7. Bölüm Sıcak Temas

1.4K 43 12
                                    

evet dilemiyorum çünkü yalan söylediler"
Dediğimde lafımı keserek
"peki madem CEZANI ben keseyim o zmn"

Dediğinde elim ayağım titremeye başladı.
Ne ceza verecek acaba diye düşüp dururken
Söze atılıp
"ne ceza verelim sana jeon jungkook" ağzım dilim kurumuş birbirine yapışmıştı sanki ne diyeceğimi bilmeden cevap vermek yerine susmayı tercih ettim.
Bu adam karşısında neden bu kadar titrediğimi ve nefesimin kesildiğini anlamıyordum.
Tekrar konuşmaya başladığında
"ben buldum galiba 1 hafta boyunca her öğle arasında gelip benim odamı dip köşe temizleyeceksin" dediğinde gerçekten o an neden özür dilemedim diye yakınıp durdum içten içe sinirden kaşlarım çatılmış ellerim yumruk şeklini almıştı.
Cesaretimi toplayıp konuşmaya başladım.
"hocam ben asla temizlik yapmam" dediğimde birden sinirlenip ayağa kalktı ve bağırarak
"beyefendiye ceza da beğendiremiyoruz herşeye Bi hayır asla felan yapacaksın o kadar" diyip elini yumruk şeklinde yapıp masaya vurdu irkilerek iki adım gerilemeye başladım.
"dediğim anlaşılmıştır inşallah" sesi çok sert ve kötü çıkmıştı başımı onaylarcasına sallayıp odasından hızlıca kendimi dışarı attım.
Nefes nefese kalmıştım sanki maratonda koşmuşum gibi dışarıda arkadaşlarım beni bekliyordu. Çıktığımı görünce direkt yanıma gelerek konuşmaya başladılar.
İlk olarak namjoon
"niye böyle bir şey yaptın olum özür dileyip çıksaydın" diğer yandan Jimin
"aaa namjoon jungkooku bilmiyormuş gibi davranma o asla gururu yüzünden kimseden özür dilemez" dediğinde zaten sinirlerim tepemde üzerine doğru yürüyerek yakasını tutup
"yeter artk bulaşmayın bana evet gururluyum çünkü yapmadığımız bir şey yüzünden asla özür dilemem ben sen değilim" o kadar bağırarak konuşmuştum ki durduğumda ben bile anlamamıştım neden böyle bağıra bağıra konuştuğumu jimin yüzünü asarak ellerimi yakasından çekip
"peki öyle olsun" diyip hızlıca yanımızdan uzaklaşıp sınıfa doğru hızlı adımlar ile yürümeye başladı.
Hala sinirlerim yatışmamış ve jimine patlamıştım. Yoongi yüzüme bakarak
"biraz ağır olmadı mı jungkook" dediğinde
Yüzüm asılmış ve olanları idrak etmeye başladım.
Namjoon
"tamam yeter aralarında hallederler onlar müdür ne yaptı ceza mı verdi sana" dediğinde o anlar yine gözümün önüne gelmeye başladı.
Bir kaç saniye dalmış bir şekilde ona bakarken namjoon tekrar söze atılarak
"huuu sana diyorum jungkook ne dedi müdür" irkilerek kendime geldiğimde
"evet ceza verdi hemde 1 hafta boyunca odasını temizleme cezası" oldu mu rahatladın mı diyip koşar adımlar ile lavaboya gitmeye başladım.
Lavabonun kapısını kapatıp musluğu açıp yüzüme bir kaç avuç su atmaya başladım.
Ve aynaya bakarak hiç anlamadığım şekilde gözyaşlarım kendiliğinden yüzümde akmaya başladı.
Bir köşeye oturup dizlerimi yüzme doğru çekip ellerimi iki yana bağlayıp boşluğa kafamı gömdüm.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ederken kapı sesi geldi başımı kaldırdığımda kim olduğunu fark edip ayağa kalkmaya başladım. Jin yanıma yaklaşarak elini omzuma atıp
"tüm bunlar benim yüzümden oldu gerçekten çok üzgünüm kardeşim" sesi gerçekten de üzgün bir şekilde çıkmıştı birden jine sarılıp gözyaşlarımı silmeye başladım.
"neyse olan oldu artık üzülmek yok kendini suçlama jimini de kırdım zaten gidip konuşayım onunla" sesim boğuk ve çatlak bir şekilde çıkmıştı.
Jinin omzuna elimi atıp hadi çıkalım der gibi bakıp lavabodan çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladık.
Ders başlamıştı bile kapıyı tıklatıp hocaya gerekli bahaneyi söyleyip yerimize oturduk.
Şükürler olsun ki jimin yanımda oturuyordu. Jimine baktığımda yüzüme bile bakmadan hocayı dinliyordu. Ses çıkarmadan tenefüs olmasını bekledim. Uzun geçen bir dersin ardından tenefüste jimini karşıma alıp gereken herşeyi söyleyip özür diledim. Oda o an sinirli olduğumu anlamış ki fazla uzatmadan barıştı benimle. Çok sevindim jimini gerçekten de çok seviyordum benim yüzümden üzülmesini istemezdim.
Yorucu bir günün ardından dersler bitmiş okul dağılmaya başlamıştı.
Bahçeye doğru çıktığımda arkadan
"jeon jungkook" diye seslenen birini duyduğumda arkama baktığımda müdürümüz kim taehyung bana doğru yaklaşmaya başladı. Ve söze atıldı.
"cezanı unutma yarın 1 saatlik öğle arasında odamı temizleceksin" sözleri beynimde havai fişekler patlamasına neden oldu. Niye söylemişti ki zaten biliyordum. yanıma daha da yaklaştığında
"umarım anlaşılmıştır jeon jungkook" dedi ve arabasına doğru yürümeye başladı. Arkadaşlarım yanımda ağızları bir karış açık şekilde dururken nomjoon
"bu adam neden bu kadar uğraşıyor seninle anlamıyorum" daha ağzımı açmadan yoongi söze atılarak
"ya olum niye olacak ilgi duyuyor jungkooka" dediğinde gözlerimi yoongiye çevirerek
"yere batsın ilgisi" diyip yürümeye devam ettim. Dışarıda arkadaşlar ile tokalaştıktan sonra eve doğru yol aldım.
Eve ulaştığımda kapıda annem karşıladı.
Annemin yanağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra içeri geçtim. Babam salonda yine somurtkan bir şekilde elinde ki dosyayı inceliyordu.
Ona hiç görünmeden odama geçip formalarımı çıkarıp siyah bir eşofman takımı geçirdim üzerime ve yatağıma uzanıp biraz telefonla uğraştıktan sonra aşağıya salona akşam yemeği için indim.
Yemeğimi yedikten sonra hiçbir şey demeden tekrardan odamın yolunu tutmaya başladım. Yatağıma uzanıp derin bir nefes çekip bugün olanları kafamdan attıktan sonra kafayı gömdüğüm gibi uyuya kaldım.
Çoktan sabah olmuş hızlıca yataktan kalkıp formalarımı giyip salona kahvaltı için indim.
Kahvaltı fassından sonra okula doğru yol aldım.
Hızlı adımlar ile sınıfa doğru yürümeye başladım sınıfa girdiğimde daha ders başlamamış olduğunu görünce içimden şükür geçirmeye başladım.
Normalde her zaman ilk derse geç kalırdım. Neyse ki Bugün geç kalmamış hocaya ne bahane uyduracağımı düşünmemiştim. Sırama geçtip çantamı sıra koydum.
Ve hocanın gelmesini bekledim.

Neyse ki yorucu ve sıkıcı 4 dersin ardından öğle arası olmuştu arkadaşlarım ile yemekhaneye doğru yürümeye başladığım da müdürümüz kim taehyung önümde beliri verdi.
"hadi bakalım iş başına jeon jungkook" dediğinde yüzümü ekşiterek söze atıldım.
"hocam yemek yeseydim bari" sesim çok kısık bir şekilde çıkmıştı. Yüzüme bakarak
"iş beklemez dimi daha sonra mideni düşünürsün şimdi düş önüme gidiyoruz" otoriter olan sesi ve bakışları karşısında dona kaldım.
Cesaret edip cevap veremedim bile arkasını dönüp yürümeye başladığında elini işaret ederek gel dedi. Daha fazla beni rezil etmesini istemiyordum arkasından yürümeye başladım. Kapıya vardığında kapıyı açıp geçmemi bekledi.
Hiç bir şey demeden odasına geçtim.
Tam karşıma geçip
"tüm temizlik malzemeleri şurda hiç bekleme ve temizliğe koyul" dediğinde tek kelime bile etmeyip bir an önce bu durumdan kurtulup temizlik malzemelerine doğru yönlendim. Masayı koltukları temizlediğimde hala odada beni pür dikkat izlediğini fark ettim.
Arkama dönüp
"hocam çıkın da işimi bitireyim" dediğimde yüzünü buruşturarak bana doğru yürümeye başladı. O geldikçe adımlarım geri geri gitmeye başladım.
Geri geri gitmelerim beni tam duvara yapıştırmıştı bu durum hoşuna gitmiş gibi
Sırıtarak yüzüme yaklaşıp aramızda ki mesafeyi daha da kapatıp ellerini yüzüme doğru kaldırıp yüzümü elleri arasına aldığında zangır zangır titremeye başladım.
Elleri ile yüzüme dokunurken konuşmaya başladı.
"hem bu kadar ürkek hem de bu kadar cesaretli olmayı nasıl beceriyorsun" dediğinde nefesim kesildi resmen bacaklarım bedenimde yokmuş gibi uyuştu birden ve mesafeyi daha da kapatarak dudaklarıma doğru yönlenmeye başladı.
Dudakları dudağıma ramak kalmış bir şekilde dururken
"bu sıcaklık beni bitiriyor."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Savior Angel Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin