseliçerik