ψ28

22.1K 2K 579
                                    

"Ne? Buraya gelirken iki pizza gömeceğimi biliyordun."

Taehyung'a attığım bakış gülmesine sebep olurken, elimde büyük bir pizza dilimiyle suratında takılı kaldım. Daha doğrusu gülümseyişinde.

Bugün hiç beklemediğim kadar dudaklarının kıvrılmasını sağlamıştım ve bu, içten içe kendime bir beşlik çakmama neden olurken, bir şeylerin yavaş da olsa değişmesi, bana karşı daha ılımlı yaklaşması sonunda istediğime kavuşuyor olduğumu yeterince belli ediyordu.

Galadan sonra ara ara konuşmuştuk çünkü onun bir tatili yoktu ve bu sefer bir bilim kurgu filminin setinde yer alıyordu. Bilim kurgu, birkaç film temasına göre daha zordu, kullanılan malzemeler, yaratılan alanlar, özenle yapılan stüdyolar derken baş kaşıyacak vakit bile kalmıyordu. Onu anlıyordum, bu yüzden işini aksatmaması ve rahat olabilmesi adına ona pek yazmamıştım. Yazdığımdaysa o da bana zaten anca birkaç saat sonra cevap verebiliyordu ve bu duruma ilk zamanlarda katlanmaya çalışsam da ilk haftanın sonunda geçmişe ve şimdiye dair video, fotoğraf ne varsa bir günümü onlara ayırıp geçirdiğimiz zamanları yad etmiştim.

Onu çok özlemiştim.

Onun da beni özlediğini biliyordum, benim kadar olmasa da.

Emindim ki öyle olmasaydı mesajlarıma dönüş yapmaz, beni aramazdı.

Konuştuğumuz müddet boyunca havadan sudan konular yer edinmişti ağzımızda. Taehyung bana mesajlarda olduğu gibi pek açık değildi, ben de rahat hissedemiyor olacağını düşündüğümden azgınlığımı bir kenara bırakıp (bu oldukça zordu) onunla sakin konuşmalar yapmıştım. Eskiden olduğu gibi, arkadaşmışçasına.

Bazen bu durum beni üzmüyor değildi, başa dönmüş gibi hissetmeme engel olamıyor ve onu kendimden çok düşündüğüm için kontrollü davranıyordum. Daha geçenlerde ona kontrolcü insanlardan nefret ettiğimi söylerken şimdilerde bunu yapıyor olmam beni güldürüyordu. Belki de birkaç istisnai durum hariç demek daha iyi olurdu zira karşınızda çok değer verdiğiniz biri varsa, hem onun hem de kendiniz için birtakım şeyleri zaman zaman kontrol etmeniz gerekiyordu.

Tam şu an ise o kontrolü kaybetmiştim, ellerim arasında tuttuğum şey artık o değildi, sabırdı.

Taehyung'un işleri hafifler hafiflemez ona gecenin köründe yarın pizza yemeye gidelim mi diye soruşumun ardından on iki saat henüz geçmemişti. Onu özlemiştim, pizzayı özlemiştim, onunla yediğim pizzaları daha çok özlemiştim.

Çünkü Chris olmadan önce biz her cuma akşamı dört büyük pizza gömerdik.

Sonra Chris malı geldi, Taehyung ile geçirdiğimiz cuma akşamları çıkmaz bir ayın cumalarına gömüldü.

Ona kızmadım, kızdığım tek şey kendi aptallığımdı. Daha önce davranabilirdim fakat Taehyung beni öyle çok arkadaşı olarak görüyordu ki ne zaman açılmaya kalksam kendimi frenlememe sebep oluyordu. Aramızda tatlı bir sürtüşme vardı, ben her zaman yılmayan ve sinir eden tarafken, o bıktığını söyleyen ancak bir yerlerde bana ihtiyacı olan taraftı. Hiç belli etmiyordu, dıştan biri konuşmalarımızı okusa benden nefret ettiğini bile düşünebilirdi ama karakteri böyleydi. Belki bana karşı biraz daha farklıydı ama sorun etmiyordum çünkü birlikte olduğumuz her anda Taehyung sözlerime oldukça gülüyor, hiç beklemediğim anlarda kolunu omzuma atıyor ve kötü bir şey olduğunda telefonumu durmadan çaldırıyordu.

Chris olunca tüm bunlara son vermemişti ama uzaklaşmıştı elbette. Ona kırıldığım tek şey benden gizlenmesiydi. Ama o böyleydi, hayatında biri olduğu zaman yalnızca ona çok yakın olurdu, diğerleriyle arasına hafif de olsa bir sınır çizerdi, kendisini sadece hayatındakine açardı. Bir yandan güzel geliyordu kulağa ama böylesine temaslı bir arkadaşlığımız varken bir anda uzaklaşması beni afallatmış, alışmamı zorlaştırmıştı.

icanbeurbuzzlyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin