altıncı bölüm

1.4K 187 139
                                    

Jimin, kendisine doğru yaklaşan adım seslerini duyduğunda omzunun üzerinden arkasına baktı. Jungkook'u görmeyi beklemiyordu bu yüzden şaşkınlıktan kocaman açılmış gözleriyle ayağa kalktı ve betanın karşısına dikildi.

Jungkook konuşmaya başlamadan evvel omegayı selamlamıştı.

Jimin, betanın konuşmasına fırsat vermeden atıldı. Neden burada olduğunu merak ediyordu.

"Ne oldu? Kötü bir şey yoktur umarım."

Jungkook'un yüz ifadesi bir hayli sertti. Omegaya kızgın olduğundan değildi tabi, yaşanlar canını sıktığındandı. Gerçi Jimin'i sarayda bulamayınca da aklı çıkmıştı.

"Niçin kimseye haber vermeden geldiniz buraya? Her yerde sizi aradım. Ayrıca görüyorum ki yanınıza asker bile almamışsınız."

"Okyanusu görmek istedim yalnızca." dedi Jimin. Jungkook'un endişesinden dolayı hararetle konuşmasına karşın o oldukça sakindi. "Hem ne olacak ki asker almasam..? Sarayın içindeyiz zaten."

"Saraya bir sürü kişi girip çıkıyor. Kimin ne niyette olduğunu nereden bilebiliriz efendim?"

Omeganın mahcup bir edayla kafasını eğmesi ve cevap vermemesi betanın kalbini yumuşattı. Üzerine fazla mı gittim diye düşünmeden edememişti. Niyeti asla omegayı üzmek değildi, yemin ediyordu ki değildi. Sadece çok endişelenmişti onu hiçbir yerde bulamayınca.

"Her neyse. Hadi gelin, saraya dönmemiz lazım gelir."

"Kötü bir şey oldu, değil mi?"

"Burası konuşmak için doğru bir yer değil efendim." Yolu işaret etti. "Buyurun lütfen."

Jimin'in yüreğini kötü bir his kapladı. Neler olduğunu çok merak ediyordu. Bir saat kadar uzaklaşmıştı saraydan sadece. Okyanusa gelip kokusunu içine çekmek, dertleşmek istemişti.

Jungkook yanında yürüyen betaya göz ucuyla baktı. Yoongi bakışlarını fark ettiğinde yalnızca dudaklarını oynatarak "Ne?" diye sormuştu.

Jungkook ona doğru eğildi. "Neden haber vermeden buraya geldiniz?"

"Keyfimden yapmadım herhalde." diye fısıldadı Yoongi. "Omega istemedi. Çok diretti."

"Nasıl bu kadar fütursuzca davranabilirsin aklım almıyor. Düşüp bileğini burksa kimse omega haber verilmesini istememiş demez, herkes seni suçlu beller. Kendini bir an önce toparla Yoongi. Yeterince aptal var zaten sarayda."

Hızlanıp omegaya yaklaştı. Yoongi sözlerine alınmıştı. Çatılı kaşlarıyla önünde yürüyen betayı izliyordu bu yüzden. Bir yandan ona hak veriyordu ve bu sinirlerini daha da çok bozuyordu.

Saraya geldiklerinde Jungkook, Yoongi'ye başka işlerle uğraşmasını söyledi. Jimin neden hizmetlisini gönderdiğini anlamamıştı ve endişesi iyice artmıştı. Jungkook'u sessizce takip etti. Onun odasının önünde durduklarında "Neden geldik buraya?" diye sormuştu merakla.

Beta, sorusuna cevap vermek yerine kapıyı açtı. Omegaya içeri buyurması için işaret vermişti. Jimin derin bir nefes alıp verdi. Betayı ikiletmemiş ve odaya girmişti.

Prensi pencerenin önünde gördüğü vakit sertçe yutkundu. Ne oluyordu hiçbir bir fikri yoktu lakin kötü bir şey olduğundan adı kadar emindi nedensizce.

Taehyung arkasına döndü. Jimin onu görünce gülümsemişti ancak prens ciddi tavrını korumuştu.

"Neredeydin?"

"Ben... Geçen gittiğimiz taş iskeleye-"

"Kimseye haber vermeden? Tek başına?"

"Hayır." diye reddetti Jimin hemen. "Hizmetime verdiğiniz beta, Yoongi de benimle birlikteydi."

If Loving You is WrongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin