"Delta?"
Karşısındaki deltanın gerçek olup olmadığını anlamak istercesine gözlerini kırpıştırdı alfa. Delta bu tatlı şaşkınlığın keyfini çıkarmayı aklının bir köşesine yazdı. Adımları alfa ile arasındaki mesafeyi kapatırken adımlarını izleyen alfanın sessiz kalması cesaretinin artmasına sebep olmuştu. Kurdu sonunda sevdiğine yaklaşıyor olmanın mutluluğu ile yerinde duramıyordu.
Derin bir nefes çekti içine delta. Her ne kadar yürek sızısının üzüldüğünü görmek istemesede kandırılmasını istemiyordu.
"Benimle gel." diye mırıldanarak yanından geçen delta ile şaşırsa da adımları onu takip etti. Deltanın geniş sırtına bakarak ilerlerken nereye gittiklerini sormadı. Deltanın arkasında kaldığından dolayı görünmüyordu. İçini kaplayan güven duygusu dudaklarının dikkatlice bakılmadıkça görülmeyecek kadar kıvrılmasına neden oldu.
Eksi birinci kata indiklerinde basketbol takımının soyunma odasına ilerlediler. Deltanın durması ile sırtına çarpmamak için geriye çekildi alfa. Delta ona dönerken neden burada olduklarını şimdi merak etmişti. Deltanın basketbol takımında olduğunu biliyordu fakat soyunma odasını anlayamamıştı.
"Bunu yapmamın sebebi bana gelmeni istiyor olmam değil. Bana gelmenin kendi isteğinle olmasını istedim hala da öyle olmasını istiyorum." diyen delta aklını karıştırmıştı alfanın.
Soyunma odasının kapısını sertçe açarak kilidin kıran deltayı şaşkınlıkla izledi alfa. Onu güçlerini kullanırken ilk defa görüyordu.
Açılan kapı ile görünen manzara kesinlikle alfanın beklediği bir şey değildi. Basketbol takımından Chin-cha ile yiyişen sevgilisi şaşırmasına neden oldu . Fakat üzülmedi sadece bir şaşkınlık. Ayrılmak istediği kızın , onun bir konuşma yapmasına gerek olmadan bir sebep ortaya koyması mutlu etmişti onu.
Chin-cha rahat bir tavırla ve alayla alfayı izliyordu. Jungkook'un bir çok alfanın yapmadığını yaparak sadece omegaların kalıbına oturtulmuş voleybol takım kaptanı olması sinir etmişti onu her zaman. Voleybol takımına ilk katıldığı zamanlar alfaların ona nasıl iğrenerek baktığını hala hatırlıyordu.
Özellikle karşısında sevgilisi ile yiyişen alfa üzerine gitmişti her zaman. Irene'nin kendini aldattığının farkındaydı ama sesini çıkarmamıştı. Her ne olursa olsun deltadan uzak durmasına sebep oluyordu sonuçta.
Fakat bunu gözleriyle görmek rahatlatmıştı. Sonunda ayrılabilirim diyordu."J-jungkook -"
"Teşekkürler. Bir daha beni rahatsız etmezsen sevinirim."
"Ne o alfa? Bakıyorumda yine omega gibi davranıyorsun. Azarlaman gerekmez miydi? İrene nasıl aldatırsın beni?"
Oyuncu bir hüzünle konuşan alfaya karşı tepki verecek kadar değerli bulmamıştı Jungkook onu. Fakat burada yokmuş gibi sadece sevdiği alfanın yüzünü inceleyen ve bir üzülme belirtisi görmekten korkan delta hızla başını alfaya çevirmişti.
Öfkeli feromonları yayılmaya başladığında gözler ona dönmüştü. İrene nefes alamadığı ve bu feromonlarda boğulduğu için boynunu tutarak ağzından derin nefesler almaya başlamıştı çöktüğü yerde. Chin-cha ise diz çökerken bulmuştu kendini. İkisinin aksine tanımlayamadığı kadar güzel kokan feromonlar ile kendini rahatlamış hissediyordu Jungkook. Kurdu bağlandığı kurdun feromonları ile mutlu oluyor deltanın kurduna cilve yapmak için Jungkook'un zihnine sızmaya çalışıyordu.
Diz çöken alfaya ilerleyen delta arkadan gelen seslerle başını geriye çevirmişti. Muhtemelen antrenmandan çıkan öğrenciler açtıkları kapıdan yüzüne çarpan feromonlar ile kendilerini yerde bulmuşlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delta's Love // Taekook
Fanfiction... Ve delta o güzel kalpli bedene aşık olmuştu. Alfa olması umrunda değildi. Seme Taehyung Uke Jungkook (Jungkook'un her zaman narini oynamasını beklemeyin lütfen. Ne olursa olsun o bir alfa, baskınlık iç güdüsü hala yerinde. Taehyung seme olduğu...