İyi okumalar aşklarım 🥂
*
"Adamı öldürdün mü?"
"Bana bir görev vereceksin ve başarısız olacağım, hiç güleceğim yoktu."
"Ona ne şüphe. Sadece merak ettim, nasıl öldürdün bu sefer?"
"Saçma soruların asla bitmiyor."
"Biliyorsun Hwang, ben meraklı bir adamımdır."
"Acılı bir şekilde öldü işte. Önce tırnaklarını sökmekle başladım sonrası tıkır tıkır geldi. Genelde süründürmeyi sevdiğimi biliyorsun. İstisnalar hariç tabi."
"Sen harbiden orospu çocuğunun tekisin, bunu biliyorsun değil mi?" Sırıttım.
"Evet, heleki senin ağzından böyle ihtişamlı duymak gerçekten onur verici."
...
*
Yorgun göz kapaklarımı kışkırtırcasına zorlayan güneşle sinirli bir şekilde yerimde doğruldum. Elimi çapaklı ve kuru cildimde asabice gezdirip içimdeki bu saf duygunun dudaklarımdan dökülmesine izin verdim."Sikeyim gerçekten."
Bugün yeni bir görevim vardı. Götü boklu bir veleti kurtaracaktım ve evet, maalesef ki hayat her zaman yüzümüze gülmeyebiliyordu. Yani tabiki de ilk tercihim dolgun göğüslü ve kalçalı güzel bir hatundu ama bana da veletin teki denk gelmişti. Güzel hatunları hep Joon kapıyordu zaten. Bir gün onu fena benzetecektim.
Böyle boş boş iç sesimi bir süre dinledikten sonra kalkmam gerektiğini kendime tekrarladım ve pikeyi öbür tarafa fırlatıp ayaklandım. Terliklerimi giyip tuvalete doğru gittim ve elimi yüzümü yıkadım.
Aynada biraz kendimi incelemek istemiştim. Genelde hayatım gergin ve yorucu bir tempoyla devam ettiği için böyle şeyler pek mümkün olmuyordu.
Parmaklarım hemen çıkmaya çalışan cılız sakallarıma gitti. Oldukça bakımsız göründüğümü hissettim ve hemen usturayı alıp seri hareketle ufak karaltılardan kurtuldum.
Şimdi bir şeye benzemiştim.
Sarı uzun saçlarım da oldukça bakımsız görünüyordu ama şu anda onlarla ilgilenecek pek vaktim yoktu.
Görevim bittikten sonra bakım kremi almayı aklımın bir köşesine not ettim ve geçici süreliğine idare etmek için saçlarımın bir kısmını topladım.
Mevzu anında önüme gelmesi pek hoş olmazdı sonuçta.
Banyoda çok fazla oyalandığımı fark edince aklımda canlanan vahşet dolu görsellerle hemen dolabıma koştum.
İşin ucunda Joon olunca sikiledebilirdim de. Götüme pek güvenmezdim o yüzden.
Hızlıca üzerime bir şeyler geçirdim ve kahvaltı yapma zahmetine bile girmeden evden ayrıldım.
Kapımın önündeki halihazırda bekleyen motoruma bindim ve havalı kaskımı kafama geçirip gazı kökledim.
Güvenlik önemliydi sonuçta.
İçimden geçirdiğim şeye karşılık sırıttım ve bir kez daha gaza abanıp yola koyuldum.
Ezberlediğim o soğuk ve iç karartıcı yerlerden çokta uzun olmayan bir zaman diliminde geçip mekana ulaştım. Eski ve neredeyse yıkılacak gibi duran bir apartmandı. Kapıyı açıp merdivenlerden aşağıya indiğimde patron sırıtarak beni bekliyordu. Ah.. Tam bir orospu çocuğuydu ama aşırı da karizmatikti.
"Oo hoş geldiniz Hwang Bey. Biraz daha günün aymasını bekleseydiniz keşke gelebilmek için."
Gözlerimi devirmeden duramadım. Korktuğum bir o kadar da sinir oluyordum ona. Patron olabilirdi ama her zaman bu şekilde davranmasına müsaade etmezdim. Sonunda dayak yesem bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODYGUARD •|HyunIn|•
FanfictionHwang Hyunjin sadece mafya olarak hayatına devam etmek istiyordu ancak her şey, görevi için Jeongin'i kurtarmasıyla başladı. Çünkü artık Yang Jeongin'in şahsi koruması olmuştu ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı... * DİKKAT→ Küfür içeriklidir. Ra...