Hırçınlaşan dalgalara karşı, kayaların üzerinde kaçıncı ıslanışım olduğunu unutalı çok oldu. Seviyorum. Başka açıklaması yok, olamaz. Olmamalı! Tek mevsim yaşanan bu kasabada hep yağmura hasrettim, yağışlı bir yer olmasına rağmen..
En çokta doyamadığım okyanus mavisine.. Hep siyahtım. Siyah giyinir, kapkara bakar, zemheri bir düşünce ile hep karayım. Düşüncelerim bir karanlık kadar keskindi hep! Ama içimde hiç varlığını çözemediğim bir boşlukta hep kayboluyordum. Uzak duruyorum kendimden. Kendime yaklaşmak; beni çıkmaz bir yerde güçsüz bulup, yok etmek istemesinden öylesine korkuyorum ki.. ama asıl korkum bu da değil. Çünkü ben ölümden korkmuyorum. Korkum ölümün renginden.. Bu okyanus beni boğar mı? En sevdiğim beni kendine mi alırdı? Yoksa kendinden mi bırakırdı? Çözemiyorum..
Ses.. Yine aynı ses!
Hızla doğruldum. Ses o kadar boğuktu ki nereden geldiğini kestirmek zordu. Yine aynı ses! Sesin dalgaları sırtımdan eserek gelen rüzgarda saçlarımın arasından geçerek kulağıma fısıldadı. Hiçbir fısıltı bu kadar acı olmamış. Gökyüzünde ışık hüzmesiyle bir şimşek çaktı. Şiddetini tırnak uçlarıma kadar hissettim ve hızla damlalarını bırakan göyüzüne karşı Alpiyus'a doğru koşmaya başladım. Koştukça huzursuzluk kaplıyordu içimi. Zihnimde çözemediğim boşluk acımaya başlıyordu.
O ses!
Alnımdam inci inci dökülen o terler daha da hızını arttırdı. Ben de öyle. Artık gözlerimi açamadığım şiddetle koşarken koluma sertçe bir darbe aldığımda gözlerimi açtım. Orgun kolumu tutmasından anladığım o sert vuruşu yapanda oydu. Renan telaşlı gözlerle bana bakarken, Ushan elinden dumanı tüten bir bardakla zaten yakınımda olan mesafeyi iyiden iyiye kapattı
-İç ve anlat.
-''Ne oldu burada? Başım çatlıyor.'' derken yavaşça doğruldum ve duvara gücümü vererek yaslandığımda Ushanın elindeki bardağa uzandığım sırada kapının eşiğinde ki kızı gördüğümde başıma şimşek gibi bir acı saplandı. Evet bu kız o kızdı! İçeriye hızla geldiğimde gördüğüm şeyi söyleyeceğim an da kapıdan bana bakarak gelmişti. Peki ama neden sonrasını hatırlamıyorum? Kimdi bu ?
-Kimsin sen?elimden hızla bardağı atarak koşar adımlarla kızın yanına geldim. Orgun ve Renan korkmuş olacaklar ki peşimden geldiler. Sakince yüzüne bakarken kollarımı boyun hizasında duvara kilitleyerek sesimin şiddetini dahada arttırdım.
-Kimsin sen! Cevap ver!
-Koral noluyor kendine gel! Kız sadece korkmuş, Ushan yolda farketmiş onuda buraya getirmiş.
-Ve sizde buna inandınız öyle mi Renan?
-Evet öyle Koral! Ne oluyor sana? Kendine gel!
-Orgun! Bana bir daha ne yapıp ne yapmayacağımı sakın söyleme!
-Yeter! artık herkes sakinleşebilir mi? Daha büyük bir sorunumuz var ve senin bize anlatman gereken bir şeyler var Koral.
Olan biteni sessizce izleyen Ushan konuşmaya sakince girerek;
-Renan haklı. Artık herkesin sakinleşmesi gerek. Fazla vaktimiz yok. Kızı soruyorsan dizinden yaralıydı koşmaya çalışırken düştü yarasını temizlemek için fazla vakit olmadığı için Orgunla buraya getirdik. Fazlasıyla korktuğu da doğru. Bizden bile korkuyordu ama artık kesin olarak korkuyor.
Kıza tekrar baktığımda solgun yüzüyle saçları omuzlarından sarkmış ve dağılmış bir durumda yere bakıyordu. Diz kapağına doğru bacağını kendine çekerek bükmüş şekilde duruyordu. Neden bu kadar sert çıkıştım? Sakin olmam gerekiyordu. Daha büyük sorunlarımız vardı. Bilmediğimiz ve çözmemiz gereken sorunlar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesin Oyunu
Misterio / SuspensoKalp sesimi duyuyorum. Bir kutuya seri artış ile vuruluyor gibi ritim tutmuştu kalp atışlarım. Kulaklarım ağır bir basınçla gözlerimide yavaş yavaş karartıyor. Son umudum, gözümden düşen son damlayı silecek olan yaklaşıyor. Peki beni kurtaracaksa...