İçinde olduğum asansörün aynalı duvarından kendime bakıyor, elimdeki telefonla fotoğraflarımı çekiyordum. Hamile olduğumu öğrendiğim ilk günlerden gelen bir alışkanlıkla sürekli yapıyordum bunu. Taehyung bir gün elinde bir albüm ile gelmiş ve bebeğimize ileride göstermek için fotoğraflarımızı koymamı istemişti.
Bende sürekli telefonumdan varsa yanımda fotoğraf makinesinden çekiyor ve albüme ekliyordum. Muhtemelen bu fotoğrafların herhangi birinin arkasına 'kariyerime kıydığım gün' cümlesini yazarak albüme ekleyecektim.
Hamileliğim şu sürekli dizilerde ve filmlerde gördüğümün aksine çok normaldi. İlk iki ay Taehyung o kadar güzel ilgilenmişti ki benimle şımarmış ve sürekli ilgi istemiştim. Tabii bir süre sonra Taehyung bilerek yaptığımı farkederek kahkahalarla gülmüştü. Hatırladıkça sinirlerim bozuluyordu. "Beni altına alacağından bahseden alfaya bak sen." diyerek uzun bir süre alay konusu yapmıştı.
Fakat üçüncü aya girdiğimde her şeyden iğrenmeye başlamıştım. İlk zamanlar sabah bulantılarım, kusmalarım, iştahsızlığım olması gerekirken benimki üçüncü ay başlamıştı. Çoğunlukla iştahsız oluyor ve bazen kusmam dışında bir sorun olmuyordu. İnsanların benden uzak olmasını, yalnız kalmayı sever hale gelmiştim. Bazen Taehyung'u sabah erkenden şirkete gönderip, eve kimseyi almıyordum.
Bitirdigim dizi ve filmlerin sayısı o kadar çoktu ki kendime şaşırıyordum. Ve evet tekrar söylüyorum şu her dizi ve filmde görülen ilgi manyağı hamile insanlarla alakam yoktu.
On dördüncü katta duran asansöre giren iki kişiyle fotoğraf çekmeyi bıraktım. Saygıyla birbirimizi selamladığımızda onlar tasarımlar hakkında bir şeyler konuşmaya devam etmiş, bende grupta konuşulanlara bakıyordum.
Sonunda on sekizinci katta duran asansörden inerek sessiz koridorda odasına ilerledim. Tabii kocamın odası olmasından dolayı kapıyı çalmadan içeri daldım.
Deri sandalyesine yaşlanmış bir eli ensesindeyken diğer elinde tuttuğu kağıtları göz hizasına kaldırmıştı. Şu sıralar sürekli boynu ağrıyordu çizim yaparken eğildiği için. Kağıtları eğerek bana çevirdi bakışlarını. Yorgun gözlerini kaplayan parıltılar içimi bir hoş ediyordu.
"Bebeğim hoşgeldin."
"Hoşbulduk~"
Kapıyı kapatarak ona yaklaştığımda sandalyesini geriye çekerek bir nevi kucağıma gel demişti. Bacaklarımı iki yanından sarkıtarak oturdum.
"Nereden geliyorsun?"
"Babaanneyi görmeye gittik sonra biraz avmde gezindik. Seni özledik o yüzden seni almaya geldik."
Kıkırdayarak ellerini belimden karnıma getirdi. Yüzünü karnıma doğru eğerek öpücük bıraktı. Karnımda hissettiğim kıpırdanmalar kocaman gülümsememe neden oldu. Taehyung'u seviyor ama bir o kadarda beni sahipleniyordu. Onu hissedecek kadar büyüdüğünde Taehyung bana yaklaşınca sürekli hareket eder olmuştu.
"Sizi sahipleniyor olabilir. Anlaşılan kıskanç bir çocuğunuz var. Size bağlılığını böyle göstermeye çalışıyor muhtemelen."
Doktorum aynen böyle demişti. Bana kim yaklaşsa sürekli hareket ediyordu ve biz bundan korkmuştuk. Ama sebebini öğrenince tüm endişelerim uçup gitmişti.
"Babayı çok mu seviyorsun sen? Hmm. Ama bende babanım senin. Üzülüyorum sen böyle yapınca."
Dudaklarını büzerek kıyafetimin üzerinden karnıma bakarak konuşuyor, bir yandan da elleri karnımda geziniyordu. Henüz beş aylık bebeğimiz yüzünden çıkıklaşan karnım yüzünden ben modelliğe ara vermiştim. Aslında Bayan Kim istersem hamile tasarımları için modellik yapabileceğimi söylesede evimde kalmak, bebeğim için hazırlık yapmak daha hoştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delta's Love // Taekook
Hayran Kurgu... Ve delta o güzel kalpli bedene aşık olmuştu. Alfa olması umrunda değildi. Seme Taehyung Uke Jungkook (Jungkook'un her zaman narini oynamasını beklemeyin lütfen. Ne olursa olsun o bir alfa, baskınlık iç güdüsü hala yerinde. Taehyung seme olduğu...