“yalnızca derin olan bu
mezar beni alacak,
eminimki beni alıp
götürecek.”
MiracleVekilin gitmesi ile Kral'ın yüzündeki gülümseme soldu. Önündeki masada duran bardağı alıp duvara fırlattı. Bardak tuzla buz olurken, kalbi gibi tuzla buz olan bardağa baktı. Biliyordu. Sevdiğinin buna gücü yoktu. Biliyordu sevdiği bu konularda çok acemi. Çok merhametli. Yapamaz dedi. Kaybedecek dedi. İçinden kendisinin kaybetmesini diledi. Sevdiğini kaybettiği gibi bu savaşı da kaybetmeyi diledi. Oturduğu tahtta lanetler okudu onu doğuran annesine, onu yetiştiren babasına lanetler okudu. Başka çaresi yoktu. Bu savaşı sevdiği başlatmıştı. Savaşmaktan başka şansı yoktu...
Jennie'nin anlatımından;
Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum.
Benim ve ülkemin onlara karşı yetersiz olduğundan haberdardı. Masumların öleceğini biliyordu. Yetersizdim. Deneyimsizdim. Bunları bile bile beni bu savaşın içine sokmuştu.Adaletsizce savaşmak bu dünyada en nefret ettiğim şey olmuştur. İki devletin başlattığı savaşta ölen yaralanan hep mazlum günahsızlar olmuştur. Ben sırf bunu yapmamak için uygun bir yerde savaşmayı teklif etmiştim. Ancak o bunu kabul etmeyip işgalden yana olmuştu. Onların sınırlarında başlayan savaş, yavaş yavaş bizim sınırlarımıza gelecekti. Uzun zamandır kıtlık çeken ülkemiz,halkımız artık bombalardan silahlardan yiyecek bir şey bulamayacak, işgalden olmasada açlıktan öleceklerdi.
Ancak bir ümit kazanabilir ve bu yaşanacakları tersine çevirebilirdik.
Lalisa'nın konuşması ile daldığım düşüncelerimden çıktım.
"Jennie istersen Cybill'den yardım talep edebilirim. Biliyorsun şu anki Kralı benim kardeşim. Seve seve yardım edecektir." ona içten bir tebessümle karşılık verdim. İşgalci bir ülkenin işgal edilmemesi için uğraşıyordu."Bu sefer senin halkın ayaklanma başlatır. Dış savaş olmasa bile iç savaş çıkar. Bunları göze alarak yardım edeceğinden eminmisin? "
Kapının tıklatılıp içeri girilmesi ile o tarafa dönüm.
"Jennie Patricia veliaht prensi Kim Jongin savaşta arkamızda olduğunu söyledi. Şu anda yeterli miktarda erzak, silah yola çıkmış. Daha fazlasını istersek onu bilgilendirme mizin yeterli olacağını söyledi" jimin'in söyledikleri ile içimi bir heyecan kapladı.
Arkasından gelen jin ise "pearl ülkesinin kralı kim namjoon savaşta bizim tarafımızda olduğunu söyledi. Ve gerekli silahları ve askerleri şu anda sınırlarımızda olduğunu haber aldım."
"Hope ülkesinin veliaht prensi savaşta babası ile beraber arkamızda olduklarını erzak ve su gibi ihtiyaçlarda yardım edeceklerini bildirdiler. En kısa zamanda erzakların ülkemizde olacağının teminatını verdiler."
Lalisa ile birbirimize umutla baktık. Kazanacaktık umut vardı.
İçeri giren gözleri dolu rose ile içimi burukluk kapladı. Ailesini savaşta kaybetmişti. Gözleri önünde annesi tecavüz edilerek acı içinde öldürülmüştü. Babasınınsa cansız cesedi tanınmayacak derede bulunmuştu. Kimse dokunamamıştı. Çünkü dokunulsa patlayacaktı. Rose gibi. Oracıkta yakıldı. Rose ise babasının cesedini, yanan bedenini ağlayarak seyretmişti. Babam eserinin haline acıyıp onu saraya almıştı. Onu iki oyuncakla mutlu edebileceğini sanmıştı. Hepimiz onun güçsüz kırılmış bir kız olduğunu düşünmüştük. Ama o Saray'ın ona verdiği imkanları kullanarak kendini dövüş konusunda fazlası ile geliştirmişti. Sonrasındaysa saray muhafızı jimin ile erken yaşta nişanlanmıştı. Annem ikisinin de yaşları küçük olduğu için evlenmelerine müsaade etmemişti. Gözleri dolu bir şekilde ilk bana baktı sonrasında ise Jimin'e bakıp sıkıca sarıldı."Gittiniz sandım. Öldünüz sandım. "
Jimin onu sıkıca sararken rose hıçkırarak ağlamakla meşguldü.
"Sence ben o kadar kolay ölür müyüm? Benim kadar güçlü çalışkan... " rose onun sözünü kesti. "Senin kadar bücür kişi tabiki de ölemez. Seni görmeleri için eğilmek gibi büyük bir faaliyet göstermeleri lazım."Jimin kalbini tutup "al kırdın kırdın" dedi ikisi aralarında gülerken içeri jisoo girdi. Hızla gelip bana sarlırken "korkma cesaretli ol! Sen yıkılmadığın sürece kimse seni yıkamaz. Sen güçlü olduğun sürece bu ülkede güçlü olacak jennie. Sen kim jennie'sin. O tahttı sonuna kadar hak ettiğini herkese göster. "Söyledikleri ile içimi kaplayan heyecan büyüdü. Jisoo ile jin aracılığı ile tanışmıştık. Soğuk Kanlılığı ve etkileyici gülümsemesi ile etrafa neşe saçıyordu. Jin amcamın oğluydu. Babam ilk başlarda onun tahtta geçmesini istesede bu fikrinden vazgeçmişti.
Jisoo ise kim namjoon un kardeşi idi.Suga'nın içeri girmesi ile bütün gözler ona döndü. "Askerlerimiz Grace ülkesine giderken Grace askerlerinin ülkelerinin 200 km ilerisinde beklediklerini söyledi. Karşı tarafın karşılık vermesi ile, savaş kısmen başladı"
15 gün sonra;
Savaş tüm şiddeti ile devam ediyordu. Onlardan kat be kat öndeydik. Onların sınırlarına yaklaşmıştık. Ancak beni sevindiren bu değildi. Beni mutlu eden günlerdir süren mide bulantımın sebebini öğrenmemdi. Hamileydim. Karnımda bir can taşıyordum. Bir umut taşıyordum. Bundan saray erkanından başka kimsenin haberi yoktu. Jisoo iznimle bunu abisine söylemiş abisi ise beni tebrik eden uzun bir mektub yollamıştı.Savaşta en büyük hasar gören iki ülkenin ortasında kalan köyler olmuştu. Hepsi harap halde idiler. Toplam 165 kişi hayatını kaybetmişti. Bir tane kadının yazdığı acı dolu sözler içimi parçalamıştı. Bizzat köye gidip halktan bu yaşananlar için özür dilemiştim. Ancak masum iyi kalpli canlar benim hiç bir suçum olmadığını söyleyerek gizli bir şekilde göz yaşlarını silmişlerdi.
Bu savaşta Türklerin yardımıda çok büyüktü. O kadar yardım edip kayıp vermişler diki gelen 15.000 askerden sadece 1000 tanesi geri dönebilmişti. Bazıları ise hala dönmeyip savaşmakta, bazıları ise kurtardıkları köylere yerleşip orada ikamet etmişlerdi. Diğerleride onların deyimi ile hakkı rahmetine kavuşmuş, ve ebedi mekanları olduğuna inanılan yerlere yıkanmadan, kanlı elbiseleri ile gömülmüşlerdi.
Grace ülkesi ise fazlasıyla sıkışmış ve kayıp vermişti.
Kim Jongin kısa süre önce ülkesinin başına geçmiş babası ile beraber ülkeyi yönetmeye başlamışlardı. Eksik etmeyen yardımlarını arttırmıştı.Bu savaş bazı kişilerin gerçek yüzlerini ortaya çıkarmıştı.
İntikamımızın alınmasına az kalmıştı...Bölümü beğenip yorum yapmayı unutmayın🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕸𝖎𝖗𝖆𝖈𝖑𝖊 • 𝔗𝔞𝔢𝔫𝔫𝔦𝔢
Teen Fictionİki düşman krallık, krallıklarının başına geçmeyi bekleyen iki genç, savaşlar, acılar ve ölümler... Miracle dedi, Kim Taehyung, bizim aşkımıza bir isim verecek olsak bu kesinlikle Miracle olurdu. Başka isim yakışmazdı, başka isim onların aşkını an...