İNCİ TANESİ

3.

Fotoğraftaki sahne Diana'nın aynaya baktığındaki sahne olduğunu hayal edin 🦉

____________________________

Bir tokat sesi... Tüm odayı kaplamış. Gözlerimin sinir ile bakmasına sebep olan adam tam karşımda kafasını sağ tarafa doğru eğmiş bir şekilde duruyordu...

Evet ona vurmuştum. Kimse benimle böyle konuşamazdı. Yüzümde biraz bile pişmanlığa dair bir kırıntı yoktu. Ne olursa olsun yapmadığım bir şey için beni suçlayamazdı.

Hâlâ kafası yana dönmüş olan William'a baktım. Şaşırmış olacak ki dudakları biraz aralandı. Sen bir kadınla nasıl konuşulacağını bilemezsen daha çok tokat yersin koçum.

"Sakın!"

Dedim başparmağımı kaldırıp.

"Sakın bir daha yapmadığım bir şey için beni suçlamayın."

Diye devam ettim cümleme. Sesim şuan daha sakindi ama sinirli olduğum yüzümden okunuyordu.

Arkamı döndüm ve kapıyı açtım. Muhafızlarda kapıyı açmak istediğimi anlamış olduklarını anladım. Kapıyı sonuna kadar açtılar, hemen kendimi dışarıya attım. Topuklularım yerde tak tak sesleri çıkarırken göğsümün çok hızlı bir şekilde inip kalktığını yeni fark ettim. William denilen ahmağı arkada bıraktığım için gururluydum. Kimse kusura bakmasın çoktan hak etmişti.

Biraz ilerledikten sonra karşıma Julia'nın çıkması beni sevindirmişti. Bana endişeli gözlerle bakan kadına çevirdim vücudumu.

"Efendim bir şey oldu mu? İyi misiniz?"

Karşımda kekeleyerek konuşan kadını anlayamıyordum. O adam bana hiçbir şey yapamazdı. Hele bir yapsın bak o zaman burası nasıl cehenneme dönüyor.

"Sadece hak ettiği bir tokat geçirdim. Çoktan bunu hak etmişti."

Dediğim şey ile Julia ağzını kapattı ve küçük bir çığlık atıp geriye doğru adım attı.

"N-ne yaptınız?"

"Tokat attım dedim ya! Dinlemiyor musun sen beni?"

Gözlerini artık ne kadar büyütebilir diye geçirdim içimden. Sesli bir şekilde ofladım. Bıkkın bir ses ile;

"Odama götür beni yorgunum."

Dedim ve esnedim. Cidden çok yorulmuştum. Aslında uyumadan önce çocuklara bakmak istemiştim ama şuan bitkin bir halde karşılarına çıkmak istememiştim.

"Artık ellerini ağzından çekecek misin?"

Julia hemen ellerini çekti ve kendini toplamaya çalıştı.

"Tabi leydim hemen!"

Korkmuş bir sesle konuşuyordu. Bana merdivenleri işaret ettiğinde oraya doğru yürümeye başladım. Julia yanımda yürüyordu. Ama hâlâ dalgındı. Bir anda Julia tökezlemeye başladı ve merdivenin basamağına takıldı. Tam düşeceği an onu kolundan tuttum. Reflekslerimin iyi olması işe yaramış gibi.

"T- Teşekkür ederim leydim. Size bir şey oldu mu?"

Kızım düşecek olan sensin bana neden bir şey olsun? Bana bunu beklemiyormuş gibi bakmaya başladı. Artık cidden uyumak istiyordum.

"Rica ederim ben iyiyim. Lütfen artık odama gidelim hemen uyumak istiyorum."

Dememle hemen kendini toparladı. Yürümeye başladık ve en sonunda odamın önünde geldiğimizde kapıyı açtı ve içeri girdim. Koskocaman bir yatak, 2 yanında küçük çekmecesi olan komodin ve üstlerinde 1 adet abajur vardı. Makyaj aynası ve üstünde sayamadığım kadar takı ve makyaj malzemesi duruyordu. Kocaman bir gardırop ve odanın ortasında yuvarlak bir halı vardı. En son 2 tane tablo ile karşılaştım bir manzara fotoğrafıydı. Oda tıpkı elbisem gibi göz alıcı krem ve beyaz rengindeydi. Gerçekten çok güzel bir odaydı.