0.9 / toz kahverengi aşk

32 6 1
                                    

Sence aşıklar dünyayı nasıl görür?

Aşkın gözlükleri sence toz pembe midir? Yada bir rengi var mıdır ki? Gökyüzünde gördüğün bir bulut, yere salına salına düşen bir yaprak, sokakta koşuşturan liseliler, eski bir günlük... senin nasıl olurda canını yakar?
Gerçekten aşk gözlerin yönünü mü değiştirir, yoksa bir yara mı açar?

Biliyor musun ben... Hiç bir zaman senin kadar sade bakamadım hayata...

Yoksa hâlâ âşık mıydım?

Bavulu çeken elim birden durduğunda derin bir nefes alıp arkamı döndüm, camekan otelden masmavi gülümseyen gökyüzünü süzdüm. Bu şehir gülüyor olsa bile canımı en derinden yakıyordu.

"Hey!"

Biraz mesafede önümden gelen sesi duymamla önüme dönerek bavulu çekerken bir hızla menejerimin yanına yetişmiştim...
"Efendim...?

"Dalıp gitme, işlerimiz var."

Şaşırdığımı belli etmemeye çalıştım.
"İzne çıktığımı düşünüyordum?"

"Olabilir, tatili boş geçirmek sana yakışmaz hayatım."

Başımı sallayıp asansöre doğru ilerledim... İşimi sevsemde dinlenmek için herşeyimi verirdim.

-

Beyaz bir havluyla saçlarımın suyunu attırırken su damlarından bazıları üst tarafı çıplak vücudumdan göğsümün ve karnımın üzerinden geçerek süzülüyor betonu boyluyordu, tenime küçük bir serinlik veriyordu. Vücudumu süzerek sırıttım, bu kasları yapmak uzun zamanımı almıştı. Boştu ama hoştu, malum ben güreşçi değildim veya vücudunun üzerinde bunlarla çaba sarf edebileceğim bir kişiye sahip değildim...

Havluyu yatağa fırlatıp yarısı camdan oluşan odanın içinde cama doğru yaklaşıp perdeyi elimle sıyırdım, gün bitiyor güneş kendisiyle beraber sevdiği gökyüzünü kırmızının her tonuna tereddüt bile etmeden boyuyordu.
Ben ise... sevdiğimi boyamakta geç kalmıştım sanırım o renklere.

Ellerimi ıslak saçlarıma gecirip karıştırdım ve birden parkeye oturarak başımı cama yasladım. Karmakarışıktım...
Acaba o neredeydi? Ne yapıyordu?
Bu küçücük şehirde beni herkes bulabilirdi ama ben onu nasıl bulacaktım... Bulsam bile o beni isteyecek miydi ki?

Suçlu hissediyordum... Sanırım ben sonbaharımı çoktan incitmiş ve başka mevsime geçmiştim ama deli gibi o sonbaharın kokusunu duyuyor deli gibi solumak içime çekmek istiyordum onu...

Bu yaz gününün kavurucu sıcağında benimle buluşur musun sonbaharım...?

-

"Aagghh elimi acıttın!"

"Yoon resmini çekip bloğuma atacağım, çek elini!"

"Sen ve bloğun yetti canıma! Bir salatalık alsam fark etmezdi bile!"

"Karıştırma işi!"

"Pefff!
Aaa Kook! erken değil mi senin için ya?"

Uzaktan izlediğim kavgalarının son bulmasına gülüp masaya yaklaştım, sandalyeyi çektim. Elimi tam çatala uzatıyordum ki elime 'Çat' diye vuran eli hissetmemle elimi kendime çektim.
"Kaç açıdan çekiyorsun Jimin sen be!"

Yoongi bana döndü.
"Ne o? Bugünde restoran şubeni mi kontrol edeceksin?"

Önümdeki portakal suyuna elimi uzattım, sonra Jimine bakış atıp elimi geri çektim.
"Yoo, konuştuğum adam reklam filmini bugün çekmek istediğini söyledi, oraya gideceğim."

Boketto -tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin