Yeni bölümle tekrardan buradayım. Yeni bölümün ne zaman geleceğini herkes çok sordu - iki kişi falan rejıfınodoso- bu hafta içi atabileceğim son bölüm. Maalefes sınav haftasına girmiş bulunmaktayım.
Daha ilk bölümden aldığım dönütler o kadar tatlıydı ki. Gerçekten çok mutlu oldum.❤️❤️
KEYİFLİ OKUMALAR SİZİ SEVİYORUM❤️❤️❤️❤️
Bölüm için şarkı bırakıyorum tekrardan, keyifle dinleyin ❤️❤️
Zeki Müren - Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun
Hayatımız boyunca sevdiğimiz, değer verip gözümüzden dahi sakındığımız insanları hep alttan alıyoruz. Onların kırılıp üzülmemeleri için elimizden ne geliyorsa daha fazlasını yapıyoruz, kendimizi her seferinde ikinci plana hatta daha geri planlara atıyoruz. Önceliğimiz hep sevdiklerimiz. Oysa hayatta en çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz kişi kendimiz olmalıyız. Önce kendimizi sevmeliyiz, kendimizi mutlu etmeliyiz. Ki kendimize verdiğimiz değerden başkasına da pay biçelim. Çoğumuz bunu başaramıyoruz. Sevdiklerimizi kendimizden önde tutuyoruz. Biz kendimizi sevmezsek bizi neden sevsinler.
Bende yıllarca bu hataya düşmüştüm. Elbette sevdiklerime değer veriyordum. Ama onları sürekli kendimin önüne koyuyordum. Onlar üzülmesin, kalpleri kırılmasın yeterdi benim için. En sonunda fark ettim ki onların ki kırılmasın diye uğraşırken benimki tuzla buz olmuşta canıma batmış. Bundan sonra herkes kendini düşünsün diyerek en çok kendimi düşünmeye en çok kendimi sevmeye odaklanmıştım.
Bir sinirle onu orda bırakıp çıkmıştım. Ne yapabilirdim ki? İstenmediğim bir yerde kalacak kadar gurursuz olmamıştım. O gün ona öyle söylemiştim ama şimdi ' Yanımda olmana ihtiyacım var' dese düşünmeden yanında olurdum. Gurursuzluk değildi bu çok sevmekti. Belki de gurursuzluktu. Kim ne bilir? İnsan çok sevince kırgınlığını, kalbinden göğsüne batan kırıkları bir kenara bırakıyordu. Daldığım yerden güçlü bir ses ile irkildim.
'' Aysima merhaba.'' Kemikli ellerini saçlarından ensesine doğru kaydırdı. Ayaklarımda olan bakışları usulca yüzümü buldu, kaşları çatık değildi, belirgin yüz hatl Kaşlarını çattı, boğazını temizledi ve konuşmaya devam etti.
''Aynı yerde saat dokuzda. Konuşmamız gerek.''
Konuşmamız mı gerekti yıllar espri kabiliyetini geliştirmişti. Komikti.
'' Hayır'' dedim kendimden emin bir ses tonuyla. Gözlerini, gözlerime kilitledi, dilini dudaklarına sürterek ıslattı ve derin nefes aldı .
Şaşırmıştı ama şaşırsındı. O günü öyle kolay unutacağımı mı düşünmüştü. Geri zekalı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLUK
Teen Fiction''Bir kuş kafesinin kapısını zorluyordu. Çıkmak için çırpınıyordu. Özgürlüğüne kavuşmak belki de şuan düşlediği tek şeydi. Kafesin yanına gelince kuşun beyaz bir güvercin olduğunu gördüm. Çırpınıyor, kendini kafesin kapısına vuruyordu. Eğildim, k...