bence bu maskeler artık çıkmalı" der demez daha Bn ağzımı açmadan önce kendi maskesini sonrada ellerini maskeme doğru götürüp tek bir hamlede maskemi çıkardı ve yüzüme bakmaya başladı.
"bu güzelliği maske ile kapatman çok kötü" dediGözlerim fal taşı gibi açılırken ne dediğini idrak etmeden kollarından sıyrılıp kendimi okul bahçesine attım nefesimi kontrol edemiyordum ellerim titriyor sanki bayılacakmışım gibi oldum.
Söyledikleri hala aklımda hatırladıkça yanaklarım bir alev topu misali yanmaya başladı.
Tam o sırada arkadaşlarım yanıma gelerek jimin
"sen az önce müdürle dans mı ettin yoksa hayal mi gördüm ben" dediğinde yüzüm kas katı kesilirken namjoon
"hayır jimin hayal felan görmedin basbaya müdürle dans etti beyimiz" kıkırdıyarak söylediği bu sözler beynimde havai fişeklerin patlamasına neden olurken daha fazla diğerleri de yorum yapmadan söze atıldım.
"ne yapayım çok ısrar etti kıramadım" dediğimde jimin kıkırdıyarak
"kıramamış ayy kıyamam size ben" alaycı konuşması ve yüzündeki şeytani gülüşü sinirlenmeme sebep olurken
"yeter artk küçük bir danstı o kadar uzatmayın hadi gidelim" dediğimde ciddi olduğumu anlamışlar gibi kafalarını sallayıp okuldan çıkıp çağırdığımız taksilere bindik Bn namjoon ve yoongi
Jimin Jin ve hoseok da başka bir taksiyle eve doğru yol almaya başladık.
Yolculuk esnasında namjoon ve yoongi aralarında konuşurken ben başımı pencereye yaslayıp yolu izlemeye başladım. Fazla uzun sürmeyen bir sessizliğin ardından yoongi bana dönerek
"jungkook bu müdürün sana Bi ilgisi olmasın sürekli yanında biti veriyor."
Dediğinde söze atılarak
"yok daha neler olum Bi iki dans ettik diye adamın bana ilgisi olduğunu da nerden çıkardın." gerçekten de yoongi nin söyledikleri doğru olabilir miydi?
Düşüncelerim yoğunlaşırken yoongi tekrar ağzını açıp
"geçen gecede tesadüfen karşılaşmışsınız" dediğinde. Namjoona bakarak
"ya olum ağzında bakla ıslanmıyor hemen gidip boş boğazlara yetiştirmişsin" dediğimde namjoon
"ne yapayım ağzımdan kaçtı"
"kesinde öyle olmuştur" dediğimde her ikisi de önüne bakarak yolculuklarına devam ettiler önce namjoonu sonra yoongi yi daha sonra da taksi beni evime bıraktı.
Saat gece yarısı olmuştu.
Anahtarı kapıya koyup açtığımda içeri geçip sessiz sedasız odama geçmeyi planlıyorken salondan
"oğlum geldin mi" bir ses yükseldi arkama baktığımda annem uyumamış ve beni bekliyordu.
Gözleri sanki alev topu gibi kıpkırmızı olmuş. Ağladığını düşündüğümde yanına giderek
"sen niye uyumadın gözlerin kıpkırmızı olmuş ağladın mı sen " dediğimde gözlerini ovuşturarak
"yok ağlamadım uykum kaçtı seni bekliyim dedim"
Hiç inandırıcı gelmemişti söyledikleri annem sanki benden birşeyler saklıyordu.
"hmm anladım bak geldim hadi sende direkt yatağına daha fazla uykusuz kalma kıyamam ben sana" dediğimde gözleri dolmuş bir şekilde sarılıp yanağımdan bir öpücük aldı ve odasına doğru yürümeye başladı.
Bende salondan ayrılarak odama doğru yürümeye başladım.
Odamın kapısını açıp ışıkları yaktım.
Yatağıma oturarak iki elimi başımı tutacak şeklinde sıkıştırıp bugün olanları hafızamdan silmek istedim.
Düşüncelerden sıyrılıp giydiğim kostümü çıkarıp kendimi duşa attım.
Sıcak bir duş aldıktan sonra ışıkları kapatıp
Yatağa uzanıp yorganı başıma kadar çekip uyumaya koyuldum.
Alarmın sesiyle gözlerimi kırpıştırarak hafifçe açmaya başladım.
Saat 7 buçuktu alarmı kapatıp 5 dk daha diyip yastığa gömüldüm. Aradan kaç dk geçtiğini bile anlamadan odamın kapısı çalmaya başladı.
Cevap vermek istemiyor hatta bugün okula bile gitmek istemiyordum.
Israrcı şekilde çalmaya devam eden kapıya bakarak
"gir" dediğimde annem olduğunu anladım.
"uykucu kalk bakalım geç kaldın okula" dediğinde
"ben bugün gitmesem olmaz mı" sesim o kadar boğuk çıkmıştı ki ben bile anlamamıştım sanki dediğimi.
Annem
"çok devamsızlık yapacaksın geçen sene gibi o yüzden giyin ve aşağı kahvaltıya gel"dediğinde silkelenerek yataktan baygın baygın çıkıp kendimi banyoya attım.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra formalarımı giyip salona doğru yürümeye başladım. Babam her zaman ki gibi sessiz kahvaltısını yapıp çıkmıştı bile bnde kahvaltımı yapıp okula doğru yol almaya başladım.
Okulun bahçesine geldiğimde kimse yoktu ilk ders başlamıştı demek ki hızlı hızlı okula doğru yürüyüp merdivenleri ikişer üçer çıkmaya başladım. Sınıfın kapısına gelip kapıyı çaldığım da
"gir" sesini duyup kapıyı açtım ders edebiyattı. Edebiyat hocası bana bakarak
"ooo hoşgeldiniz beyim biz erken başladık kusura bakmazsın dimi" alaycı konuşmasını bitirdikten sonra geç kaldığım için özür dileyip yerime doğru yürümeye başladım. Herkes pür dikkat dersi dinlerken çantamı bırakıp kitabımı çıkardıktan sonra hocayı dinlemeye başladım.
Ders su gibi akıp geçmişti teneffüs olduğunda arkadaşlar ile bahçeye inip bir bankta oturduk aradan bir kaç dk geçmeden okulun kendi beğenmiş çocuğu joon hyuk yanımıza doğru gelmeye başladı.
Tam önümüzde durup söze atıldı.
"Jin Bi daha seni uyarmicam sevdiğim kızdan uzak duracaksın" dediğinde Jin birden ayağa kalkarak
"cha seni sevmiyor bile bu neyin havası sen kimsin de gelip beni tehdit ediyorsun" dediğinde joon hyuk sinirlenmiş Bi şekilde jine bakarak
"bekle burda sakın bir yere ayrılma günah benden gitti" dediğinde Jin arkasından bağırarak
"senden korkan senin gibi olsun O. Ç" ne olduğunu anlamadığım bir şekilde jine bakarak
"olay ne ne işin olur senin bu pislikle" dediğimde Jin
"cha yı seviyorum ve zoruna gidiyor puştun" anlıyordum taşlar yerine oturmaya başladığında joon hyuk arkasına 7,8 kişi toplamış bize doğru yürüyorlardı tam önümüzde durarak
"seni uyarmıştım Jin uyarmış" daha dediğini tamamlamadan jine saldırmaya başladılar.
Bunu görünce arkadaşlarla hiç dururmuyuz bizde saldırıya geçip tekme tokat kavga etmeye başladık okul hepsi bize bakıyor kimse kılını bile kıpırdatmadan bizi izliyordu. Kavga derinleşirken arkadan müdürümüz kim taehyungun sesi gelmeye başladı ve aramıza bir kaç hoca ile dalarak ayırmaya başladılar.
Bir kaç dk geçmeden ayırıp bağırmaya başladı.
"bu ne rezillik" dediğinde hiçbirimizden tek ses bile çıkmazken tekrar bağıra bağıra konuşarak
"yaşınız kaç sizin eşek kadar adamlar oldunuz neyin kavgası bu"
Başımı öne eğip hiç göz göze gelmemek için sessiz kalmaya devam ettim. Sessizliği bozarak
"hepiniz düşün önüme odama gidin ve beni bekleyin" dediğinde yerimizden bir milim bile adım atmadığımızı anladığında tekrar bağırarak
"hadi kime diyorum ben alooo çabuk" sesi çok sinirli ve otoriter çıkmıştı.
Yavaş adımlar ile odasına çıkıp gelmesini bekledik.
Bir kaç dakika sessizliği bozarak içeriye bir hışımla girip kapıyı sertçe çarptı ve yerine doğru yürümeye başladı.
Sinirli bir şekilde bize bakarak
"evet anlatın dinliyorum ne bu rezillik niye kavga çıkardınız" dediğinde joon hyuk söze atılarak
"hocam biz arkadaşlar ile yürüyorduk Bi baktık arkamızdan küfür etmeye başladılar" dediğinde ellerimi sıkarak bağırarak konuşmaya başladım.
"lan puşt doğruyu söylesene niye yalan söylüyorsun" dediğimde müdür kim taehyung bakışlarını bana yönlendirerek
"terbiyeli konuş olum karşında takıldığın arkadaşların yok" sesi kalın ve sinirli çıkmıştı.
"ama hocam yalan söylüyor puşt" dediğimi tamamlamadan
"kesin sesinizi böylesine bir şey kabul edilemez bir durum ya birbirinizden özür dileyip çıkarsınız yada direkt disiplin kurulunu toplar icabınıza bakarım tercih sizin artk" dediğinde bunlardan özür mü dileyecektik bide yok daha neler içimden geçirirken karşı taraftan bir kişi
"özür dilerim" dediğinde ona bakarken diğer arkadaşları da teker teker özür dileyip bizim ağzımızdan çıkacak şeylere baktılar.
Namjoon söze atılarak
"bizde özür diliyoruz öyle değil mi arkadaşlar" dediğinde ona sinirle bakarken arkadaşlarım teker teker özür dileyip konuşmalarını bitirdiğinde sadece özür dilemeyen bir ben birde Jin kalmıştı. Müdür
bize bakarak
"peki ya siz özür dilemeyecek misiniz?" dediğinde Jin parmaklarını sıkarak tatsızlık çıkmasın ailesine haber gitmesin diye
"bende özür dilerim" dediğinde onu öldürmek istedim resmen bir ben kalmıştım. özür dilemeyen sesimi bile çıkarmadan öyle durup kaldım.
Müdür gözlerimin içine bakarak
"jeon jungkook sıra sende sende özür dile bitsin artk" dediğinde sinirle müdüre bakarak
"asla" ağzımdan bir hışımla çıkan kelime ile gözleri sinirle dik dik bana bakıyordu arkadaşlarım bana bakarak sanki gözlerinden anlarmış gibi özür dir de bitsin der gibi baktıklarında müdür kim taehyung söze atılarak
"özür dileyenler çıksın jeon jungkook sen burda kalıyorsun" dediğinde nefesim kesilmiş sinirden tir tir titriyordum resmen
Arkadaşlarım ve karşı taraf teker teker kapıdan çıkıp kapıyı kapattıklarında odada sadece ikimiz kalmıştık müdür ve ben bir kaç dk ölüm sessizliği odayı sardığında sessizliği müdür kim taehyung bozdu
"demek özür dilemiyorsun öyle mi?"sesi sinirli ve otoriter bir şekilde çıkmıştı. Cesaret ederek söze atılıp
" evet dilemiyorum çünkü yalan söylediler"
Dediğimde lafımı keserek
"peki madem CEZANI ben keseyim o zmn"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savior Angel
FanfictionKim taehyung bir lisenin müdürü jeon jungkook ise bir öğrenci serüvenimiz başlasın o zaman +18 içerikler olabilir rahatsız olanlar okumayabilir.