Elizabeth, Regulus ve James kahvaltı pikniklerini bitirdikten sonra Elizabeth'in evine gidip annesinden gece için izin almaya karar vermişlerdi. Bu gece beraber Harry Potter izleyip pijama partisi yapmak istiyorlardı. Elizabeth şimdiye kadar James dahil kimsede gece geç saatlere kadar kalmadığı için annesinden izin alma konusunda endişeliydi ama James çoktan bir bahane bulmuştu bile. Elizabeth'in annesine bir lise partisine katıldıklarını söyleyeceklerdi, hepsi buydu. Toplu bir ortama izin alması daha kolay olacaktı.
Elizabeth endişeli olduğu için önden adımlıyordu, koluna piknik sepetini takmış James ve Regulus ise konuşarak arkasından geliyorlardı. Regulus James'a geçen gece Elizabeth'in ailesiyle yediği yemeği ve o gece gördüğü garip çocuğu anlatıyordu.
Çok geçmeden eve varmışlardı. Elizabeth annesinin vereceği tepkiyi düşünerek endişelenirken James neşeli bir şekilde kapıyı tıklattı. Kapı açılmadan önce Regulus Elizabeth'in omzunu sıvazlayıp her şeyin yolunda gideceğini fısıldadı ve kapı açıldığında karşılarında dikilen Holly bakışlarını direkt olarak Regulus'un eline çevirdi. Regulus elini çekinerek Elizabeth'in omzundan kaldırırken James gülerek Holly'nin yanağını sıktı.
"Holly Molly'm benim, nabersin kız?" dedi kızın yanaklarını sıkmaya devam ederken. Holly gülmedi, eğlenmedi, gözlerini James'a çevirip:
"Çikolata vermezsen sizi eve almam." dedi. Regulus şaşkınca kıza bakarken James sepetten iki tane çikolata çıkardı.
"Bu çikolata Regulus abinin girmesi için, bu da benim için." diyerek Holly'e uzattı. Holly gülümseyerek çikolataları aldı ve içeri koşturdu. Elizabeth oflayıp:
"Bahşiş vermenin gerekmediğini biliyorsun." diyerek içeri girdi. James omuz silkti.
"Çikolatayı görünce gülmesi hoşuma gidiyor." dedi. Diğer iki oğlan da ayakkabılarını çıkarıp içeri girdiler. Ev halkının yanına, balkona gittiler. Beth'in dedesi Robert ve annesi Irene satranç oynuyordu.
"Ah, selam gençler!" dedi Robert çocukları görünce. Irene hamlesini yapıp başıyla iki oğlanı selamladı.
"Biz bir şey sormak için gelmiştik Mrs Wodenback." diyerek hızlıca konuya girdi James. Irene dikkatini oğlana verdiğinde James Elizabeth'i konuşması için dürttü.
"Şey, James bu gece okulumuzun lise partisine katılmayı teklif etti. Üçümüz, Laura'nın evindeki partiye katılacağız, katılabilir miyim diye soracaktım?" dedi Elizabeth. Heyecanını parmaklarıyla diğer parmaklarını çekiştirerek gidermeye çalıştı.
Irene'nin kaşları hafifçe havalandı.
"Laura? Kim bu kız, evi nerede?" diye sordu. James atılıp:
"Saygın ailelerden birinin kızı, tanışmışlığımız var. Ailesi de kendi de iyi insanlar. Evi şehrin biraz dışındaki zengin mahallesinde." dedi. Irene hafifçe başını salladı.
"Bazı şartlara uyduğun sürece sosyalleşmende sorun yok." dedi. James gülümseyip başını salladı.
"Bir, sarhoş edecek kadar içmeyeceksin. İki, ot içmek kesinlikle yasak. Üç, sana yavşamaya çalışan çocuklardan uzaklaşacaksın. Dört, çok geç dönmeyeceksin. James, Sylva'yı kontrol etmeni ve bu kurallar dışına çıkmasına izin vermemeni istiyorum senden de. Ve kızımı çok geç olmadan eve sağ salim getirmeni." dedi Irene tek tek. Elizabeth kendinden sorumsuz ve kendi kendini kontrol edemeyen bir kızmış gibi bahsedilmesiyle rahatsız bir şekilde gözlerini kaçırdı. James bunlara alışmıştı ama en azından Regulus'un önünde yapmamasını dilerdi.
"Ayrıca beş dakika kadar da yalnız konuşmak istiyorum. Odaya gel." dedi Irene. Satranç masasının başından kalkıp balkondan ayrıldı. Elizabeth'in gözleri dedesine çevrildi, Robert ona gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Bir Oğlan Çocuğu (𝓡. 𝓐. 𝓑. 𝓗𝓪𝔂𝓻𝓪𝓷 𝓚𝓾𝓻𝓰𝓾𝓼𝓾)
FanfictionRegulus Arcturus Black AU "Geriye sadece ruhu kalırken Regulus Arcturus Black sadece bir çocuktu. On sekiz yaşında, yalnız ve üşümüş bir çocuk. Tamamen karanlığa batmış ve yardım eli uzatılmayan bir çocuk." Hepimiz Regulus Arcturus Black'in hüzünlü...