Omega uyandığında başına saplanan ağrı yüzünden acıyla sızlandı. Elini alnına bastırmış, yeniden gözlerini kapatmıştı. Yujun efendisinin sesini duyar duymaz yanına gitti. Endişeli görünüyordu. Hemen yatağın bir ucuna oturup efendisinin elini tuttu.
"İyi misiniz efendim..?"
Jimin, betadan yardım alarak doğruldu. "İyiyim, kaygılanma. Başım ağrıyor o kadar."
"Zencefil çayı yaptırmamı ister misiniz?"
"Şimdi değil." Jimin ağır ağır salladı kafasını. Yorgun gözüküyordu, benzi normalden daha da soluktu. "Kahvaltıdan sonra içerim."
Yataktan çıkmaya çalışınca Yujun alelacele kalktı yanından ve tutunması için elini uzattı efendisine.
Omega pencereyi açtı. Tüm ihtişamıyla parıldayan güneşi gördüğünde huzurla kapatmıştı gözlerini. Dün iskelede ve sonrasında yaşananları unutmak istedi o an. Bugün hava etrafta somurtarak harcanmayacak kadar hoştu. Ne var ki zavallı omeganın aklından bir saniyeliğine bile çıkmıyordu olanlar.
Yujun ona seslendiğinde yüzüne yerleştirdiği kocaman gülümsemeyle pencereden uzaklaştı. Kaseden avuçlarına biraz su almış ve yüzünü yıkamıştı. Yüzünü kuruladıktan sonra beta sandıklardan birkaç tane kıyafet çıkarmış, tek tek odanın diğer köşesinde kalan divanlara sermişti.
Jimin mavi olanı seçti. Elbisenin üst kısmı korseydi ve abartılı olmasa da kabarık bir eteğe sahipti. Omega bu tür elbiselerin içinde pek rahat hissetmemesine rağmen Kim ailesinin genellikle bu tür elbiseler giyindiğini bildiğinden tercih etmişti bu elbiseyi. Yujun elbisenin ince kollarını özenle düzeltti. Dirseğini birazcık aşan tül detayını çok sevmişti. Efendisi böyle elbiseleri sevmese de ona çok yakıştırıyordu.
Beta bu defa efendisinin tüm gösterişli takılarını önüne serdi ancak Jimin diğerlerine hiç bakmadan kelebek desenindeki safir küpelerini aldı. Zira bugün babasından ona kalan, uğurlu olduğuna inandığı küpelerini takmak istiyordu. Onlara ihtiyacı vardı.
Ayna karşısına geçtiğinde Yujun kendini tutamadı ve heyecanla konuştu: "Çok güzel oldunuz efendim, gözlerimi sizden alamıyorum!"
"Tuhaf hissediyorum." Yan döndü. Elbisenin her bir detayını inceliyordu. "Sanıyorum bundan böyle hep bu tür şeyler giyeceğim. Alışmam zor olmaz umarım."
"Alışırsınız efendim." dedi Yujun hayranlıkla. "Hem size çok yakışıyor bu tür elbiseler." Jimin utangaç bir edayla kafasını salladığında omeganın arkasına geçti. "Fazla sıkmadım değil mi? Canınız yanmıyor."
"Bir sorun yok."
Yatağına oturdu. Daha fazla zaman kaybetmek istemiyordu aksi takdirde kahvaltıya geç kalacaktı. Yujun'a doğru döndürdü arkasını.
"Topuz yap lakin fazla yukarda olmasına gerek yok." Tam olarak istediği yeri gösterdi. "Burada olsun."
"Tamam efendim."
Yujun, omeganın saçlarını dikkatlice taradı. Ardından efendisinin istediği gibi toplamıştı saçlarını. Etrafına da beyaz ipek bir kurdele ile sarmıştı. Jimin, betanın arkasına tuttuğu el aynasından saçını kontrol etti. Yüzüne yayılan gülümsemeden beğendiğini anlamıştı beta.
"Yarımadanın en marifetli betası sensin gerçekten. On parmağında on marifet."
Yujun gururla gerindi. "Teşekkür ederim efendim."
Omega güldü. Boy aynasından bir kez daha bakmıştı saçına. Ön taraftaki gri saçlarından ince bir tutam çıkardı. Özenle iki yana ayırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If Loving You is Wrong
Fanfiction"Aşk o sarayda lakin Prens Kim Taehyung'ta değil sevgili Jimin. Doğru kişiyi bulursan eğer senin kederin son bulacak ve ikinizin de kaderi yeniden yazılacak." Seme!jk omegaverse jeonjungkook&parkjimin