0.777...

83 11 7
                                    

Her şeye rağmen, Mitsuki'nin aklına takılan bir soru vardı.

Bulundukları dünyada bir düşünce parçasından ibaretseler, pekâlâ kimsenin kendilerini görememesini anlardı. Buna karşın Mitsuki diğer herkesi görebiliyordu. Bir kişi hariç.

Boruto buraya gelene kadar geçirdiği aylar boyunca onu görememişti. Bunun nasıl bir sebebi olabilirdi de bu pis oyun onu görmesine izin vermezdi ki? Tesadüf olabilir miydi? Ne olursa olsun nedenini öğrenmeden bu garip rüyadan kurtulmuş olsa bile işin peşini bırakmayacaktı. Şu an yanında Boruto yoktu, tek başına düşüncelere dalmıştı.

Rüzgar yanaklarını yalarcasına nazikçe esiyordu, gece vaktinin rüzgarı diğer tüm esintilerden daha anlamlı gelirdi Mitsuki'ye. Favori mekanlarından biri olan taş bir yükseltinin de üstünde oturuyordu. Bakışlarını gök kubbeye yönlendirdi, korkutucu derecede fazla yıldız vardı gökyüzünde. Hepsi sıradışı bir güçle parlıyor, gözlerini yakıyorlardı. Ama bir o kadar da güzel parlıyorlardı ki bir saniyelik bir bakıştan sonra zorla alışılıyordu. Az ötede, asla tam ortada değil daha ileride, kutup yıldızı olduğunu sandığı heybetli bir yıldız duruyordu. Kuzeyi gösteriyor olsa gerek, diye düşündü. Sonra yıldız daha da parlamaya başladı ama bu gözlerinin bir oyunu muydu yoksa yıldız cidden parlıyor muydu emin olamadı. Gözlerinin her yerini aniden beyaz bir ışık kaplayınca beynine de dayanılmaz bir ağrı saplandı, öyle ki bunu kaldıramayıp çaresizce çığlık atmıştı. Kafası zonkluyordu ama Mitsuki her zonklamada binbir parçaya ayrılıyormuş gibi hissediyordu. Kendini acıyla yere attı.

Beyni bulanırken birilerinin ona seslendiğini duydu, ya da hayal etti, gözünün önündeki beyazlık ise somut bir hal alır gibi durdu. Dört bir yanından endişeli sesler, ağlamalar geliyordu. Yumuşak bir yerde uzandığını hissetti. Çok yorulduğunu, pes etmek istediğini fark etti. Dinlenmek istiyordu.

"MİTSUKİ! MİTSUKİ UYAN!"

Bu ses hiç de yabancı değildi...

"Boru..to."

"Mitsuki, kendine gel!"

Güneş'i onu çağırıyordu. Uyanmalıydı. Gerçekliğe dönmeliydi.

Birden tüm o beyaz ışığın yok olduğunu hissetti, üzerinde uzanıyor olduğu yumuşak zemin de altından sıyrılırcasına yok oldu ve yerini sert, kuru çimenlere bıraktı. Gözlerinin önünde bulanık bir görüntü peydah oldu, sarışın bir görüntü.

Kendine gelince yerden destek alarak doğruldu ve kendisine endişeyle bakan Güneş'ine döndü. Bu kadar çabuk toparlanabilmesine şaşırmıştı gerçi.

"N'oldu sana... Çektiğin acı çığlığından belli oluyordu."

"Buralarda mıydın?"

"Tch. Seni izliyordum zaten."

Ağrıyan başını ovuşturdu Mitsuki. Kendinden geçmiş gibiydi, evren değiştirip gelmişti sanki.

"Beni neden izliyordun peki?"

Boruto panikledi. "A-aa, öyle belli bir nedeni yok ya. Bulunduğumuz bu bilinçaltı ne kadar güvenli bilmiyorum o yüzden senin için... Endişelendim. O yüzden düşündüm ki.."

"Yanıma gelmek yerine uzaktan dikizlemek daha iyi olur."

"Hey! Dalga geçmenin sırası mı şimdi?"

Mitsuki gözlerini devirdi. "Güneş'im ne diyorsa o."

Boruto kızardı, dişlerini sıktı. "Şöyle konuşmayı kes artık."

"Oh neden? Önceden hiç şikayetçi değildin, takmazdın bile."

"Akıllanmışımdır belki!"

Mitsuki eliyle ağzını kapatıp kıkırdamaya başladı.

"Oi, gülme..."

Aksine Mitsuki gülebildiği kadar güldü. Tuhaf bir şekilde, son gülüşüymüş gibi geliyordu çünkü. Kendini gerçekten fazla yorgun hissediyordu, arada bir de görüşü bulanıyordu ama bundan Boruto'ya bahsetmedi. Gerek görmedi.

"Ben gülmekten vazgeçsem bile, umarım sen benim yerime gülersin Boruto."

Something is Wrong 『Mitsuki x Boruto』Where stories live. Discover now