Bölüm 4

357 46 240
                                    

Helloooo ben geldim! Çok uzun bir ara oldu farkındayım ama tamamıyla mecburiyetten kaynaklı. Bölüm biraz daha geç gelecekti ama psikolojik baskılara daha fazla  dayanamadım.🥺

Bir şey de söyleyeyim hemencecik üçüncü bölümün sonunda ufak çaplı bir Aydın-Aysima hesaplaşması okumuştuk. Bu bölümün başında da o hesaplaşmadan ufak bir kesit var. Devamı olarak da düşünebilirsiniz diyaloglar da ufak çaplı değişiklikler de var yeni bir sahne olarak da düşünebilirsiniz. Yazmasam içimde kalacaktı umarım kafanız karışmaz😍

Paloma Faith - Only Love Can Hurt  Like This🌼

Paloma Faith - Only Love Can Hurt  Like This🌼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hastaneden çıkalı birkaç saat olmuştu. Doğru dürüst kendime dahi gelememiştim. Konuşmak için çok mu acele etmiştim? Gerçi ne önemi kalmıştı ki artık? Benim bu mahalleye gelmemin de, Aydın'la tekrar karşılaşmamın da artık ne benim için ne de onun için bir önemi kalmamıştı. Hastaneden eve gelene kadar ablamın laf atması dışında bir muhabbetimiz olmamıştı. Şuan karşımda bana acıdığı için mi oturuyordu yoksa onca yılın hatırına mı bilmiyordum. Bir sıcak bir soğuk değildi. Aydın hep soğuktu. Bana karşı hep bir buz dağı olmuştu. Hem çok yakındık, hem de yakın olduğumuz kadar da uzak.

'' Susacak mıyız böyle?'' sorusuyla ellerime kilitlediğim gözlerimi cennetin en güzel yeşili olan gözleriyle buluşturdum.

'' Eskiden susarak anlaşırdık Aydın, gerçekten de her şey çok değişmiş burada.'' 

Bazen dilimin kemiği olmuyordu gerçekten. Lafımı bitirir bitirmez o kadar pişman olmuştum ki. Ama bir kere ağızdan çıkmıştı sonuçta. Yeşil harelerini ellerinden çekti yüzüme dik dik baktı. Eliyle burun kemerini sıktı, derince bir nefes aldı ve aslında kendimi buna alıştırdığım daha doğrusu kabullendiğim ama onun ağzından duyunca enkazdan farksız olacağım cümleyi kurmaktan çekinmedi.

''Kendi ağzınla söyledin ya işte eskidendi, eskiden.'' dedi konuşurken bir yandan da kafasını aşağı yukarı sallıyordu. 

Sanki kendini bir şeye inandırmaya çalışıyor gibiydi. Ama o kelimeyi 'Bak bunu sürekli unutuyorsun, sana sadece acıdığım için yardım ediyorum unutma eskidendi, eskide' der gibi üstüne basa basa iki defa tekrar etmişti.

Annemi babamı benden koparırcasına alan Tanrım!

Şu içimi yakan, beni en dibe sürükleyen sevdayı da koparıp al!

'' Sorma desem de soracaksın Aydın, bütün hayatımız böyle geçmedi mi zaten? Sen sordun ben cevaplayamadım sen de beni kovdun!''

'' Böyle bir tepki vermek zorunda mıydın?''

''Evet! Ne sormak istiyorsan sor, sonra içeri geçeceğim.''

Uzunca bir süre şaşkınlıkla suratıma baktı.

SOLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin