Bölüm 3

472 55 60
                                    

Merhabaaalar mecburi kısa bir aradan sonra yeniden buradayım.  Öncelikle hepiniz hayırlı ramazanlar. Umarım zorlanmadan bitirirsiniz. 

Bölüm hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Elimden geldiğince yazım yanlışlarını düzeltmeye çalışıyorum. Bölümlerim şuan biraz kısa farkındayım. Ama ileriki bölümler yedi, sekiz bin kelime civarı daha yazmadıklarım da var on bin kelimeyi buluruz. Çok uzatıp sizi  sıkmakta istemediğimden dolayı yavaş yavaş artırıyorum.

Oy verip bolca yorum yapmayı unutmayalım lütfen sizleri çok seviyorum. Hepinizi kooocaman öpüyorum.

Keyifli okumalar..

❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

Bölüm için şarkı bırakıyorum, keyifle dinleyin......

Berkay Altunyay - sanki hevesim hiç kırılmamış gibi

Güncel Gürsel Artıkyay - Uzak Yol

Rei6 - Ah Canım Sevgilim

🌕🌕🌕



Bir çocuk düşünün; annesi yok, babası da yok. İkisi de melek olmuş. Tek varlığı yeşil bir balonu. Başka hiçbir şeye sahip değil o çocuk. O balonun içindeki hava tüm dertleri, hüznü, sevinci, yası, kahkahaları ve de umudu.

Çocuk altı yaşında yeşil balonunu bir an olsun yanından ayırmıyor, patlaması onu korkutuyor. Çocuk o yaşında korkuyu öğreniyor ve o onları kavramaya çalışırken kimsesi yok, yapayalnız.

Çocuk yedi yaşında okula başlayacak. Öğretmeni onu sınıfa sokamayacağını söylüyor. Ama anlatmıyor sadece söylüyor. Çünkü söylemek ve anlatmak arasındaki farkı bir türlü öğrenemedik, bir çocuğa bir şey nasıl anlatılır bilmiyoruz. Çocuk yeşil balonu kapının dışında bir köşeye bağlıyor sonra da sınıfına doğru ilerliyor. O balonu orada yalnız bıraktığı için vicdanı öğreniyor. Yedi yaşında başlıyor vicdanının sesini duymaya.

Çocuk on bir yaşında balonunu bağlayabileceği bir yer bulamadı. Oradan geçen başka bir çocuk ona o gelene kadar balonu tutabileceğini söyledi. Altı yaşında öğrendiği belirdi aklında; korku. Çocuk çok korktu balonu giderse ona dair her şey de giderdi. Sonra çocuğun içinde bir his beliriyor ve diğer çocuğa balonunu veriyor. Koşarak gidiyor. Geldiğinde balonu orada, patlamamış. Çocuk yine öğreniyor. Onun adı güven.

Çocuk on altı yaşında balonu hala onunla. Korkmuyor, vicdanının sesini işitmiyor çünkü işitmesini gerektirecek hiçbir şey yaşamadı. Çocuk aşık olmuş. Balonunu kendi elleriyle veriyor, karşısında ki istemeden. Çünkü seviyor insan sevdiğine güvenmez mi? Balonunu nasıl koruyor, seviyorsa sevdiği de öyle koruyup seviyor. Sonra bir gün karşısındaki balonu patlatıyor. Ellerinin arasına kendi isteğiyle verdiği balonunu patlatıyor. Çocuk bu sefer birden fazla şey öğreniyor.

İhanet, sevdiğinin ihaneti onu yaralıyor.

Balonun içinde kendisi vardı, her şeyi vardı balon patladı. Çocuk benliğini kaybetti, özü yok oldu. Çocuk saflığıyla, temizliğiyle inşa ettiği benliğini kaybetti. Çocuk o yaşına kadar öğrendikleriyle kendine yeni bir benlik yarattı. Korku, ihanet, güvensizlik, vicdan dolu.

SOLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin