13. Alerji

236 21 2
                                    


Media: Ada

(Sabrina Carpenter , Ada karakteri için ugun gördüm. Sarışın, mavi gözlü ve 1.52 boyunda. Fiziksel olarak oldukça uygun. )

Keyifli okumalar. 🐞

🍒🍒🍒

Karşı masadan elini kaldıran kişiyle oraya doğru adımladım. Okuldan çıkıp doğruca kafeye gelmiştim ve iki saattir ordan oraya koşup duruyordum. Şansıma bol müşterili bir kafeydi.

Masanın önüne geldiğimde bezmiş bir ifadeyle "Ne alırsınız ?" Diye sordum. Ben yaşlarındaki kız sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim çocuğa bakıp konuştu.

"Aşkım ben süt balIı karameI sosIu extra buzIu çikoIata parçacıkIı frappuccino Iatte söyIüyorum sen ne diyorsun?" Ben amin diyorum.

Çocuk bunu hiç yadırgamadan siparişini söyledi. Alışık olmalıydı."Çay." Bu çok sönük kalmıştı ama aşkısı.

Kız bana bakıp konuştu "Bunu yazman gerekmiyor mu?" Bunu yazmaya başlarsam eğer intihar notuna dönüşmesinden korkuyorum.

Başımı olumsuzca salladım. Menüleri alıp "Başka bir şey?" Diye sordum. Umarım başka bir şey istemezdi.

Olumsuz yanıt alınca yanlarından ayrılıp barista olarak çalışan Batu abiye - Batu abiyle de bugün tanışmıştık benden büyük olduğu için abi diyordum.- Kızın verdiği siparişten aklımda kalan kelimeyi söyledim. "Bir latte bir de çay." Batu abi başını sallayıp siparişleri hazırlamaya başladı.
Onun söylediğini aklımda tuta bileceğimi düşünmesi saçmaydı.

Hazırlanan siparişleri alıp önlerine bıraktım. Etrafa baktığımda sipariş veren kimse yoktu. Soluğumu seslice bıraktım. Yorulmuştum. Vicdansız kadın kızının sürünmesine bayılıyordu.

Sipariş veren var mı diye tekrardan göz gezdirdim. Masalarda el ele diz dize oturan çiftelere imrek gözlerle baktım. Millet sevgilisini koluna takmış çatur çutur dolanıyor, yiyor, içiyor. Biz de burda masa silelim paspas çekelim.

Yan taraftan gelen ses ile oraya döndüm. "Garson hanım bakar mısınız?" Seslenen şahıs Nisa' ydı. Güya ilk iş günüm de bana destek için gelmişti ama amacı kesinlikle süründüğümü görmekti. Ve bu halimden sadistçe zevk aldığı ortadaydı.

Yanına gidip sandalyeye kendimi attım. Sızlanarak kolumu ovmaya başladım.

"Kanka tepsiyi yeni gelin gibi taşıyorsun."

"Sen de bu durumda cadaloz kaynana oluyorsun."

Eleştirip duruyordu. Ne olmuş yani iki tane bardak kırdıysam. Hem ilklerin günahı olmaz derler.

"Çok konuşma kız. Kalk bana çay getir."

Göz devirdim. "Ananın evinde bu kadar çay içmiyorsun Nisa. Sabahtan beri içtiğim beşinci çay oldu. İnsafsız mısın ya? "

Hayince sırıttı. "Senin elinden daha bi güzel aşkımsu. " aşağılık kız sana işkence etmek hoşuma gidiyor demiyor da.

"Niss beybim, annem söz eve gidince sana bir demlik çay yapacağım hatta semaveri yakacağım ama şimdi sus ve önünde ki testine bak." Gülümseyerek başını salladı.

Kafenin kapısın açılmasıyla yeni müşterilerin geldiğini anladım. Yüzüm asıldı . Artık gülümsemekten sahte gülümsemem tükenmişti.

Kalkıp yeni gelenlerin masasına gittim. Ateş ve Poyraz' ı görünce göz devirdim. Ateş'in yüzündeki sırıtmadan anlıyordum ki buraya bana hayırlı olsuna gelmemişti. Şerefsizlikte kendini belli eden parlayan bir yıldız gibi sırıtmasıyla seninle uğraşmaya geldim diyordu. Neyseki ben çirkef bir kızdım. Go girl

ADA MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin