ψ16

24.3K 2.3K 1.1K
                                    

〣chase atlantic ― tidal wave

―――――――

"İyi misin, rengin atmış gibi?"

Chris'in sorusuyla gözlerini tedirgince etrafta gezdiren Taehyung'u arkama yaslanmış bir biçimde sırıtarak izliyordum.

Yazdıklarıma yalnızca görüldü atmıştı, hoş bir şey demesini beklemiyordum zira onu görüyordum. Her hareketi, her yutkunuşu, her reaksiyonu gözlerim önünde gerçekleşiyor, bana keyifli bir manzara sunuyordu. Onu herkesin içinde sıkışmışken görmek haz vericiydi, kaçacak delik arıyor ancak bulamadığından kendini dizginlemeye çalışıyordu.

Dizginle kendini.

Geçenlerde dediği bu cümleyi şimdi ona öyle çok demek istiyor, öyle çok aralanıyordu ki ağzım kendimi susturmak için buz mavisi kokteylimden bir yudum aldım, bunu yapmasaydım yerimde durmayacaktım.

Bacaklarımı genişçe araladığım esnada bana değdirmemeye çalıştığı irislerinin en içine bakarken, "Biraz terasa çıksam iyi olur." dedi aheste aheste. Kanına uyuşturucu enjekte edilmiş gibiydi, sallantılı ve bir o kadar da bilincini kaybetmiş gibi yuvarlanıyordu ağzından sözcükler.

Onların yerinde olup ağzını bir dönme dolap bellemek istedim.

Dediklerinin sonrasında vakit kaybetmeden kot ceketiyle göğüslerini ve karın kaslarını kapatarak ayrıldı masadan. Bana baktığı o kısacık zaman dilimini yakalamıştım. Yüzümdeki sırıtış daha da edepsizleşti ve o an kimseyi umursamadım.

Çünkü buradakilerin ikimize bakmayacağını çok iyi biliyordum.

Sevgilisiyse.. kim siklerdi onu? Dalmıştı gri mulletlara sahip çocuğa, ayrılamıyordu.

Aralarında ne olduğunu bilmiyordum fakat birbirlerine olan bakışlarını neredeyse bir ay önce fark etmiştim. Yine bir araya gelmiş sohbet ediyorduk o gece. Her şey güzeldi, ortadaki masa pizzalarla donatılmıştı, her türlü içecek ve sos masadaki yerini alıyordu ve Taehyung.. çok duru ama bir o kadar da görkemli gözüküyordu.

Yeni duş aldığı ıslak saçları ve nemli teniyle belli olurken üzerine siyah bir tişört geçirmişti, önünde tidal wave yazılıydı, dizlerine gelen bir kot şortu ve altında da saçlarının yanından geçemeyecek kadar solgun kırmızı vansları vardı.

Chris'in ne bok yediğini tam bilmiyordum ama o gece fark ettiğim bakışlardan sonra kızılın tüm bunları hak etmediğini çok iyi anlamıştım. Ardından buluştuğumuz anlar boyunca ikisinin bakışmaları devam etti, onları bir gün rahatsız edici derecede izlediğimdeyse beni fark ettiler ve ne denli felaket tutuştuklarına şahit oldum.

Bir hafta geçti, Chris hepimizi promosu için çağırdığında oraya ilk gidenlerden biri olmamın avantajıyla ikisini aynı soyunma kabininden çıkarken gördüm, neyse ki elimde neden aldığımı bilmediğim fön makinesi vardı da beni bir görevli sanıp öylece gülüşerek yanımdan geçip gittiler.

Belki de çok yakın arkadaş olmuşlardı, yargısız infaz yapmak içimden gelmiyordu ama neden onları dikizlediğimi fark ettiklerinde gözlerindeki o tedirgin kırıntıları görmüştüm, bunu kendime çok soruyordum.

Bir ara düşünmemeye çalıştım, ihtimal vermemek için deli gibi uğraştım lakin bu Jisung'u arayan Taehyung'un dediklerini duymamla yerle bir oldu. Chris ile iyi gitmediğini, arkadaş gibi olduklarını söylediğinde tanıklık ettiğim her şey bir pervane gibi zihnimde yeniden dönmeye başladı, beni asla yalnız bırakmadı ve etrafına da şüphe tozlarını ekleyerek zihnimin duvarlarında bir yel estirdi.

icanbeurbuzzlyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin