2.

793 43 15
                                    

<𝟑 ᴏʏ ᴠᴇʀᴍᴇʏɪ ᴜɴᴜᴛᴍᴀʏ𝐢ɴ ɪʏɪ ᴏᴋᴜᴍᴀʟᴀʀ...♡

"Majesteleri lütfen kardeşimi bağışlayın oyun oynuyorduk onu kovaladığım için size çarptı. Onun bir suçu yok beni cezalandırın !"

NE !?

Karşımda küçük kız kardeşini korumaya çalışan bi çocuk bana onu affetmem için yalvarıyor muydu? Yoksa bana mı öyle geldi?

Sadece çarptı ve yere düştüm kalçam acımış olabilir ama bu güzelliklere nasıl kızabilirdim ki ?

Julia beni kaldırdıktan sonra biraz kendime gelmeye çalıştım. Hala çocuğun dediğine takılmış olsam da...

"Seni cezalandırmak gibi bir saçmalık tabi ki yapmayacağım."

Dedim ve biraz onlara yaklaştım. Bu dediklerime şaşırmış olsalar gerek ikisinin de gözleri büyüdü. Ne yani bacak kadar çocukları dövmemi mi bekliyorlardı? Korktuklarını anlaman çok da uzun sürmemişti. Onları ürkütmek istemiyordum. İkiside onlara yaklaştığımı fark edince erkek olan kız kardeşini biraz geri çekti. Durdum...

Onlar ile eşit boyda olmak için eğildim. Bir yerde görmüştüm çocuklar böyle yapıldığında daha iyi hissediyorlarmış. Ama sanırım bende pek işe yaramadı gibi. Küçük kız tamamen abisinin arkasına saklandı neredeyse hiç gözükmüyordu ama kabarık pudra rengi elbisesi onu ele veriyordu.

"Sadece ufak bir kaza çocuklar. Bir dahaki sefere daha dikkatli olun. Hadi gidip oynayın."

Dedim ve eğildiğim yerden kalktım. İkisi de inanamıyormuş gibi bana bakmaya başladı. O sırada koskoca koridorda bir erkek sesi yankılandı.

"Diana!!"

Büyük cüssesi "ben buradayım" diye haykırıyordu sanki. Siyahın en koyu tonunda saçları alnına düşüyordu. Ve o kan kırmızısı gözleri...

Merdivenlerden yavaşça aşağı iniyordu. Bu sırada kırmızılarını gözlerimden ayırmıyordu. Bende gözlerimi ondan alamıyordum. Üzerinde siyah takım elbiseye benzer bir şey vardı. Ama gördüğüm kıyafetlerden farklıydı.

O sırada çocuklar adamın yanına doğru koşar adımla gitmeye başladılar. Ben hala olduğum yerde bana doğru gelen adama bakıyordum.

"Hoş geldiniz prens William."

Dedi Julia eğilerek gayet kibar bir şekilde. Demek sabahtan beri prens prens değip durduğu adam buymuş. Ama yalan yok yürüyen karizma  adam.

Tam karşımda 2 adım ilerimde durdu. Çocuklar adamın arkasına geçmiş kendilerini koruyor gibiydiler.

"Gene neye kızdın da sinirini çocuklardan çıkartıyorsun?!"

Bunu sanki karşısında iğrenç bir şey varmış gibi söyledi. Hemen söze atıldım.

"Herhangi bir şeye kızdığım yok prens William... Çocuklara oyun oynarken daha dikkatli olmalarını söyledim sadece. Buna bir itirazınız mı var?"

Son cümlemi söylerken bir kaşımı havaya kaldırdım. Maksat ciddi olayım...

Cümlemi bitirdiğimde oda kollarını birbirine bağlamış dudağının kenarını kıvırmıştı. Kardeş... bende kalp var bil istedim.

"Ne zamandan beri Elina ve Hector'u bu kadar düşünür oldunuz?"

Bu adamı dövebiliyor muyuz?

"Onları düşünmemek için bir sebebim mi var?"

Derken krem rengi elbisemin tozlandığını fark ettim. Elbise gerçekten çok güzeldi. Ama biraz abartılıydı sanki. Bir elimle eteğime hafif vurarak tozu temizledim.

Boğazını temizleyerek bir ses çıkardı ve dikkatimi ona vermemi sağladı. Yüzü ciddi bir hal almıştı.

"Bunu isterseniz ortak salonda konuşalım. Çocuklar odalarınıza gidin."

Konuşalım konuşalım da ne konuşacağız? Çocuklar hemen merdivene doğru koşmaya başladılar. Demek odalar yukarı kattaydı.

Elini gideceğimiz tarafa doğru gösterdi. O tarafa doğru yürümeye başladım. Neden her seferinde ya benden ileride ya da önde gidiyorlar?!

Bir an durdum. Durduğumu gördüğünde oda durdu şuanda yan yana duruyorduk. Bana "gene ne oldu" der gibi bakmaya başladı.

"Ortalık yerde konuşulmayacak kadar önemli olan konu nedir prens William."

Der demez iç çekip hızlı adımlarla yürümeye başladı. Onu takip etmeye karar verdim. Koskocaman bir kapının önünde durdu. Ve kapıyı muhafız olduklarını düşündüğüm, ellerinde mızrak olan 2 adam kapıyı açtı. İkimizde içeri girdiğimizde.

"Kapıyı kapatın!"

William muhafızlara bağırdığında kocaman odada sesi yankılandı. Kapıyı hızlı bir şekilde kapattılar. Karşımdaki adam burnunda soluyordu. Korkmadım desem yalan olur mu?

İki adımda yanımda beliren adama öylece bakakaldım.

"Ne yapmaya çalışıyorsun? Sana bir daha çocukları korkutmamanı söylemedim mi?!"

Adam konuşmuyor adeta kükrüyordu. Gözlerimi birkaç kez kırptığımda benden bir cevap beklediğini düşündüm ve konuşmaya başladım.

"Onları koruttuğum falan yok. Elina koşarken bana çarptı bende yere düştüm. Hector da onu arkasına aldı. Onlara sadece oyun oynarken daha dikkatli olmalarını söyledim!"

Umarım adlarını doğru söylemişimdir yoksa bu adamı daha da kızdırmış olabilirdim.Son kurduğum cümlede biraz sesimi yükselttim yoksa bu adam iflâh olmazdı.

"Buna inandığımı mı sanıyorsun sen? Ne planlıyorsun söyle!"

"Aaa!! Yeter ama artık canım sen ne laftan anlamaz adam çıktın be !"

Artık iyice çıldırmıştım. Kapıya doğru koşar adımlarla yürümeye başladım. Kapıyı açmak için hamle yaptığımda. Kolumdan tuttuğu gibi beni geri çekti. Bir anda yaptığı bu hareket bedenlerimizin birbirine çarpmasına neden oldu. 

"Benimle doğru konuş Diana. Aksi taktirde hiç iyi şeyler olmaz. Benim çocuklarıma bir adımdan fazla yaklaşırsan bu senin sonun olur!"

Diana? Bu adam bunamış galiba. Adımı bile bilmiyor. Demek onlar senin çocuklarındı. Bende analarıyım dersen bayılırdım.

Bir tokat sesi... Tüm odayı kaplamış. Gözlerimin sinir ile bakmasına sebep olan adam tam karşımda kafasını sağ tarafa doğru eğmiş bir şekilde duruyordu.

_____________________

Oy vermeyi unutmayın....♡
Kısa oldu biliyorum ama 3. Bölüm uzun olacak...

İNCİ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin