ON ÜÇ

6.7K 579 136
                                    

Medya:Lilya hnm daha az asyalı hayal edebilirsiniz. Bulduğum modeller hep asyalı oluyor :/

Sınır: 250 oy 250 yorum

Ben çoğu şeyden mahrum büyümüştüm. Ne oyuncaklarım olmuştu nede süslü giysilerim. Yetimhanedeyken birbirlerimizin eskilerin giyer dururduk. Bana 15 yaşıma kadar hiç hediyede alınmamıştı, bazen kızlarla kitaplarımızı değiştirirdik Betül ölmeden bana kitabını bırakmıştı ama o bir hediyeden çok yadigardı... İlk hediyemi Akay'ım almıştı bana. Merkür'dü. O an dünyanın en değerli şeyini almış gibi hissetmiştim.

Çocukken dua ederdim öleyim diye çünkü o Varna denen yerden kurtulmaktansa ölmek daha olası gelirdi. Okuduğum romanlar o kadar imkansız gelirdi ki, kimsenin öyle bir yaşantısı olmadığına inanırdım. Herkes benim, bizim gibi bir yerlere tutsak sefil bir şekilde yaşıyor sanardım. Oysa ben böyle düşünürken biyolojik ailem belkide rüya gibi güzel bir hayat yaşıyordu.

Bir keresinde Varna'dayken uyuyamamıştım. O gecede şansıma yeni bir kız gelmişti. Kızın ailesi daha yeni ölmüştü ve gittiği yetimhaneden bizim Varna'ya transfer edilmişti. 13 yaşındaydı, bende 7 falandım sanırım. Kız o gece deli gibi ağlamıştı. Varna'nın iğrenç olduğunu ve böyle bir yerde nasıl yaşadığımızı sormuştu. Bende çocuk aklımla savunmuştum yaşadığım yeri.

Bana bir yuvanın nasıl olduğunu anlatmıştı. Hatta her evin farklı, kendine has kokusunun olduğunuda söylemişti. Bu o zamanlar komik gelsede bir evim olunca ne kadar doğru olduğunu anlamıştım çünkü bizim evimizinde kendine has bir kokusu vardı. Benim yemeklerim, Akay'ın parfümleri ve Barın'ın sigarasının hakim olduğu ne kadar alakasız olsada hepimizden bir parça olan evimiz, kokusu. Huzur benim için evimin kokusuydu işte.

Kız sevgi görmüştü bu yüzden pek sevilmezdi Varna'da. Ailesi öldüğünde düşmüştü yetimhaneye. O kadar hoşuma giderdi ki onu dinlemek, eteğinin dibinden ayrılmazdım. Nereye giderse gider bir sürü soru sorardım. Bir gün sabah uyandığımda onu yatağında bulamamış ve her yerde aramıştım. En son alt kattaki banyoya gidince bulmuştum. İntihar etmişti. Bizimle 2 ay ya geçirmiş ya geçirmemişti ama buna bile dayanamamıştı. O zaman ne kadar rezil bir hayatımız olduğunu anlamıştım. 13 yaşında bir kızın cesedini tavana asılmış bir şekilde bulduğumda...

"Bakar mısınız?" Elimdeki kitapları masaya bırakıp sese doğru ilerledim. Genç bir adam kafası karışmış bir şekilde raflara bakıyordu.

"Buyrun ben yardımcı olayım."

"Ya ben aslında şöyle tam genç kız işi bir kitap arıyorum. Ne severler?" Dedi bana bakmadan.

"Ne kadar genç bu kız?"

"15 ine yeni girdi tam bir ergendir." Dedi sonlara doğru eğlenen bir sesle. Sonunda bana döndüğünde yutkundum. Esmer biriydi. Gözlerinin mavisinde bir sweatshirt giymişti. Hemen başımı eğip tekrar kitaplara yöneldim.

"Günümüzdeki gençler çeşit çeşit. Tarzından bahsetseniz? En sevdiği kitap ne mesela."

"Fantastik. Fantastik çok sever. Harry Potter'ı binlerce kez okumuştur. Alacakaranlık onuda çok sever."

"Hmm... Uyumsuz var oda fantastik veya labirent, vampirleri seviyorsa the originals kitaplarıda olabilir. Labirent seriside çok güzeldir. Gerçi ben filmlerini daha çok severim."

"Siz neyi tavsiye edersiniz?"

"Uyumsuz. Sıkı Veronica Roth hayranıyımdır."

"Ne güzel. Ben o zaman hem Labirent serisini hemde Uyumsuz'u alayım." Kitapların yerini bulup aldıktan sonra müşteriye yöneldim. Elimdeki kitapları gülümseyip uzattım.

Ay Ve Zambağın GücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin