|19|

37 3 27
                                    


Telefonumun ekranına tıkladığımda gelen mesaj ve aramaları gördüm. Gece modunda olduğu için hiçbirini görmemiştim. Serkan'dan gelen aramaları geçip mesajlara girdim.

Serkan Yılmazer: İzel??

Serkan Yılmazer: Okula gelmedin

Serkan Yılmazer: İyi misin

Serkan Yılmazer: Dün iyiydin gayet

Serkan Yılmazer: Kızım açsana şu telefonunu

Serkan Yılmazer: Delirteceksin beni

Serkan Yılmazer: Ceylanım açar mısın şunu

Serkan Yılmazer: Sikerler

Serkan Yılmazer: Çıktım ben okuldan

Serkan Yılmazer: Geliyorum ve kapıyı açsan iyi edersin

Serkan Yılmazer: Açmazsan da kırarım

Serkan Yılmazer: Aynen öyle bundan sonra böyle

Serkan Yılmazer: BANA HESAP VERECEKSİN ULANN

Serkan Yılmazer: BUNDAN SONRA SADECE TAŞ FIRIN ERKEĞİ

Son mesajlarına karşı gözlerimi devirsem de güldüm.

İzel Sönmez: evde değilim

Hemen çevrim içi oldu. Araç kullanırken telefona bakması kaşlarımı çatmama neden oldu.

Serkan Yılmazer: Neredesin

İzel Sönmez: bakma şu telefona yoldayken

Trafikte olduğunu umursamadan nerede olduğumu öğrenene kadar soracağı için cevap yazdım.

İzel Sönmez: hastanedeyim

Birkaç saniye cevap gelmedi. Elimdeki telefon çalmaya başladı, şaşırmamıştım. İnsanları rahatsız etmemek adına aramayı reddettim. İstemeye istemeye mesaj gönderdim.

İzel Sönmez: *konum*

İzel Sönmez: gelmene gerek yok

İzel Sönmez: iyiyim ve birazdan çıkacağım

Tabii ki de beni dinlemeyeceğini biliyordum. Gelecekti ve ben buna katlanamıyordum, hâlâ daha.

Gözlerimi kapattım ama uyuyamayacağımı biliyordum. Hastaneleri sevmezdim, hastanelerde öylece uyuyamazdım.

Bir süre sonra yanıma adım sesleri yaklaştı ve Serkan'ın alçak tonda tuttuğu sesini duydum:

"Ceylanım, uyuyor musun?"

Gözlerimi açmadan konuştum:

"Evet, uyurken konuşuyorum."

"Siktir, sesine bak."

Gözlerimi açtığımda Serkan'ın endişeli yüzünü gördüm. Kaşları çoktan çatılmıştı. Bana yaklaştı ve yavaşça doğrulttu, sıkıca sarıldı. Aslında bunun ona göre sıkı bir sarılma olmadığını biliyordum, beni incitmekten çekiniyordu.

"Çok kızgınım sana, çok. Hastaneye gelecek kadar kötü olup da haber vermemek ne oluyor?"

Boğazımı temizleyerek kısılmış sesimle konuştum:

"Endişelenmene gerek yok, iyiyim ben. Daha kötü olmamak için geldim. Önemli bir şey değil."

Serkan kendini benden uzaklaştırdı fakat kollarını üzerimden çekmedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 10, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

gönülçelen||textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin