Nihayet odasına vardığında rahat bir nefes aldı Jimin. Hemen içeri girmiş ve sırtını kapıya yaslamıştı. Çok yorulmuştu. Masada oturan betayı gördüğünde korkudan yerinde sıçradı. Jungkook alelacele ayağa kalkmış, omegayı selamlamıştı.
"Özür dilerim efendim. Sizi ürkütmek istememiştim."
Jimin kaşlarını çattı. "Niçin buradasın? Bu vakitte..?"
Jungkook, omegaya doğru birkaç adım attı. Asık suratı ve kocaman gözleriyle masum masum bakıyorfu Jimin'e. Sanki omega dokunsa ağlayacak gibi bir hali vardı.
"Uyku tutmadı bir türlü. Sizinle konuşmak istedim lakin odada değildiniz. Sarayda gidebileceğiniz her yere baktım. Sizi bulamayınca burada bekleyeyim dedim. Kızdınız mı?"
Jimin bir bardak su doldurdu kendine. "Yok... Yok kızmadım."
"Bu kıyafetler ne böyle?"
Omega üstündeki pantolonu ve gömleği süzdü. Beta merakla sualine bir cevap vermesini beklerken o makul bir yalan düşünüyordu. Vakit kazanmak adına "Şey..." dedi ve kendine bir bardak daha su koydu.
Ne söyleyebilirdi ki? Aklına hiçbir şey gelmiyordu.
"Neredeydiniz? Yoksa şehre mi indiniz?"
Jungkook zihnini okumuştu sanki. Omega panikten dudaklarını birbirine bastırdı. Sertçe yutkundu. Alnı boncuk boncuk terlemeye başlamıştı. Zar zor nefes alıyordu. "Odana dön." diye kestirip attı birden. "Uyuyacağım."
"Efendim-"
Öfkeyle karşılık verdi: "Söyleyeyim de prensine yetiştir, değil mi?"
Beta şok oldu. İşin tuhaf tarafı Jimin de şok olmuştu. Jungkook ısrar edince ne diyeceğini bilemediğinden çıkışmıştı betaya. Ona olan öfkesi geçmişti halbuki.
"Neden anlamamakta ısrarcısınız? Yazdım ancak göndermedim o mektubu. Hiçbir şey anlatmadım prense."
"Neyse ne. Çık, rica ediyorum. Uyuyacağım."
Geceliğini aldı eline. Jungkook'un donmuş gibi ona bakmaya devam ettiğini görünce gülmemek için kendini zor tutmuştu.
"Jungkook... Müsaade eder misin..?"
Jungkook arkasını döndü. Utandığından kulakları kızarmaya başlamıştı usulca. "Özür dilerim majesteleri." dedi, pişmanlıkla iç çekerken. Ardından ekledi: "Affedin lakin bu gece nereye gittiğinizi söylemezseniz kendimi uykuya teslim edemem. Pek iyi görünmüyorsunuz. Her ne geldiyse başınıza anlatın bana."
"Sen de amma meraklısın."
"Meraklı değilim ki." itiraz etti beta, çocuksu bir tavırla. "Yalnızca iyi olup olmadığınızdan emin olmak niyetim. Size hesap sorduğumu da sanmayın sakın. Ne haddime..."
Omega gülümsedi. Jungkook'un omzuna dokunmuş ve arkasını dönmüştü. "Bağlayabilir misin?"
Beta evvela ne olduğunu anlamadı. Ardından betanın omzundan asılı olan ince ipleri gördü. Sertçe yutkunmuştu. Elleri titriyordu. Sıkı olmayan bir düğüm attıktan sonra "Bağladım efendim." demişti.
"Teşekkürler."
Omeganın elini fark ettiğinde kaşları çatıldı. Endişeli bakışları Jimin'in yüzünde gezindi. Omega ne diyeceğini bilememiş, alelacele elini arkasına gizlemişti.
"Gitmiyor muydun sen? İyi geceler."
"Eliniz-"
Jungkook eline uzandığında bir adım geriledi omega. Gülümsemek için kendini zorluyordu. "Rica ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If Loving You is Wrong
Fanfiction"Aşk o sarayda lakin Prens Kim Taehyung'ta değil sevgili Jimin. Doğru kişiyi bulursan eğer senin kederin son bulacak ve ikinizin de kaderi yeniden yazılacak." Seme!jk omegaverse jeonjungkook&parkjimin