8. Kaçış

242 20 1
                                    

Keyifli okumalar. 💜

⚅⚅

Gözümün önünde eti hunharca yiyen ablama baktım. Cani. Taş devrindenmi geldin kadın.
Zümrüt karşımda sergilediği eseriyle bize bir şey anlatmaya çalıyordu galiba. Ama ne ? Son yemek isimli tabloyu mu canlandırdı acaba?

Ablam öyle bir yiyorki kıtlıktan çıkmış gibi. Sanki arkasından atlı koşturuyor.

Başımı eğip salataya üzgün gözlerle baktım. Ben senle doymamki ya. Ablam et yerken benim salata yemem diyette falan olduğumdan değildi. Vejeteryanımsı bir şeydim. Çocukken kurban bayramında gözümün önünde vinç ile kaldırılıp daha sonra kesilen inekceğiz den beri kırmızı et yiyemiyordum. Samaradan sonra en korkduğum şey ineklerin insanlara karşı olup intikam almalarıydı. Ya da ben Maymunlar Cehenneminin fazla etkisinde kalmıştım.

Annem ilk başta et yemem için çok zorlamıştı. Hâlâ tehditini hatırlıyorum. 'Ada eğer o köfteyi yemezsen yeminim olsun onu anne kuş gibi çiğner ve ağzına tükürürüm.' demişti. Buna rağmen yiyememiştim. Annem de bir süre sonra kabul etmişti. Neyseki beyaz et yiyebiliyordum.

Annemin konuşmasıyla odağım Zümrüt ten anneme kaydı. "Ömer doğum günü fotoğraflarını aldın mı?" Annemin yaş gününde çektirdiği fotoğrafları çıkarttırması için fotoğrafçıya vermiştir ve babam almayı bir kaç gündür unutuyordu.

"Yarın alırım hayatım. " Annem babama bu boşanma sebebidir bakışı attı. Ya da atmadı ben öyle yorumladım.

"Nasıl unurursun? İnsan otuz dört yaşına bir kere girer."

"Otuz dört yaşına birkaç kere girdin sen, Betül." Ağzım şaşkınlıkla açıldı. Gülmemek için dudağımı ısırdım. Hunharca gülmem yakındı.

Zümrüt bile aşk yaşadığı eti bırakmış babama bu ne cesaret yiğidim seni tanımak isterim bakışı atıyordu.

"Cesur bir adamsın galiba? Hele de şu durumdayken." Annemin tehdit vari konuşmasıyla babam hemen konuyu değiştirdi. "Yarın mutlaka alırım."

"Bence de almalısın." Diyen annem babama ok fırlatan bakışlar atıyordu.

Babam soluğunu sesli bırakıp yemeğine devam etti. Annem ise ters bakışlarını babamdan çekmemişti. Bunu unutacağını hiç sanmıyorum. Babama koltuk yolu göründü.

"Anne ben Nisalara gidebilir miyim?" Annem midemin bulandığını anlamış olacak ki izin verdi. "Git ama bir saate gel. İnsanları rahatsız etme. " Tamam diyip odama geçtim. Sırt çantamı alıp içine yarınki derslerin kitaplarını ve formamı kırışmaması için nazikçe katlayıp koydum. Bu gece onlarda kalacaktım. Tabi bundan Nisa nın da haberi olması için telefonunu alıp mesaj attım.

Ada : Size geliyorum. Yatıya. Müsait misiniz ?

Tophane Güzeli: Gel kanka ev müsait.

Üzerim de zaten pijamam vardı. Üzerime elime geçen ilk hırkayı alıp giydim. Sırt çantamı da alıp evden çıktım. Çıkmadan önce "Ben çıktım. " demeyi unutmamıştım.
Annem bir saate gel demişti ama ikimizde bunun olmayacağını biliyorduk.

Bir üst kata çıkmak için asansörü bekledim. Ne üşengeç kızdım ben. Gelen asansöre benim beşinci katın düğmesine bastım. Kapıda beni karşılayan kankama sırıttım.

🌚🌚🌚

Nisa ile balkonda oturmuş karışıklı kahve içiyorduk.
Gökyüzüne bakıp iç geçirdim.Ben balkonda oturup tribe girme bağımlısıyım.

"Kanka selfie çekip storye atayım da düşman çatlatalım." Sırıtarak başımı salladım. "Tamam." Açtığı kamera acı çeker gibi baktım. İnsanları gıcık etmeyi seviyordum.

ADA MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin