˚ ༘✶ ⋆。˚ ⁀➷
Seonghwa, annesinin elini sıkıca tutarken sarıya boyanıp papatyalarla süslenmiş büyük kapıya bakarak olduğu yerde kıpırdandı.
"Ama... Ben-eni sevmezlerse ne ol-acak?" diye sordu. Nefesi birbirine karışırken ve kelimeler bir türlü ağzından çıkmayı beceremezken sinirlenerek ofladı ve ayağını yere vurdu. Annesi anında onun elini bırakıp önünde diz çökerek gözlerine baktı ve omuzlarından sıkıca kavradı altı yaşındaki oğlunu.
"Neler çalışmıştık bir tanem? Her nefeste bir kelime. Yeniden deneyelim hadi ben beklerim senin konuşmanı acele etme."
Seonghwa tatlı kırmızı saçlı doktoruyla çalıştığı gibi duraksayarak annesine baktı ve nefes aldı. Herkes beklemiyordu, bu büyüklerin her zaman bir acelesi vardı ve kelimelerinin ona dönmesini kimse beklemiyordu. Annesi hariç. Ya öğretmenleri de beklemezse ne olacaktı?
"Beni... Sevmezlerse... Ne... Yapacağım?"
Annesi anında gözlerindeki pırıltılar artarak gülümsedi ona. "Benim tatlı oğlumu neden sevmesinler bakayım? Sevecekler tabii. Öğretmenlerin seninle tanışmak için can atıyor, arkadaşların içeride oynayacak birilerini arıyor. Senin gibi akıllı bir çocuğu sevmeyen neden olsun?"
Seonghwa küçük ellerini annesinin saçlarında elini gezdirirken yeniden nefes alarak dudak büktü.
"Bazen... Yavaş... Konuştuğumda... Sinirleniyorlar."
"Kimse böyle bir şey yapmayacak Seonghwa. Hem eğer böyle bir şey yapacak olursa birileri bu sadece onların seni sevmeye hakkı olmadığını gösterir."
Annesinin sözleriyle kıkır kıkır gülen oğlan atılıp sıkıca sarıldı. "Bır-Bırakmasan be-beni olmaz m-mı?"
"Arkadaşların ile oynaman için zaman veriyorum sadece bir tanem. Hiç bırakabilir miyim yoksa ben seni?"
"San'ı... Özlerim... Burada."
"Kardeşin zaten uyuyor gün içinde. Canın sıkılmayacak, çok güzel geçecek her şey."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
asıl sen kokuyosun, şerefsiz ⸻seongjoong
Teen Fiction𖥸 Seonghwa, Hongjoong'a 6 yaşından beri aşıktı. Keşke Hongjoong ona koktuğunu söylemeseydi. • side woosan + yungi + jongsang