Park Jimin henüz yaşadığı şokun etkisinden çıkamazken bu yeni şok ellerinin titremesine neden oldu. Onun omegası az önce bir alfayı boğarak bayıltmıştı. Bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Alfanın bileğini tuttu ve nabzına baktı. Hiçbir hareket hissetmiyordu. Ölmüştü. Bir omeganın bir alfayı boğarak öldürmesi mümkün değildi. Kılıçla bile zor ölen alfaları omegalar nasıl öldürebilirdi? Bunu anlamdırmakta zorluk çekti.
Böyle bir şeyle ilk kez karşılaşan prens diğerlerine döndü .
"Öldü"
"Ne?" veliaht inanamadığını belli ederken Yoongi dizlerinin üstüne çöktü. Sinir ve nefret dolu bir kahkaha döküldü dudaklarından. "Sizde ölecektiniz"
Gülerek Prens Jimin'e baktı. "Onun yüzünden sende ölecektin" sonra diğer prense baktı "Senin kardeşin de ölecekti. Sahi nerede o korkak? Benim minik tavşanımı koruyamayan o korkak nerede!?"
Çığlık attı. Alfanın boynuna geçirdiği için boydan boya kan olan parmaklarını saçlarından geçirdi. Yumuşak tutamlarını kana buluyarak yolmaya başladı. Az kalsın ona dokunacaktı. Onun miniğine dokunacaktı. Bunu nasıl yapabilirdi? Belki Yoongi biraz daha gecikse... Hayır, hayır. Öyle bir şey olmayacaktı. Bu olay bir daha tekrarlanmayacaktı.
Kollarında bir baskı hissetti. Askerler onu tutuyordu fakat korkudan titredikleri bariz ortadaydı. Bir alfayı boğarak öldüren omega onlara neler neler yapmazdı. Yoongi gururla başını kaldırdı. Alfasının gözlerine baktı. Uzun süredir baskıladığı kurdunu serbest bıraktı. Kurdu rahatlamanın etkisiyle dönüşmek için can atmaya başladı. Hissediyordu. Ruh eşini hissediyordu ve ona kendini belli etmek istiyordu. Fakat Yoongi'nin minik bedeni hem bu olaya hemde kurdunun baskısına dayanamadı. Kollarından tutan iki betanın arasında bayıldı.
İlk tepki Veliaht Prens'ten geldi. Düşmemesi için onu tuttu. Prens Jimin ise kurdunu sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonunda başardı ve ruh eşinin katil olmasını umursamadı. Süt beyazı bedeni yabancı kollardan alıp başıyla işaret yaptı.
Bunun anlamı "ben hallederim" demekti.
Prens Namjoon gülümsedi ve askerleriyle birlikte alfanın üstünü aramaya başladı. Park Jimin ise kucağındaki minik beden ile odasına doğru yol aldı.
Tam bu sırada Jeon Jungkook tamamen bedenine yerleşen acıyla tökezledi. Buna rağmen zorla da olsa kucağındaki bedene hekim bulabilmişti. O tedavi edilirken Jungkook endişeyle etrafına bakındı. Hissediyordu. O alfa yanına geliyordu. Koşarak bir köşeye sindi ve saklandı. Alfası ise onu bulamadığı için mahvolmuş durumdaydı. Jeon Jungkook, kurdunu baskılamış, alfasının onu hissetmesini engellemişti. Alfa sinirle hekime baktı.
"Min Seo'yu getiren omega nerede!?"
Böyle bir durumda yaralı kardeşini değil omegasını önemsiyordu. Çünkü kardeşinin iyileşeceğini biliyordu. Omegasını tüm acıyı kendine çekerken görmüştü.
Hekim küçük kıza odaklandığı için omeganın varlığını unutmuştu. Nereye gittiğini de görmemişti. Prens bu kadar sinirli olduğuna göre önemli biri olmalıydı. Dizlerinin üstüne çöktü.
"Affedin prensim, yer ve gök şahidim olsun ki bilmiyorum. Ben sadece prenses hazretlerinin iyileşmesi için onlarla ilgileniyordum"
Kim Taehyung daha çok sinirlendi. Hekimin yakasından tutup ayağa kaldırdı. "Sen ne tür bir hekimsin? Senin görevin sadece prenslerle ve prenseslerle ilgilenmek mi!? Getiren kişinin yarası var mı diye bakmaz mısın? Kimsin sen? Ne halt yediğini sanarsın?"
Y/N Notu: İyice Diriliş Ertuğrul'a döndü bu kurgu jfufeoaldkkska
Jungkook gördükleri ile endişeyle saklandığı yerden çıktı. Tıpkı tavşanın deliğinden fırlaması gibi o da bir köşeden fırlamıştı. Fakat prensin umrunda değildi. Önce hekimden kurtulması gerekiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
pisigi • yoonmin
Fiksi Penggemar"Kral Park kedileri çok sever. Fakat favorisi kediye benzeyen omegalardır"