˚ ༘✶ ⋆。˚ ⁀➷
Seonghwa'nın günü erken başlardı.
Bu hala bir sabah insanı olmasından kaynaklanmıyordu, sabahın sakin saatlerinden ve yaz güneşinin güzel sarı tonunu izlemekten hoşlanırdı ama sebebi bu da değildi. Erken kalkıyordu çünkü sevgilisi ile sakin saatlerin tadını çıkarmaktan hoşlanıyordu.
Hongjoong ile mutfakta yalnız kalarak birlikte kahvaltı hazırlamaya bayılıyordu.
İkisi gülüşe gülüşe internetten buldukları tariflerle canlarının istedikleri şeyleri hazırlarken Seonghwa durup hayatın böyle ne kolay olabileceğini düşünüyordu. Derslerine gitmek için birlikte kalkıp hazırlanabilirlerdi.
"Neye gülümsedin öyle?" diye sordu sevgilisi kaşlarını kaldırarak. Hongjoong'un da dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. Engelleyemiyorlardı kendilerini, sürekli dudaklarında bir gülümseme vardı.
"Gülümseyemez miyim?" diye sordu Seonghwa oyuncu bir tonlamayla. Hongjoong ellerini havluyla kurutup yanına yaklaşırken kolunu diğerinin beline sararak güldü hafifçe. Seonghwa kollarını diğerinin omuzlarına yaslayıp kaşlarını kaldırdıktan sonra hafifçe eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdu.
"Aniden öpersen böyle kalpten giderim ben çok yaşamam." dedi diğeri. Seonghwa başını geriye atıp bir kahkaha attı.
"Bir de bayıl istiyorsan Hongjoong."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
asıl sen kokuyosun, şerefsiz ⸻seongjoong
Dla nastolatków𖥸 Seonghwa, Hongjoong'a 6 yaşından beri aşıktı. Keşke Hongjoong ona koktuğunu söylemeseydi. • side woosan + yungi + jongsang