[09] ⸻ eternal sunshine

436 73 140
                                    







      ˚ ༘✶ ⋆。˚ ⁀➷

      ˚ ༘✶ ⋆。˚ ⁀➷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.









Seonghwa, bunun hayalini bile kuramazdı.

Oysa her zaman hayal gücü geniş bir çocuk olmuştu ve geleceğe dair mutlu anılarını incelikle kurup düşünmeyi çok severdi hatta bu yüzden geçmişte bazen Hongjoong ile aynı anasınıfında olduğu gibi çok yakın arkadaşlar olduklarını bile düşlemişti. Üniversiteleri aynı olurdu belki ve birbirleriyle birkaç kere görüşüp sohbet edebilirlerdi belki.

Ama bunu asla düşünememişti.

Saat öğlene geliyordu, yaz günleri kendini iyice hissettirmişti bu yüzden pencereler açık, evin içi sessizdi. Wooyoung ve San paşa paşa okula gitmek zorunda oldukları için erkenden evden çıkmışlardı ama Seonghwa o sabah biraz daha uyudu. Uyandığında Hongjoong'un hazırladığı kahvaltıda şakalaşarak ve konuşamadıkları her şeyi konuşarak bir sabah geçirip sonrasında koltuğa yayılmışlardı.

Şimdi ise yaz günü tembelliği içerisinde Hongjoong o koltuğa uzanmışken Seonghwa da onun bacaklarının arasına kıvrılıp başını göğsüne bırakmıştı.

Sessizdi, güneş ışıkları salonda dönüp duruyordu ve kulağının altındaki kalbin atışları onu şimdiye bağlayan tek şeydi.

Hongjoong onun saçları ile oynarken usul usul "Birisi beni bu rüyadan uyandırırsa elimden çekeceği var." diye mırıldandı.

Güldü içten bir şekilde çünkü tam olarak aynı şeyi düşünüyordu. "Şöyle şeyler söyleme."

"Utandın mı?"

"Senin yerine evet."

"Romantik olunca utanmam ben."

"Fark ettim onu." Hongjoong bununla kıkır kıkır gülüp diğerinin kızarıp alev alan yanaklarına kaydırdı parmaklarını.

"Utanmışsın işte." Seonghwa inildeyip bilerek ellerini diğerinin karnına bastırarak doğruldu ve oturdu.

"Konuşmazken daha edep bilir bir şeydin sen." Hongjoong tek kaşını kaldırıp diğerinin bacaklarında gezdirdi elini.

"Konuşmadığımız için olabilir mi? Sadece soruyorum da?"

Seonghwa güldü ve başını iki yana salladı. Verecek cevabı olmuyordu böyle şeylerde genelde. İki gündür diğerlerinin olmadığı her anı değerlendirmek için fırsat kolluyorlardı ama Seonghwa, Hongjoong'un böylesi bir aşık olacağını hiç kestirememişti. Her defasında flörtleriyle diğerini utandırırdı ve her defasında aşkını ilan ederken hiç gözünü kaçırmazdı. Normalde dip dibe oturmaktan bile nefret eden adamın yerini şimdi ellerini ondan çekemeyen bir adam almıştı ve işin doğrusu Seonghwa kızarıp bozarsa bile bundan hiç şikayetçi değildi.

asıl sen kokuyosun, şerefsiz ⸻seongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin