15.

480 38 3
                                    

Miller ailesi beklediğimden de varlıklı çıkmıştı. Buna gerçekten şaşırmıştım. Ama zaten William o gece bu ailenin kraliyet ailesi için önemli insanlar olduğunu söylemişti. Aynı zarftaki mor işlemeli renkler bahçeye de süslemişti bahçenin ve sarayın konsepti de mordu. 

Bu kadar mor gözüme fazla geliyordu ama yine de çok hoştu. Gözlerim etrafı izlemeye devam ediyordu.

Karşıdan gelen hiç de yabancı olmayan iki sima gördüm bunlar Carol ve annesi Grace Millerdi.

"Ah Leydi Diana davetimi kabul etmişsiniz. Umarım bugün keyifli bir gün geçiririz."

Carol önümde sanki bir kız çocuğunu andırırcasına hareketli ve enerjikti.

"Böyle önemli bir daveti nasıl kaçırabilirdim ki?"

dedim gülümsemeye çalışarak. Bu kadınların yanıma bir kaç metreden bile fazla yakın durmasını istemiyordum ama bunu yapmak zorundaydım.

 Gözlerim Grace kaydığında oda yüzünde ciddi bir ifade takındı ve basit bir selam verdi.

"Dilerseniz artık içeri geçelim diğer leydiler çoktan geldiler bile onları daha fazla bekletmeyelim."

dedi Carol gülümseyerek ve bir kaç dakikadan sonra çay partisinin olacağı yere geldik. Direk her yer incelemeye başladım. Masa bahçeye kurulmuştu ve çok güzel süslenmişti masa yaklaşık 7 8 kişi vardı ve ben hiçbirini tanımıyordum bile. 

Benim için ayrılan sandalyeye oturdum. Carol da benimle beraber sandalyesine geçmişti. Grace yoktu o sadece bana selam verip sarayın içine girmişti. Sanırım bu davet sadece genç leydiler için yapılmıştı.

Masaya oturur oturmaz üzerimde hissettiğim bakışlar hiç de hoş değildi sanki bir insana değil de iğrenç bir şeye bakıyorlarmış ve onu aşağılıyorlarmış gibiydi. Ama ben bunları umursamamaya çalışıyor gibi mimiksiz öylece duruyordum. 

Eğer tepki verseydim daha çok üzerime gelmeye çalışırlardı. Carolun bu insanları buraya bilerek çağırdığına o kadar emindim ki.

"Leydim bugün ne kadar hoş görünüyorsunuz."

dedi karşımda oturan gümüş saçlı kadın. Tam olarak amacını bilmesem de normalde Diana hiç bir davete bu kadar sade gidebilecek bir kadın gibi durmuyordu bu yüzden bu kadın dikkati bana çekip elbisemden yürüyerek beni aşağılamaya çalışacaktı. 

Belki ben kafamda fazla kuruyordum ama burada kimse artık benim eski Diana olmadığımı bilmiyordu normal olarak değiştiğimi de bilmiyorlardı.

"Teşekkür ederim leydim sizde çok güzel görünüyorsunuz."

dedim içten bir şekilde gülümseye çalışarak.

"Ama leydim...sizce de bu kıyafet çok fazla sade olmamış mı?"

Gümüş saçlı kadının yanında duran kızıl saçlarıyla masayı renklendiren kadına döndü gözlerim.

"Nasıl bir sadelik bu leydim? Lütfen açıklar mısınız?"

dedim sanki demeye çalıştığı şeyi anlamıyormuş gibi yaparak. 

"Ah lütfen yanlış anlamayın leydim buradaki leydiler şıklığa önem verir o yüzden merak ettim."

dedi masumca gülümseyerek. Bunu demesiyle tüm dikkat benim üzerime çekilmişti bile. Herkes sessizce benim ne diyeceğimi bekliyorlardı o iğrenç bakışlarıyla. 

Bu kadınlar neden liseli ergenler gibi davranıyorlar anlayamıyordum. İstersem pijamayla gelirdim kardeşim size ne? Kaç yıl geçerse geçsin hangi yüzyılda olursak olalım bu kıyafet konusu hep dalga konusu oluyor. İnsanlık bunu aşamıyor sanırım.

"Bugün hava durumuna göre giyinmek istedim sadece hem hava çok sıcak fazla kumaş beni daraltıyor leydim bu yüzden açık renkli ve daha az kumaşı olan bir elbise giymek istedim. Bunun bir sakıncası mı vardı?"

Sanki bu cevabı beklemiyormuşcasına sessiz kaldı ve başını hafifce sallamakla yetindi. Masadaki diğer kadınlarda bir şey demdiler ve kendi aralarında bir şeyler gevelediler. Büyük ihtimal cevap vermeyeceğimi falan düşünüyordu. Çünkü bu kadar şaşıracağı bir şey söylememiştim.

"Hadi bayanlar bu güzel günü bir elbise hakkında konuşarak mı geçireceğiz lütfen sizin için hazırlattığım ikramları deneyin gerçekten bayılacaksınız."

dedi Carol ve hizmetçiler kocaman masaya çeşit çeşit tatlılar, içecekler ve meyveler getirmeye başladılar. Masa gerçekten iştah açıcı duruyordu önüme gelen adını bilmediğim meyveli tatlıyı yemeğe başladım ve tadı gerçekten çok güzeldi. 

Ardından çaylar sunuldu ve kadınlar kendi aralarında koyu bir sohbete daldılar. Bende masadaki yemekleri yiyip içimden sanki yemek programındaymış gibi yorum yapıyordum. Mesela o ilk yediğim tatlıya 1 verdim.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

-BÖLÜM SONU-

bu gecelik böyle olsun..


İNCİ TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin